SAĞLIK

İzmir'de halk sağlığına dair kritik açıklamalar!

İzmir'de yaşanan halk sağlığı ve sağlık çalışanları sorunları üzerine gazetemize konuşan, SES İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Hava Akcan ve Eş Başkanı Olcay Tekin önemli açıklamalarda bulundu.

Abone Ol

Sorularımızı yanıtlayan SES İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Hava Akcan, İzmir'deki halk sağlığını iyileştirmek için sağlık çalışanları, sendikalar, dernekler ve mahalli idarelerle işbirliği yapılması gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca çocuk ve bebeklerin aşılama oranındaki düşüşlere dikkat çeken Akcan, göçmen sorununa da değindi.

 

İzmir'de şu anda en önemli halk sağlığı sorunları nelerdir?

Son zamanlarda İzmir’in en önemli halk sağlığı sorunu olarak Aile Sağlığı Birimleri’nin (ASM) yetersiz olmasını söyleyebiliriz. Ayrıca eksik istihdamdan dolayı kaynaklanan artan iş yükü ve ASM’lerin de tıpkı hastaneler gibi performans sistemine bağlı olması, biz sağlık çalışanlarını ve kamuyu olumuz yönde etkiliyor. Aynı zamanda ASM giderlerinin, kamu üzerinden değil de sözleşmeli çalışan hekimler üzerinden yapılması da problemlerimiz arasında. Güncel olarak en önemli problemimiz ise bebek ve çocuk aşılarındaki düşüş. Bu durum gelecekte halk sağlığı sorunu doğuracağı gibi gebe izlenim oranlarındaki düşüş de halk sağlığı açısından risk taşımakta. Ayrıca kanser taramalarının ASM’lerin üzerine bırakılması oldukça yanlıştır. Bu testleri yapan sağlık çalışanlarının aldığı eğitiminin, sunulacak hizmet için kullanılacak materyallerin ve hasta mahremiyetinin korunabileceği alanının yeterliliği, kafalarımızda soru işaretleri uyandırmaktadır.

İzmir'de halk sağlığı açısından öne çıkan çevresel riskler nelerdir?

 Halk sağlığındaki çevresel riskler konusunda ise özellikle son 10-15 yılda diğer büyükşehirlerde olduğu gibi İzmir’in de çok fazla göç olması oldukça etkili. İzmir’e gelen göçmenlerin ne kadarının kayıtlı olduğu, sağlıklı bir ortamda yaşandığı bilinmemekte. Dolayısıyla ilimizin demografik yapısının değiştiğini de varsayarak, bu göçlerin kaçta kaçının sağlıklı bir suya erişimi veya sağlıklı bir yaşam alanına sahip olduğu kontrol edilmediği için en önemli çevresel etken olduğunu söyleyebiliriz.

İzmir'de aşılama oranları ve toplum sağlığına yönelik çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?

 İlk iki soruda da değindiğimiz gibi son yıllarda aşılamada ciddi oranda azalmanın olması ve bölgesel savaşlardan kaynaklı ülkemizin ve şehrimizin çok fazla göç alması halk sağlığı konusunda oldukça tehlike yaratmakta. Ülkemize göç edenlerin kaçta kaçının bağışıklama sistemine sahip olduğunu bilmemekteyiz. Ayrıca pandemi ile birlikte hayatımıza giren aşılara karşı oluşan güvensizlik, toplumun aşılamaya olan inancını yitirmekle birlikte son yıllarda ciddi oranda aşılama düşmüştür. Bunun çözümü ise Koruyucu Sağlık Hizmetleri’ne dönük toplumun ve halkın bilgilendirilmesidir. Bunun yolu da sağlık okuryazarlığının artmasından geçmekte.

İzmir'de yaşayanların sağlığını tehdit eden başlıca epidemiyolojik risk faktörleri nelerdir?

Şehrimizde yaşayan bireylerin sağlığını tehdit eden epidemiyolojik riskler arasında ise yukarda saydığımız riskler gibi asıl sorunun Koruyucu Sağlık Hizmetleri’nin kamu tarafından verilmemesi olarak söyleyebiliriz. Ayrıca geçmişte sağlık ocağına müracaat eden hastalar gebe izlem ve aşı izlem yaptırabiliyordu. Aynı zamanda çevresel sağlık sorunların tehdit eden faktörler de bu sağlık ocakları üzerinden yapılabiliyordu. Fakat şu an maalesef, ASM’ler ile birlikte bundan vazgeçilerek, talep odaklı bir ağlık sistemi ile karşı karşıyayız.

İzmir'de sağlık hizmetlerine erişim nasıl geliştiriliyor ve bu süreçte karşılaşılan zorluklar nelerdir?

İzmir'de sağlık hizmetlerine erişim, her geçen gün daha da zorlaşmakta. Bu durum, büyükşehirler kadar küçük şehirlerde de gözlemlenebiliyor. Özellikle, parası olanın özel hastanelere yöneldiği bir sistemle karşı karşıyayız. Özel hastane sayısındaki artış, bu durumun en çarpıcı örneklerinden biridir. 20 yıl önceki veya sadece 5-6 yıl önceki özel hastane sayısı ile şu anki özel hastane sayısı arasındaki fark, bu değişimi açıkça gösteriyor.

Eskiden insanlar sabahın erken saatlerinde sıraya girer ve mutlaka muayene olup evlerine dönerlerdi. Ancak şu anda, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) ile birlikte sağlık hizmetlerine erişim telefonların ucunda gibi görünse de, sanal kuyruklar oluşmakta ve görüntüleme randevuları 8-9 ay sonrasına veriliyor. Bunun en önemli nedenleri arasında sağlık sektöründe eksik istihdam, şehir hastanelerinin şehrin dışına yapılması ve buralara hasta garantili kaynak aktarılması bulunuyor. Bu kaynaklar, asıl sağlığa ihtiyacı olan kamuya aktarılmadığı için sistemde aksaklıklar yaşanıyor.

İzmir'de yaşayanların sağlıklı yaşam biçimleri konusunda bilinçlendirilmesi için neler yapılıyor?

İzmir'de sağlıklı yaşam biçimleri konusunda halkı bilinçlendirmek amacıyla çeşitli kampanyalar düzenleniyor. Hastaneler ve il sağlık müdürlükleri, görsel medyalarda yer alan broşür ve afişlerle bu kampanyaları duyuruyor. Ancak, bu bilgilendirme çabaları halka yeterince ulaşmıyor. Asıl sağlık ihtiyacı olan hastalar, sağlıklı yaşam biçimleri konusunda tam olarak bilinçlendirilmiyor. Bu durum, sağlıklı yaşam kampanyalarının etkisini azaltmakta ve halkın bu konudaki farkındalığını yeterince arttırmıyor.

İzmir'de sağlıklı yaşam biçimleri konusunda daha etkin ve ulaşılabilir bilgilendirme yöntemlerine ihtiyaç duyulmakta. Halkın günlük yaşamında kolayca erişebileceği ve anlayabileceği bilgilerle donatılması, sağlık hizmetlerinin etkinliğini artıracaktır.

İzmir'de halk sağlığını iyileştirmek için işbirliği yapılması gereken kurumlar ve paydaşlar kimlerdir?

İzmir'de halk sağlığını iyileştirmek için, sadece yerel düzeyde değil, ülke genelinde de halk sağlığını önceleyen kurumlarla işbirliği yapılması gerekiyor. Halk sağlığı için emek veren sendikalar, dernekler, meslek odaları ve mahalli idarelerle birlikte hareket etmek önemlidir. Bu kurumlar ve paydaşlarla işbirliği yaparak, geleceğin sağlıklı toplumunu yaratmak için mücadele verilmelidir.

Özel sağlık kuruluşunda çalışmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Özel sağlık kuruluşlarında çalışmanın avantajları sınırlıdır ve genellikle dezavantajlar ön plana çıkmaktadır. Bu dezavantajlar arasında angarya çalışma, uzun çalışma saatleri, emek sömürüsü ve güvencesiz istihdam yer almaktadır. Özel sektörde çalışan sağlık çalışanları, yoğun iş yükü ve patron baskısı altında çalışmak zorunda kalmaktadır.

Mesleki gelişim ve eğitim imkanlarından nasıl yararlanıyorsunuz?

Mesleki gelişim ve eğitim imkanlarından yararlanmak için genellikle dernekler, meslek odaları veya sendikaların düzenlediği eğitim programlarına katılmaktayız. Ayrıca, araştırma yaparak ve güncel yayınları takip ederek mesleki bilgimizi güncellemeye çalışıyoruz.

Özel sektördeki sağlık çalışanlarının karşılaştığı en büyük stres faktörleri nelerdir?

Özel sektördeki sağlık çalışanlarının karşılaştığı en büyük stres faktörleri arasında patron baskısı, uzun çalışma saatleri, meslek tanımı dışında işler yaptırılması ve güvencesiz çalışma ortamı bulunuyor. Ayrıca, sağlık çalışanlarının mesleki itibarının düşmesi ve sağlıksız çalışma koşulları da önemli stres kaynaklarıdır.

Peki bu stresle başa çıkmak için kullandığınız yöntemler nelerdir?

Stresle başa çıkmak için yayınları ve yönetmelikleri takip ediyor, haklarımızı bilmeye ve savunmaya çalışıyoruz. "Bilmediğimiz hak savunulmaz" prensibiyle hareket ederek, yasal haklarımızı öğrenip mücadele etmeyi amaçlıyoruz.

 Sağlık çalışanları için özel sektörde motivasyon sağlayan unsurlar nelerdir?

Günümüzde ekonomik kriz düşünüldüğünde, en azından bir işe sahip olmanın getirdiği güvence, sağlık çalışanları için motivasyon sağlayan unsurlardan biri. Ancak, bu durum genellikle "ölümü gösterip sıtmaya razı etmek" gibi bir yaklaşımla sağlanıyor.

 

Çalıştığınız kuruluşta karşılaştığınız etik zorluklar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sağlık kuruluşlarında, gerek idari gerekse hasta ve hasta yakınları tarafından uygulanan psikolojik şiddet, mobbing ve meslek tanımı dışında çalışmalar istenmesi, karşılaşılan etik zorluklardır. Ayrıca, performans sisteminin iş barışını bozması da önemli bir etik sorundur.

 Moral Açısından Sizi En Çok Zorlayan Durumlar Nelerdir?

Sağlık çalışanlarının mesleği uygularken vicdanlarıyla baş başa kalmaları, moral açısından zorlayıcıdır. Özellikle, bir hastaya çare olamamak veya uzun süre takip edilen bir hastanın kaybedilmesi gibi durumlar, sağlık çalışanlarını derinden etkileyebilir.

 Mesleki uygulamalarınızda sıkça karşılaştığınız zorluklar nelerdir?

Hasta ve hasta yakınları tarafından sağlık çalışanlarının bir robot olarak görülmesi, sabır, empati ve anlayıştan yoksun yaklaşımlar en büyük zorluklardan biridir. 24 saatlik nöbetlerde dahi sağlık çalışanlarının insani ihtiyaçlarının göz ardı edilmesi, sözel ve fiziksel şiddete maruz kalınması sıkça karşılaşılan zorluklar arasındadır.

 Özel sağlık sektöründe çalışma koşullarının iyileştirilmesi için neler yapılabilir?

Özel sağlık sektöründe çalışma koşullarının iyileştirilmesi için, sağlık hizmetlerinin kamu eliyle sunulması ve herkesin sağlığa ücretsiz ve nitelikli bir şekilde ulaşabilmesi sağlanmalıdır. Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası olarak, sağlığın kamusal bir hizmet olarak sunulmasını savunuyoruz.