Türkiye, küresel ısınmayla yüzleşirken, günlük yaşamda karşılaşılan aşırı hava olayları artıyor. Bir yanda kavurucu sıcaklıklar hayatı zorlaştırırken, diğer yanda şiddetli yağmurlar ve sel felaketleri endişe yaratıyor.

Türkiye'nin birçok bölgesinde yaz aylarında görülen aşırı sıcaklıklar, vatandaşların yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Özellikle büyük şehirlerde artan sıcaklıklar enerji tüketimini artırırken, sağlık sorunlarına da neden oluyor. Uzmanlar, sıcak hava dalgalarının özellikle yaşlılar ve kronik rahatsızlığı olanlar için tehlikeli olduğunu belirtiyor.

Küresel ısınmayla nasıl mücadele edilebilir?

Sıcak günlerde artan klima kullanımı, elektrik tüketimini ve dolayısıyla kömür, doğalgaz gibi hammaddeleri kullanan santrallerden yayılan karbon salımını zirveye taşıyor. Sera gazlarının artması ise küresel ısınmayı getiriyor.

Döngü içinde elektrik kesintileri ve altyapı sorunları ortaya çıkıyor. Araştırmacılar iklim krizinin etkilerini hafifletmek için acil önlemler alınması gerektiği vurguluyor.

Şiddetli yağışlar ve sel felaketlerine karşı şehirlerde altyapıyı güçlendirmenin şart olduğunu söyleyen Dr. Ayşe Kaya, “Tarımda daha dayanıklı ve su tutucu bitki türlerine yönelmeliyiz” diyor.

Küresel ısınmanın günlük yaşama etkilerinden biri sağlık sorunları olarak biliyor. Sıcak çarpması, dehidrasyon ve solunum problemleri artıyor. Sıcak hava dalgaları sırasında hastanelere daha fazla hastanın başvurduğu belirtiliyor.

Diğer yanda ani bastıran şiddetli yağmurlar ve bunun sonucu oluşan sel felaketleri, altyapıyı zorluyor ve maddi hasara neden oluyor. Özellikle Karadeniz ve Marmara Bölgelerinde sıklıkla görülen bu durum hem şehir hayatını hem de tarımı olumsuz etkiliyor.

Yoğun yağışlar, şehirlerdeki altyapı yetersizliklerini ortaya çıkarıyor. Kanalların tıkanması ve yetersiz altyapı sistemleri, su baskınlarına neden oluyor.

Öte yandan tarım arazilerinin su altında kalması, ürün kaybına yol açıyor ve çiftçileri zor durumda bırakıyor.

“Artık geleceğin değil bugünün bir sorunu”

İklim değişikliğiyle mücadelede özelliklede kömür yakıtlı termik santrallerin kapatılması ya da azaltılması; yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması ve yeşil alanların artırılması gibi adımların atılması gerekiyor.

Prof. Dr. Ali Yılmaz, “İklim krizi, artık geleceğin değil bugünün sorunu. Hem bireysel hem de toplumsal olarak atılması gereken adımlar var. Enerji tüketimimizi azaltmalı, elektrik harcayan yapılar yapmaktan kaçınmalı ve sürdürülebilir yaşam alışkanlıkları benimsemeliyiz. Vatandaşlar da günlük yaşamlarında iklim krizinin etkilerini azaltmak için bazı önlemler alabilir" diyor. 

Yılmaz, su tasarrufunun ilk sırada geldiğini belirtiyor. "Su tüketimini azaltmak için basit tedbirler almak, su kaynaklarını korumak adına önem taşıyor" Yılmaz'a göre enerji tasarruflu cihazlar kullanmak ve gereksiz enerji tüketiminden kaçınmak ise enerji verimliliği açısında ikinci sırada yer alıyor.  

Mikroplastikler ile mücadele: Deniz yosunlarından üretilen temizlik jelleri Mikroplastikler ile mücadele: Deniz yosunlarından üretilen temizlik jelleri

Editör: Sercan Engerek