İlk yarısında Samet'le yaşadığımız gol sevinci sonrasında,  Hollanda Krallığı lejyonerlerinin ikinci yarıda bulduğu iki gole engel olamadık. Ve turnuvaya veda ettik. 
    Kanımca iyi bir turnuva geçirdik. Çeyrek finalde elensek  de ilerisi için umut vaat eden bir takımımız var. Turnuvanın en genç ikinci takımına sahibiz. Gurur duyuyoruz. Hepsi de evlatlarımız. 
   Maça dönersek; milli takım maçları, kulüp takımı maçlarına benzemiyor. Kulüp takımlarında yıllardır beraber oynayan savunma hatları ve hücum hatları başarılı oluyor. Milli takımlarda ise bu şans yok. Ekipler kısa süre bir arada oynuyor. Bu da hatalara sebep oluyor. O yüzden milli takımlar, bu kadar fazla kendi kalelerine goller attılar. Bu yüzden de bütün takımlar, savunma hatlarını kuvvetli tutup, önde bir iki yetenekli oyuncu bırakıp, rakibin hata yapmasını bekliyor.Bu turnuvanın kalanında da,hocalardan başka taktik beklemeyin. Maalesef bu hataları bu gece biz yaptık. Kalecilerimiz bu turnuvada sınıfta kaldılar. Yediğimiz ilk golü ben bile yemezdim. Hakemi de herhalde Hollanda Krallığı bizzat seçmiş!  Turnuva boyunca hakemler ve Uefa aleyhimize her türlü hatayı yaptılar. Merih Demiral kardeşimizin aldığı ceza hiçbir şekilde açıklanamaz ve tarih alınlarındaki bu kara lekeyi silmeyecek! Krallığın lejyonerleri en az 3 kırmızı kartı hakemlerin insiyatifi ile atlattı. 
   Montella da bu maçta iyi bir  yönetim sergileyemedi. Yediğimiz ilk golden önce, takımın savunmasında aksamalar başlamasına rağmen, oyuncu değişikliklerinde geç kaldı. 
   Bir de son söz seyirciye; 
 Afedersiniz ama bu başka seyirci miydi? Nerede o bütün maç koşulsuz destek veren seyirci?  Bu maça alışık olmadığımız biri mi geldi? 
   Bu turnuva olmadı ama bu takım, ileriki organizasyonlarda boynuna çok madalya geçirecektir... 
   Sevgi ve Saygılarımla