İzmir'de içme suyu ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesi önceki yıllara oranla her yıl biraz daha düşüyor. Tahtalı Barajı’nın doluluk oranı yüzde 20,9’a geriledi.
İzmir’de kuraklığa bağlı olarak mevcut barajlar alarm veriyor. Tahtalı Barajı’nda temmuz ayında su yüzde 26,4’e düşen su seviyesi İzmir Su ve Kanalizayon İdaresinden alınan bilgiye göre (İZSU) bugün yüzde 20,9’a düştü.
Temmuz ayında doluluk oranı yüzde 59,88 olan Balçova Barajı’nın doluluk oranı 43,77’ye; doluluk oranı 34,06 olan Ürkmez Barajı’nın seviyesi yüzde 21,04’e; doluluk oranı yüzde 28,62 olan Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı 19,26’ya; doluluk oranı yüzde 78,53 olan Güzelhisar Barajı’nın doluluk oranı ise yüzde 73,18’e düştü.
Parası ödenen su Gördes’ten gelmiyor
Manisa’da fiyaskoyla sonuçlanan Gördes Barajı’nın doluluk oranı ise yüzde 9,06’dan yüzde 5,58’e geriledi.
İZSU, son zamanlarda halka sık sık tasarruf çağrısı yaparken İzmir’in içme suyu ihtiyacının yüzde 40’ını karşılayan Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesinin düşmesi, Devlet Su İşleri İdaresinin (DSİ) Manisa’daki Gördes Barajı’ndan taahhüt ettiği suyu İzmir’e verememesi şehirde içme suyu konusundaki kaygıları artırdı.
İZSU ile DSİ arasında 2020’de Gördes Barajı’nın İzmir Büyükşehir Belediyesine (İzBB) devri için bir protokol imzalandı. Ancak 2015’te suyu boşaltılıp 20,8 milyon maliyetle onarılmasına rağmen Gördes Barajı’nın doluluk oranı bugün hâlâ yüzde 10 civarında.
Hizmete girdiğinden beri doluluk seviyesi yüzde 10’u bulmayan Gördes Barajı’ndan su gelmemesine karşılık İzBB her yıl DSİ’ye milyonlarca lira ödüyor.
İzBB kaynaklarına göre 2011-2021 yılları arasında yıllara göre belirlenen su tarifeleri üzerinden hesapladığından İZSU'nun, DSİ'nin protokollere göre veremediği sudan uğradığı gelir kaybı 1 milyar 732 milyon 980 bin 323 lira 25 kuruşu buldu.
Ayrıca Bornova Kavaklıdere’de Gördes’ten gelecek suyu arıtıp içme suyu kalitesine getirmek için 47.3 milyon liraya kurulan arıtma tesisi ise DSİ'nin taahhüt ettiği su gelmediği için atıl duruma düştü.
İzBB’nin iştiraki İZSU ise suyun metreküpüne yılın ikinci yarısında (temmuz) uygulanmak üzere yüzde 45 zam yapması halkta tepkiye yol açtı.
İzmirlinin içme suyu, altın madenine kurban ediliyor
İzmir’de içme suyu için tehlike çanları çalarken su kaynaklarını artıracak çözümler aranıyor. 300 bin nüfusun su ihtiyacını karşılaması beklenen Çamlı Barajı, bu çözümlerden biri olarak değerlendiriliyor. Nisan ayında Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çamlı Barajı’nın “nihai ÇED” (Çevresel Etki Değerlendirme) raporunu yayımladı.
İzmir'in ana su kaynağı Tahtalı Barajı ile yapılması planlanan Çamlı Barajı’nın koruma alanında Tüprag Metal Madencilik şirketine ait altın madeni ocağı işletiliyor.
Mahkemelik olan maden işletmesinin bulunduğu bölgeden önceki yıllarda İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünden bilirkişilerin aldığı örneklerde arsenik, kadmiyum, bakır, kurşun, mangan, nikel, selenyum, kükürt, çinko elementlerinin dünya kabuk ortalaması seviyesini aştığını tespit edildi. Halk sağlığı uzmanlarına göre maden kapatılmadan barajın yapılması büyük bir risk teşkil ediyor.
İzmir Tabip Odası, Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği (EGEÇEP), Çevre Mühendisleri Odası ile diğer kişi ve kurumların altın madenine karşı açtığı davalar hâlâ sürüyor.
Çamlı Barajı’nın ilk ÇED sürecinin başlatılmasından 16 yıl sonra “nihai ÇED” raporunu duyurmuş olan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, barajla ilgili son ÇED raporunu ise henüz onaylamadı.
