Tarihte Bugün: 10 Ağustos 1928 Gülhane Parkı'nda Tarihi An - Türk Harf Devrimi

10 Ağustos 1928, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli günlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Bu tarihte, Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde gerçekleştirilen Harf Devrimi, Türk alfabesinin Latin harfleriyle değiştirilmesini ve halkın eğitim seviyesinin yükseltilmesini hedefliyordu. Bu devrim, yalnızca bir yazım değişikliği değil, aynı zamanda bir ulusun modernleşme yolundaki adımlarından biriydi.

Harf devrimi nedenleri nedir? Harf devrimi neden ve ne zaman oldu? - Gıda  Hattı

Latin harfleri ile tanışma

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Arap alfabesiyle yazılan Türkçe, okuma ve yazma becerilerinin sınırlı kalmasına neden oluyordu. Bu durum, halkın eğitim düzeyinin düşmesine ve okuryazarlık oranının azalmasına yol açtı. Atatürk, yeni harflerin getirilmesiyle birlikte Türk toplumunun eğitim seviyesinin artacağına inanıyordu. Latin alfabesi, 29 harften oluşuyor ve Türkçenin fonetik yapısına daha uygun bir yazım sunuyordu. Bu değişiklik, özellikle genç kuşaklar için daha kolay öğrenme ve anlama fırsatları sağladı.

Harf Devrimi Meselesi | MozartCultures

Atatürk'ün liderliğinde Harf Devrimi

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında alfabe sorunu güncelliğini korudu. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Latin alfabesi taraftarları çoğaldı. Tartışmalar arttı. Atatürk ise, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, beş yıl boyunca alfabe konusunda hiç konuşmadı. Ancak 1928 yılında alfabe konusuna eğildi. Ondan sonra Türk Hükümeti, adım adım Latin alfabesini almaya doğru gitti. Önce uluslararası rakamlar alındı, Arap rakamları bırakıldı. Ardından bir Dil Encümeni kuruldu ve Latin harflerine dayanan yeni bir Türk alfabesi hazırladı. Ondan sonra Atatürk’ten son işaret beklendi. Atatürk, Türk Harf Devrimi’nin gerçek önderi ve mimarıdır. Yıllarca sustuktan ve zamanlamayı iyi yaptıktan sonra, 1928 yazında harekete geçti. 10 Ağustos 1928 gecesi, İstanbul’da Gülhane Parkı’nda, Türk Harf Devrimi’ni halka haber verdi: “Arkadaşlar, güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz” dedi. Buyurmakla da kalmadı, kendisi de bizzat işe koyuldu, bir “Baş Öğretmen” olarak başa geçti ve yeni harfleri halka benimsetinceye kadar, kitleleri arkasında sürükledi. Atatürk’ün Gülhane konuşmasının ardından yeni harfler şaşırtıcı bir hızla gelişti. Atatürk, önce İstanbul’u ve İstanbul’a yakın illeri harekete geçirdi. Yeni harfler için mebusları, ileri gelen gazetecileri, aydınları birkaç kez Dolmabahçe Sarayı’ na toplayıp ortamı olgunlaştırdı. İstanbul’dan sonra Tekirdağ, Bursa’ya, sonra Anadolu’ya geçti. Yeni alfabe meş’alesini ilden ile, şehirden şehre taşıdı. Sinop, Samsun, Amasya, Tokat, Sivas, Kayseri yoluyla Ankara’ya döndü. Her uğradığı yerde, elde tebeşir, kara tahta önüne geçip halka yeni Türk harflerini öğretti. Bütün vatandaşların yeni yazıyı tez öğrenmelerini istedi. 1928 yılında ve son baharında Atatürk’ün hemen hemen tek düşüncesi, tek tutkusu yeni Türk Harfleri oldu. Sarayda, konakta, köşkte, arabada,i sokakta, çarşıda, gece gündüz hep Yeni Harfleri düşündü, yeni Harfleri konuştu. Büyük önderin bu tutkusu, yakın çevresinden yurt düzeyine dalga dalga yayıldı. Yeni yazı heyecanı bütün yurdu sardı. 1 Kasım 1928 günü “Türk Harflerinin Kabulü ve Tatbiki Hakkındaki Kanun” TBMM’den geçerken, yolun yarısı zaten aşılmış ve Türkiye yarı yarıya yeni yazıya geçmiş bulunuyordu. Yasanın çıkmasını beklemeden yeni yazı ülkeye yayılmış, uygulanmaya başlanmıştı. Hemen her bakanlıkta, her kasabada yeni yazı kursları açılmış ve devlet memurlarına, öğretmenlere yeni harfler öğretilmişti. Devlet dairelerinde Yeni Yazıya geçilmişti. Yeni ders yılında okullarda yeni harflerle öğretime başlanmıştı. Yasa bu durumu hukuki temele oturtup pekiştirdi. Yasa, bir iki ay gibi kısa bir süre içinde yeni yazıyı kullanma zorunluluğu getirdi. Basın 1 Aralık 1928 tarihinde, devlet daireleri ise 1 Ocak 1929 tarihinde tamamen Yeni Yazıya geçtiler. Yasa 3 Kasım 1928’de Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

v

Harf Devrimi'nin ana hedefleri arasında okuma yazma oranını artırmak ve halkı bilgilendirmek vardı. 1928 yılında yapılan değişikliklerle birlikte, yeni alfabenin tanıtımına yönelik kapsamlı bir kampanya başlatıldı. Bu kampanya, çeşitli ders kitapları ve eğitim materyalleri aracılığıyla desteklendi. Ayrıca, halkın yeni harfleri öğrenmesi için kurslar düzenlendi. Atatürk, bu süreçte "Harf Devrimi, yalnızca harflerin değiştirilmesi değildir; bu, bir zihniyet devrimidir" sözleriyle değişimin derinliğine dikkat çekti.

d

Harf Devrimi, Türkiye'nin eğitim sisteminde köklü değişiklikler yarattı. Okuryazarlık oranı hızla yükseldi ve halkın bilgilendirilmesi sağlandı. Yeni alfabeyle birlikte, Türk dili daha da zenginleşti ve edebi eserler daha geniş kitlelere ulaşmaya başladı. Bu değişiklikler, Türkiye'nin modernleşme çabalarının bir parçası olarak görülüyor ve günümüzde hala tartışılan önemli bir konu olmayı sürdürüyor.

John Wick yönetmeni, yeni bir aksiyon serisiyle geliyor! John Wick yönetmeni, yeni bir aksiyon serisiyle geliyor!

Mustafa Kemal Atatürk ve Harf İnkılâbı

Sonuç olarak, 10 Ağustos 1928, yalnızca bir alfabe değişikliği değil, aynı zamanda Türk milletinin geleceğine dair bir umut ışığı oldu. Atatürk'ün vizyonu doğrultusunda yapılan bu devrim, Türkiye'nin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefinin bir parçası olarak hafızalarda yer etti. Harf Devrimi, halkın eğitimi ve bilinçlenmesi açısından büyük bir adım olurken, Türk kimliğinin de yeniden inşasına katkıda bulundu.

Editör: Mehrican Candemir