İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi'nden Prof. Dr. Özgür Şanlı, kemoterapi ve radyoterapinin yetersiz kaldığı prostat kanseri hastaları için Lutesyum tedavisinin umut vadettiğini belirtti. "Lutesyum tedavisi ile prostat kanserini yenmek mümkün" diye aktardı.
Lutesyum tedavisinin yükselen önemi
Prostat kanseri tedavisinde devrim niteliğinde bir adım olan Lutesyum tedavisi, kemoterapi ve radyoterapi gibi geleneksel yöntemlerden yeterli sonuç alamayan hastalar için umut vaat ediyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi Nükleer Tıp Bölümü'nden Prof. Dr. Özgür Şanlı, bu yenilikçi tedavi yönteminin ayrıntılarını ve sağladığı faydaları paylaştı.
Lutesyum nedir ve nasıl çalışır?
Prof. Dr. Şanlı, Lutesyum tedavisini, halk arasında “atom tedavisi” olarak bilinen bir radyonüklid tedavi yöntemi olarak tanımlıyor. "Bir akıllı ilaç düşünün; belirli kanser türlerine hedeflenmiş, farklı moleküllerle birleştirilip hastaya damar yoluyla veya ağız yoluyla verilerek vücutta radyasyon tedavisi sağlar" diyor Prof. Dr. Şanlı. Lutesyum, bu tedavi yönteminin bir parçası olarak, özellikle dirençli prostat kanseri vakalarında uygulanıyor.
Tedavi sürecinde sağladığı avantajlar
Lutesyum tedavisinin, hastaların kemik ağrılarını hafifletebileceğini ve sağ kalım süresini artırabileceğini ifade eden Prof. Dr. Şanlı, "Bazı vakalarda hastalığın uzun süreli gerilemesini sağlar. Kemoterapi ve radyoterapinin yeterli sonuç veremediği hastalar için umut verici bir seçenektir" dedi.
Kemoterapiden farklılıkları nelerdir?
Prof. Dr. Şanlı, Lutesyum tedavisinin kemoterapiden önemli farklılıklar içerdiğini belirtiyor: "Atom tedavisinin ciddi yan etkileri yoktur. 90 yaşındaki bir hastaya bile uygulanabilir. Tedavi sonrasında saç ve kirpik dökülmesi gibi yan etkiler görülmez; ağız kuruluğu gibi hafif yan etkiler olabilir, ancak bu hastanın günlük yaşantısını etkilemez."
Lutesyum tedavisi, prostat kanseri tedavisinde önemli bir alternatif olarak öne çıkıyor ve hasta konforunu artırarak yaşam kalitesini yükseltiyor. Prof. Dr. Şanlı, bu tedavi yönteminin, kemoterapi ve radyoterapi gibi geleneksel tedavi yöntemlerinin ötesinde bir umut sunduğunu vurguluyor.
