Bildiğimiz üzere ülkemizde çalışan nüfus sayısı olarak 15-64 yaş arası esas alınmaktadır. Ancak 2022’den önce emekli olabilmek için yaş sınırına bakılmaksızın prim ödeme gün sayısı belirleyici faktör idi ve yaş sınırına bakılmıyordu.

Emekliler her dönem ekonomik açıdan en olumsuz koşulları yaşayan kesimdir ve buna asgari ücretliler de eklenebilir. Dolayısıyla emeklinin yaşam koşulları, aldıkları maaşlar gündemden düşmemektedir.

Ülkemizde maalesef doğurganlık oranı %1,5 civarındadır ve bu oran ilerleyen dönem için çalışan nüfusun azalması tehlikesiyle karşı karşıyadır ve yaşlı nüfusumuz her geçen dönemde artmaktadır.Sn. Cumhurbaşkanımızın yıllar önce 3 çocuk önerisi demek ki doğru imiş ve bugünkü ortamda da bu tez ispatlanmış durumdadır. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde tek çocuğa bile bakmak, yetiştirmek ekonomik anlamda oldukça zordur.

Vatandaşlarımız emekli oldukları taktirde aldıkları maaşın yarısı kadar maaş almaktadır ve bu tutar geçinmek için zordur ve hatta mümkün değildir. Dolayısıyla emekli vatandaşlarımız ikinci bir işte çalışmak zorunda kalmakta ama tabii ki herkes iş bulmakta güçlüklerle karşı karşıya kalmaktadır.

Emeklilik koşulları 2022 yılında çıkarılan bir kanunla erkekler için 65, kadınlar için ise 60 olarak belirlenmiş ve çalışan nüfus sistemine uygundur. Bu kanun çıkmadan önce 45 yaş civarında prim ödeme gün sayısına göre emekli olunabiliyordu. Yani üretime katkı sağlayabilecek yaşta emeklilik söz konusu idi. Ancak sadece yaş sınırı baz alınmamakta belirli bir prim sayısını da tamamlamak gerekmektedir. Prim ödeme gün sayısı ise gene 2022 yılında çıkan bir kanunla erkekler için 7200 gün erkekler için ise gene aynı gündür. Ancak erkeklerde 2028 yılından itibaren 9000 gün olarak uygulanacaktır.

Emeklilikte ilk sigorta girişi son derece önemlidir. Çünkü emeklilik girişi, emeklilik yaşı ve prim ödeme gün sayısını belirlemekte baz alınmaktadır.

Emeklilik maaşı hesaplama formülü, yıllık ortalama maaşın “aylık bağlanma oranı” ile çarpılıp sonucun SGK’ya prim olarak ödenen yıl sayısına bölünmesiyle aylık emekli maaşı hesaplama sonucunu verir.

Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde emekli maaşlarının yetersizliğini hepimiz biliyoruz. Kamuoyunda intibak yasası olarak bilinen ve 2000 yılından önce emekli olanlar ile 2000 yılından sonra emeklilerin aldıkları maaş neredeyse %50 fark oluşmasına sebep olmuştur. Bir diğer konu da 2008 yılında emeklilik katsayısının %45 e düşürülmesiyle emekli maaşlarının oldukça düşük kalmasıdır. Öncelikle bu iki konunu emekliler arasındaki adaleti sağlamak için ivedilikle ele alınması ve çözülmesi gerekir.

Bir başka konu da emeklilerimizin birçoğu yaşlı olduğu için doğal olarak sağlık sorunlarının çoğalması, hastanelere olan ihtiyaçlarını ger geçen gün artmasıdır. Hastanelerden kesilen muayene farkı ve eczaneye ödenen ilaç farkları zaten az olan maaşlarını iyice düşürmektedir. Kendimden örnek verecek olursam diyaliz hastası olduğum için yani kronik hastalığım olduğu için birtakım ilaçları sürekli kullanmak zorundayım. Ve ilaç alımı için ocak ayında 485; şubat ayında da muayene katkı payı dahil 450 TL ödemek durumunda kaldım. Yani aylık ortalama 450 TL kabul edersek ve bu da en düşük rakamdır 12 ay için hesapladığımızda 5400 TL ödemek zorundayım ve bu rakam aldığım maaşın yaklaşık üçte bir oranıdır. Dolayısıyla emeklilerden kesinti yapılmaması bir nebze olsun fayda sağlayacaktır. (Bunlar tabii ki devlet bütçesi ile yakından ilgilidir.)

Yukarıda belirtmeye çalıştığım gibi ülkemizde çalışan nüfus 15-64 yaş arası kabul edilirken emeklilik yaşının da 65 olması son derece doğaldır.

Öte yandan bir de çalışmadan emeklilik sistemi de mevcuttur. Ülkemizde ne çalışan ne de öğrenim gören genç nüfus oldukça yüksek olduğu için olmalı ki onlara da emeklilik hakkı ve dolayısıyla SGK nın imkanlarından faydalanmalarının sağlanması esas alınmıştır.

Sözünü ettiğim gençlerin emeklilikten faydalanabilmeleri için 18 yaşını dolduran her vatandaş prim ödemek kaydıyla bu haktan faydalanabilecek. Buna göre herhangi bir işte çalışmaksızın prim ödemek kaydıyla emekli olmaları sağlanabilecek.

Sabah'tan Faruk Erdem'in haberine göre; Türkiye'de ikamet edenler ile ülkemizde ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerdeki Türk vatandaşlarından; zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmayan, ay içerisinde 30 günden az çalışan ya da tam gün çalışmayanlar, emekli olmayanlar, 18 yaşını dolduranlar başvurabilir.

İlk defa isteğe bağlı sigortalı olmak isteyenlerin örneğin Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ekinde yer alan "İsteğe Bağlı Sigorta Giriş Bildirgesi" ile ikametgâhlarının bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüklerine/ sosyal güvenlik merkezlerine başvurmaları gerekiyor.

İsteğe bağlı sigorta primi prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında, sigortalı tarafından belirlenen prime esas aylık kazancın yüzde 32'sidir. Bunun yüzde 20'si malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, yüzde 12'si genel sağlık sigortası primidir. 2025 yılı için aylık en az ödeme 8.321 TL'dir.

İsteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son günü takip eden günden, aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden, ölen sigortalının ölüm tarihinden itibaren sona eriyor.

İsteğe bağlı sigortalı 12 ay geçmedikçe diğer aylara ait primlerini gecikme zammı ile ödeyebilir. Evde küçük işler yaparak para kazanan gençler ve ev kadınları esnaf muafiyet belgesi alarak primlerini yatırıp hem sağlıktan yararlanırken hem de emeklilik imkânına kavuşacak. Bunun için öncelikle SGK'ya giderek bir dilekçe vermek yeterli olacak. Primler en düşük brüt asgari ücrete göre ödenecek. 2025 yılı için ödenecek aylık tutar 8 bin 321 lira 76 kuruş olacak.

Bakıcı, temizlikçi gibi ev işlerinde aynı işverenin yanında ayda 10 günden az çalışanlar da primini kendi ödeyebiliyor. Emekli olmak isteyenlerin bu kapsamda ödeyeceği aylık prim tutarı yeni asgari ücretle birlikte 8 bin 451 lira 79 kuruş oldu. Eksik günlerini bu şekilde 30 güne tamamlayanların primleri 4/1-a (SSK) kapsamında sayılıyor. Ev işlerinde 10 günden fazla çalışanlar için ise primlerini işverenleri yani çalıştıkları ev sahipleri ödüyor. Bu günler de çalışan tarafından 30 güne tamamlanabiliyor.

Ev kadınları ile üniversite öğrencileri ve engellilere yarı zamanlı iş imkânı sağlanacak. Sosyal hizmetler, kütüphane, eğitim gibi alanlarda çalışabilecek. Çalışma saatleri okulla çakışmayacak ve en fazla 10 ay sürecek. İlk etapta 60 bin genç yararlanacak ve sayı giderek artacak. Gençlere aylık 15 bin lira ücret ödenecek. Ev kadınları ya da çocuk sahibi olduğu için işten ayrılmış kadınlara yarı zamanlı evden çalışma olanağı sağlanacak.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar

zozcivan@hotmail.com