Yavuz Sultan Selim'in (I. Selim) sekiz yıl süren saltanatı, Osmanlı tarihinin önemli bir dönüm noktasını teşkil eder. Kemalpaşazade'nin mersiyesinde belirttiği gibi, "ömrü ikindi güneşi gibi kısa sürmüş, lakin gölgesi uzun olmuştur." Yavuz'un saltanatının büyük bir kısmını seferlerde geçirmesi ve gerçekleştirdiği fetihler, Osmanlı tarihine kalıcı bir iz bırakmıştır.
Doğu meseleleri ve Safevi tehdidi
Yavuz Sultan Selim, doğu meselelerine yönelik sert çözümler arayarak dikkat çekmiştir. Özellikle Safevi tehdidini önlemesi ve Osmanlı'nın dini anlayışını belirlemesi, Osmanlı siyasi ve sosyal hayatında önemli bir dönüşümün habercisi olmuştur. Memlük Devleti'ne son vermesi, İslam dünyasının tek bir bayrak altında toplanması projesinin ilk önemli adımıdır.
İslam dünyasının lideri
Selim'in İslam dünyası üzerindeki etkisi, "hilafet tahtının sultanı" olarak anılmasına yol açmıştır. Resmi belgelerde Mekke ve Medine'nin koruyucusu olarak zikredilmiştir. Kemalpaşazade, onu "sahib-kıran-ı alem" ve "cihan fatihi" olarak tanımlarken, bu unvanların tarihi önemi vurgulanmaktadır.
Stratejik ve idari reformlar
Yavuz'un saltanatı süresince Osmanlı Devleti, önemli ekonomik ve idari reformlar gerçekleştirmiştir. Mısır'ın ele geçirilmesi, antik dünyanın uluslararası ticaret yollarının kontrolünü Osmanlı'ya kazandırmıştır. Ayrıca, askeri alanda yapılan yenilikler, Yavuz'un güçlü bir ordunun temellerini atmasına yardımcı olmuştur.
Fiziksel tasvirler ve hükümdar imajı
Yavuz Sultan Selim'in fiziksel görünümü, kaynaklarda detaylı bir şekilde tasvir edilmiştir. Orta boylu, çatık ve sert bakışlı, sakalsız ama gür bıyıklı olarak tanımlanmıştır. Batılı kaynaklarda ise kısa bacaklı, uzun gövdeli ve büyük gözlü olarak resmedilmiştir. Bu tasvirler, zamanla farklı yorumlara neden olmuş ve yanlış anlaşılan imgeler ortaya çıkarmıştır.
Avcı ve savaşçı kimliği
Selim, avlanma konusunda yetkin bir hükümdardı ve bu tutkusunu oğluna da miras bırakmıştır. Disiplinli, kararlı ve merhametsiz bir yönetim sergileyen Yavuz, devlet işlerini sıkı bir şekilde takip etmiş ve isteklerinin zamanında yerine getirilmesini talep etmiştir.
Mısır'da yeni bir düzen
Mısır'ı ele geçirdikten sonra, burada sosyal ve idari yapı üzerinde köklü değişiklikler gerçekleştirmiştir. Mısır halkı tarafından bir mesih gibi karşılanması, onun büyük bir kahraman olarak algılanmasına yol açmıştır. Bu durum, Osmanlı kaynaklarında da desteklenmiş ve Yavuz'un imajı efsanevi bir boyuta ulaşmıştır.