2024-2025 adli yılı dolayısıyla İzmir Adliyesi önünde düzenlenen basın açıklamasında İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, avukatların karşılaştığı ekonomik ve fiziksel şiddet sorunlarına dikkat çekti. Yılmaz, avukatların yaşadığı zorluklara dair önemli açıklamalarda bulundu.
"Avukata yönelik şiddet politiktir"
Başkan Yılmaz, açıklamasında avukatların, bağımsız ve tarafsız bir yargı düzeni içinde çalışmanın özlemini çektiğini belirtti. "Yıllar içinde mesleğimiz bilinçli bir şekilde itibarsızlaştırıldı. Avukatların hem yargı sürecinde hem de toplumsal yaşamda hak ettiği yerini koruyabilmesi zorlaşıyor. Bu durum tamamen politik bir tercihtir," dedi. Yılmaz, avukatlara yönelik fiili saldırıların giderek arttığını ve bu saldırıların faillerinin yalnızca davaların karşı tarafları veya müvekkiller değil, aynı zamanda cezasızlık politikaları ve meslek örgütlerini itibarsızlaştırmayı amaçlayan siyasal iktidar temsilcileri olduğunu ifade etti.
Ekonomik şiddet ve artan denetimler
Yılmaz, avukatların sadece fiziksel şiddet değil, aynı zamanda ekonomik şiddet mağduru olduklarını söyledi. "İzmir Barosu olarak, meslektaşlarımızın ekonomik yükünü hafifletmek için birçok konuda mücadele ediyoruz. Ancak, avukatların üzerindeki ekonomik baskı artmış durumda. Siyasal iktidara yakın şirketlerin vergi borçları silinirken, avukatlara yönelik denetimler sıkılaştırılıyor ve kişisel hesaplarına haciz işlemleri uygulanıyor," diye konuştu. Yılmaz, avukatların tekelindeki işlerin diğer meslek grupları tarafından yapılabilmesinin mümkün kılındığını ve vergi oranlarının artırıldığını belirtti.
Toplumsal barış ve hak ihlalleri
Sefa Yılmaz, toplumsal barışın sağlanamamasının hak ihlalleri ve özgürlüklerin kısıtlanmasından kaynaklandığını vurguladı. "Avukatlık Kanunu'nun 76. maddesi barolara, 'hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak' görevini vermektedir. Ancak, ülkemizde yaşanan hak ihlalleri, özgürlüklerin kısıtlanması ve militarizmin yayılması, toplumsal barışı imkansız kılmaktadır. Irkçılık ve milliyetçilik yükseliyor, ayrımcılık ve ötekileştirme politikaları toplumsal ilişkilerde hiyerarşi ve itaat dayatması yaratıyor," şeklinde konuştu.
