Zeus Sunağı: Kayıp mirasımız

Zeus Sunağı, "şeytanın tahtı" olarak da biliniyor. Bu unvan, Aziz Yuhanna'nın Vahiy kitabında geçen bir anlatıdan kaynaklanıyor; burada Pergamon'un, yedi kiliseye yazılan mektuplardan birinin merkezi olduğu belirtiliyor.

Carl Humann ve keşif süreci

Zeus Sunağı'nın keşfi, Alman inşaat mühendisi Carl Humann tarafından gerçekleştirildi. 1860'larda Türkiye’ye gelen Humann, Bergama-Dikili karayolu inşaatında çalışırken arkeolojik araştırmalara yöneldi. Sunağın varlığını biliyordu ve bölgedeki kalıntılar hakkında bilgi topladı. Kazı yaparak bazı friz parçaları buldu ve bölgedeki bir evde yaşamaya başladı.

John Wick yönetmeni, yeni bir aksiyon serisiyle geliyor! John Wick yönetmeni, yeni bir aksiyon serisiyle geliyor!

Sunağın Almanya’ya kaçırılması

Humann, bulgularını Prusya Müzeler Müdürü Alexander Conze ile paylaştı. Conze, bu eserlerin paha biçilmez olduğunu belirtti. O dönemde Almanya, büyük müzeleriyle yarışabilmek için eski eser koleksiyonunu artırma peşindeydi. Böylece Zeus Sunağı, Almanlar için büyük bir değer kazandı.

Resmi kazı izni 1878 yılında alındı ve Humann ile Conze ilk kazıyı başlattı. İlk kazılarda 39 kabartma, 800 civarında farklı eser ve çeşitli mimari parçalar bulundu. İlk sevkiyat 462 kasa ile 350 ton ağırlığında gerçekleştirildi.

Tarihî gerilim ve eserlerin götürülmesi

Halk, sunak parçalarının götürülmesine karşı çıktı. Sultan’a haber ulaştığında, bölgedeki bir paşa durumu inceledi ve taş olduğunu belirterek sevkiyatın devam etmesine izin verdi. Bu durum, halkın geçmişine sahip çıkma çabasının yanı sıra Osmanlı devletinin eski eserleri göz ardı etmesini gözler önüne seriyor.

Almanya, Zeus Sunağı’nın tamamını topraklarına taşımak istiyordu. 1879’da, Osmanlı Devleti özel izin vererek eserlerin tamamının götürülmesine onay verdi. Böylece Zeus Sunağı’nın taş blokları ve diğer eserler, gemilere yüklenerek Berlin’e götürüldü.

Osman Hamdi Bey ve yeni nizamname

1881 yılında Osman Hamdi Bey müze müdürü oldu ve eserlerin yurt dışına kaçırılmasını önlemek için yeni bir nizamname yayınlanmasını istedi. 1883’te yayımlanan Âsar-ı Atika Nizamnamesi, eski eserlerin yalnızca kopyalarının verilmesi ve asıllarının müze-i hümayun’a gönderilmesini şart koşuyordu.

Zeus Sunağı’nın tarihî ve mimari özellikleri

Zeus Sunağı, M.Ö. 2. yüzyılda Attalos Hanedanı tarafından yaptırıldı. Dış duvarları, Gigantomakhia savaşını betimleyen yüksek kabartmalı frizlerle süslüydü. Doğu frizi, tanrıça Athena’nın dev Alkyoneos ile mücadelesini gösterirken, Zeus’un sembollerinin yer aldığı kabartmalar dikkat çekiyor.

Bir mirasın kaybı

Carl Humann 1896’da öldü ve İzmir’de gömüldü. Yıllar sonra, Zeus Sunağı ve diğer eserlerin Almanya’ya taşınması, kültürel mirasımızın kaybını temsil ediyor. Eserlerin tarihi ve sanatsal değeri, bu kaybın ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Zeus Sunağı'nın mirası, geçmişin izlerini sürdürmeye devam ederken, aynı zamanda kültürel sahiplenme ve koruma konusunda dersler de sunuyor.

Editör: Mehrican Candemir