Tarihte Bugün: 16 Ağustos 1960-Kıbrıs artık bağımsız!

16 Ağustos 1960’ta, Kıbrıs adası bağımsızlığını kazanarak Kıbrıs Cumhuriyeti olarak kuruldu. Bu önemli adım, Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık arasında imzalanan Zürih ve Londra Antlaşmaları ile gerçekleşti. Bu antlaşmalar, Kıbrıs’ın bağımsızlığını tanırken, Birleşik Krallık’a Ağrotur ve Dikelya bölgelerinde askerî üs bulundurma hakkı tanıdı ve adanın %3’ünü kapsayan bu üsler, Birleşik Krallık’ın denetiminde kaldı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 36 Yaşında, Em. Büyükelçi Tugay Uluçevik

Kıbrıs Türkleri’nin temsil hakları ve garantörlük

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu, adanın iki ana etnik topluluğu olan Rumlar ve Türkler arasında bir güç dengesi kurmayı amaçlıyordu. Kıbrıs Türkleri, devlet dairelerinde Rumlardan sonra en büyük etnik topluluk olarak veto hakkına ve parlamento ile yönetimde %30’luk temsil hakkına sahip oldular. Ayrıca, Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık, Kıbrıs’ın garantörleri olarak belirlendi.

Aspendos Opera ve Bale Festivali başlıyor: Hangi temsil ne zaman? Aspendos Opera ve Bale Festivali başlıyor: Hangi temsil ne zaman?

1963 anayasa değişiklikleri ve etnik çatışmalar

Ancak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında, anayasa değişiklikleri nedeniyle çatışmalar baş gösterdi. 30 Kasım 1963’te, Cumhurbaşkanı III. Makarios tarafından önerilen anayasa değişiklikleri, Kıbrıs Türkleri tarafından haklarını kısıtlayıcı olarak görüldü. 21 Aralık 1963’te iki Kıbrıs Türkünün öldürülmesiyle başlayan topluluklar arası çatışmalar, Kıbrıs Türkleri’nin yönetimden çekilmesine ve adada büyük bir gerilime yol açtı.

Birleşmiş Milletler’in müdahalesi ve UNFICYP

Bu gelişmeler üzerine Birleşmiş Milletler, Kıbrıs’a Barış Gücü (UNFICYP) gönderdi. 1964 yılında kurulan UNFICYP, Kıbrıs Türkleri ile Rumlar arasındaki çatışmaları engellemeyi ve adadaki önemli noktalara barış sağlamak amacıyla konuşlandı. UNFICYP’in görevleri, adadaki etnik gerilimleri azaltmak ve barışçıl bir çözüm bulmak amacıyla yürütülmeye devam etti.

Kıbrıs’ın bağımsızlığı ve sonrasındaki süreç, uluslararası ilişkiler ve bölgesel politika açısından önemli bir dönemi temsil ediyor. Zürih ve Londra Antlaşmaları’nın getirdiği düzenlemeler, Kıbrıs’taki etnik yapının ve uluslararası garantörlük sisteminin nasıl şekilleneceğini belirledi, ancak adadaki iç çatışmalar ve uluslararası müdahale ihtiyacı, bölgedeki gerilimlerin çözümü için uzun süreli bir çaba gerektirdi.

Editör: Mehrican Candemir