GÜNCEL

Polonez işçilerine müftüden "böyle hak aranmaz" müdahalesi

Uzun yıllar çalıştıktan sonra sendikaya üye oldukları için Kod-46 ile işten çıkarılan Polonez işçilerine, Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu'nun "Böyle hak aranmaz" diyerek müdahale etmesi tepkilere yol açtı.

Abone Ol

Sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan ve iki aydır eylemlerini sürdüren Polonez sucuk fabrikasının işçileri, bu kez Çatalca Kaymakamlığı önünde anayasal haklarının uygulanmasını talep ediyor. Ancak bu sabah, işçilere Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu’nun müdahalesi damga vurdu.

Polonez fabrikasında Türkiye Tütün Müskirat Gıda ve Yardımcı İşçileri Sendikası (TEK GIDA-İŞ) sendikasına üye oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan işçiler, iki aydan uzun süredir çeşitli eylemler yapıyor. Önce fabrika önündeki eylemlerine polis müdahalesi ve gözaltılarla karşılık verilen işçiler, anayasal haklarını kullanmak amacıyla Çatalca Kaymakamlığı önünde 24 saatlik nöbet başlattı.

Bu sabah işçilere yapılan müdahale ise farklı bir boyut kazandı. Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu, işçilerin gürültü yaptığını belirterek, “Böyle hak aranmaz” diyerek işçilere müdahale etti. Tartışma sırasında bir işçinin görüntü almasına engel olan müftü, işçilere ses tonlarını kısma çağrısında bulundu.

“Keşke Çatalca Müftümüz de 'Bu işçiler haklıdır' deseydi”

TEK GIDA-İŞ örgütlenme uzmanı Suat Karlıkaya, olayla ilgili yaptığı açıklamada müftünün tavrını sert bir dille eleştirdi. Karlıkaya, “Biz ekmek mücadelemizi sürdürüyoruz ve anayasal haklarımızın uygulanmasını talep ediyoruz. Devlet bizi haklı bulmuşken müftünün böyle bir müdahalede bulunması son derece yakışıksızdır. İşçilerden özür dilemeli ve yanımızda olmalıdır” dedi.

Ebu Zer’in “Akşam aç yatıp da sabah kılıcına davranmayanın imanından şüphe ederim” sözünü hatırlatan Karlıkaya, şunları söyledi.

“Çatalca Müftüsü buraya geldi. Bize 'hastalar var'. Yok 'insanlar rahatsız oluyor'. Oysa ses kısık olduğu hâlde, ben kendisine bu konunun emniyet güçlerine bildirmelerini gerektiğini istirham ettim... Ondan sonra arkadaşlarımıza yok onu yapamazsınız, sizin burada yaptığınız doğru değil diye. Sanki kolluk kuvveti. Bizim burada talebimizi herkesin net bilmesi gerekiyor. Biz bir ekmek mücadelesi (veriyoruz). Keşke müftünün şöyle bir şey söylemesini isterdim. Ebu Zer diyor ya; ‘Akşam aç yatıp da sabah kılıcına davranmayanın imanından şüphe ederim’ diye. Bizler hakkımız olan, ekmeğimiz için bir mücadele veriyoruz. Çocuklarımızın geleceği için mücadele veriyoruz. Keşke Çatalca Müftümüz de 'Bu işçiler haklıdır'. Çünkü devletin bakanlığı bizi haklı bulmuş. Devlet haklı bulmuş. Ve maalesef patrona söz geçiremiyorlar.”

“Fabrika bizi bir gece 46 koduyla 'hırsızlıktan' bizi sokağa attı”

Çatalca Kaymakamlığı önünde gece-gündüz nöbetlerine devam eden işçilerin eylemi 61 gününe girdi. Polonez gıda fabrikasında çalışırken Tek Gıda-İş Sendikası’na üye olduktan sonra işten çıkarılan 146 işçiden biri olan Nermin Yılmaz, mağduriyetini “Bir gece 46 koduyla 'hırsızlıktan' bizi sokağa attı. 13 senelik işçiyim. Bizim değerimiz bu muymuş? Eşim rahatsız. Her şeye göğüs gererek, o işime devam ederek... Yani konuşamıyorum. Çok sözlerim var konuşacak ama kaç günden beri mücadele ediyorum arkadaşlarımla. Bu işi, mücadeleyi kazanacağız. Gaz yedik. Geceyi burada geçirdik” diye anlattı.

“Polis müdahalesi bize çok ağır oluyor”

Fabrikada üretim ustası olarak çalışırken işten atılan Bedriye Önal ise 18 yıl boyunca çalıştığı işletmenin “küçülüyoruz” diyerek kendisini işten çıkarmasına tepki gösterdi. Polisin müdahalesinin çok ağır olduğunu dile getiren Önal, “Zaten Polonez markasını zaten biz yarattık, biz büyüttük onları. Onlar bizi bir gecede ‘Küçülmeye gidiyorum’ diye çıkardılar ama benden sonra nedense 170, 180, 200’e yakın eleman aldılar. Nasıl küçülme, bilmiyorum. Ben 18 yıllık elemanım. Gençliğimiz orada geçti bizim. Gecelere, sabahlara kadar çalışıyorduk biz. Müdürlerin gözü arkada kalmıyordu. En son biz çıkıyorduk. Biz 61 günden beri Polonez’in kapısının önünde hep eylemlerdeyiz zaten. Taşeron işçileri içeri almayalım diye biz orada direniyoruz ama polis müdahalesi bize çok ağır oluyor. Gaz atıyorlar. Arkadaşlarımın çoğunun kolları hep mosmor” ifadelerini kullandı.

“Tazminatlarımızı, ihbarlarımızı alamıyoruz”

Tek Gıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu ise işçilerin sendikalaşma sürecinden bahsederek şunları anlattı:

“Bakan buraya bakan yardımcısını göndermişti 29 Ağustos’ta ve buraya gelen bakan yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, İŞKUR Müdürü 46 kodunun değiştirilmesi noktasında bizimle görüşmüşlerdi. 2-3 gün öncesinden aldığımız haberle bu kodların 04 koduna çevrildiğiyle ilgili bizlere mesaj geldi. 04 kodu ne derseniz işverenin tek taraflı fesih hakkıdır. Burada da işçilerin işsizlik sigortasından faydalanmaları, tazminatının ödenmesi, ihbarının ödenmesi gerekiyor ama şu anda biz işsizlik sigortasını alıyoruz, bu kamuoyunun baskısıyla. Biz tazminatlarımızı, ihbarlarımızı alamıyoruz. Eğer bu koda çevirdiyse bakanlık, bizim tazminatlarımızın ve ihbarlarımızın da ödenmesi gerekiyor.”