Dedemin Gözyaşları: 10 yaşında lösemiye yakalanan Mustafa'nın hikâyesi Dedemin Gözyaşları: 10 yaşında lösemiye yakalanan Mustafa'nın hikâyesi

1974 yılında Erzincan’ın Tercan ilçesinde doğan Oğuz Aksaç, çocukluğunu varoşlarda geçirdi. İlk iş deneyimlerine boya sandığı ve simit tezgahıyla başlayan Aksaç, mobilyacılık ve birçok farklı işte çalıştı. Dansçılık ve bağlama öğretmenliği gibi alanlarda da kendini geliştirdi. Lise mezunu olan Aksaç, enstrümanlarla ilgilenmeye başladığı dönemde bağlama, gitar, dilsiz kaval, klarnet ve batari gibi çeşitli müzik aletlerini çalmayı öğrendi.

Müzikal yolculuğun başlangıcı

Aksaç, müzikle tanışmasını ve gelişimini anlatırken, müzik hayatına nasıl adım attığını şöyle özetliyor: "Grup Çığ’ın solisti olarak müzik dünyasında yer almaya başladım. 1998’de yayımladığımız 'Çığ Türküleri' albümümüzle büyük bir çıkış yakaladık." Aksaç, 90’lı yılların başında müziğe daha yakın olmaya başladı ve çeşitli gruplarla bağlama çaldı. Ankara’daki Halkevlerinde bağlama eğitmenliği yaparken, Mustafa Özarslan ile tanıştı ve Grup Çığ’ı kurdu.

Solo kariyer ve 'Oğuzname' albümü

Grup Çığ’dan ayrılarak solo kariyere adım atan Aksaç, ilk solo albümü “Oğuzname”yi müzikseverlerle buluşturdu. Albümde 16 türkü seslendiren Aksaç, türkülerin düzenlemelerinde İspanyol, blues, caz ve funk renklerini kullandı. Albüm, Malatya’dan Adıyaman’a, İç Anadolu’dan Erzurum’a, Adana’dan Diyarbakır’a kadar geniş bir coğrafi yelpazede dinleyiciyi müzikal bir yolculuğa çıkardı.

Halk oyunları ve dans

Oğuz Aksaç’ın müzik yolculuğu sadece şarkıcılıkla sınırlı kalmadı. Halk oyunları ve dans ile de ilgilendi. Ortaokuldan sonra eğitimini sürdüremeyen Aksaç, çeşitli işlerde çalışarak ailesine destek oldu ve halk oyunlarıyla ilgili yeteneklerini geliştirdi. Sahne deneyimlerini ve dans yeteneklerini, müzikal çalışmalarına da yansıttı.

Müzikal anlayış ve gelecek projeleri

Aksaç, müzikal anlayışını ve türkülerin günümüze nasıl uyum sağladığını şu şekilde anlatıyor: “Türkülerin değişimi ve evrimi benim için önemli. Her dönemde türkülerin değiştiğini, geliştiğini ve bugüne kadar geldiğini düşünüyorum.” Ayrıca, müzikal projelerinde çağın ruhunu yakalamak ve dinleyicilere iyi şeyler hissettirmek istediğini vurguluyor.

Kişisel felsefe ve yaşam

Oğuz Aksaç, yaşamı ve müziği üzerine düşüncelerini paylaşırken, şans ve mutluluğun kişisel bir algı olduğunu ifade ediyor: “Sabah güneşin sıcaklığını hissediyorsunuz, yağmur yağıyor, rüzgar parmaklarınızın arasından geçiyor. Bu küçük anların değerini bilmek önemli.” Aksaç, müziğin hayatın anlarını güzelleştiren bir unsur olduğuna inanıyor ve dinleyicilerine bu güzellikleri sunmayı amaçlıyor.

Editör: Mehrican Candemir