Yahudileri korumak amacıyla geliştirilen K Sendromu, hastanede çalışan faşizm karşıtı doktor Adriano Ossicini tarafından yaratıldı. Katolik Kilisesi’nin bir kolu olarak çalışan hastane, Yahudi mahallesinin yanı başındaydı ve burada çok sayıda Yahudi, sahte hastalık raporlarıyla gizlice saklandı. Hastane yönetimi, Dr. Giovanni Borromeo ve faşizme karşı direnen Dr. Ossicini'nin destekleriyle, Yahudileri kurtarma operasyonu gerçekleştirdi. Bu süreçte, Dr. Vittorio Emanuele Sacerdoti’nin de yardımları oldu.
K Sendromu'nun bilimsel kurgusu
Ossicini, K Sendromu adını Nazi subayı Albert Kesselring ve Nazi polis şefi Herbert Kappler’in soyadlarının baş harfi "K"den aldığını belirtse de, bu hastalık gerçek bir sendrom değildi. Nazi askerlerinin hastane teftişlerinde, K Sendromu’nun ölümcül ve bulaşıcı olduğu iddia edildi. Hastalar, öksürük, epilepsi nöbetleri, felç, hafıza kaybı ve solunum yetmezliği ile ölüme sürüklendi. Bu kurgu, Alman askerlerinin hastaneden uzak durmasına ve böylece Yahudilerin saklanmasına yardımcı oldu.
Almanların hastanenin Yahudileri sakladığından şüphelenmesine rağmen, nasıl yapıldığını anlayamıyordu. İşgalin ve soykırımın sona ermesinin ardından, bu doktorlar kahraman olarak tanındı.