Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından elektriğe yapılan yüzde 38 oranındaki zamla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. EMO, enerji üretim maliyetlerinde ciddi bir artış yaşanmadığını belirterek, yapılan zammın dağıtım bedeline yapılan yüzde 58.9 oranındaki artıştan kaynaklandığını söyledi.

EPDK'nın 1 Temmuz 2024 tarihinden itibaren geçerli olacak yeni elektrik tarifesinde, düşük kademede tüketimi olan konut faturalarına yüzde 38 oranında zam yapıldığı duyuruldu. EMO'nun açıklamasında, "Enerji üretim maliyetlerinde yaşanan artış nedeniyle nihai elektrik perakende satış fiyatlarında mesken abone grubu için % 38, tarımsal faaliyetler abone grubu için % 30, kamu ve özel hizmetler sektörü abone grubunun düşük kademesi için % 38 ve yüksek kademesi için % 20 oranında artış yapılmıştır," ifadelerine yer verildi.

Ancak tarife incelendiğinde, fatura bileşenlerinden perakende enerji bedelindeki artışın konutlar için (8 kWh/gün ve altı) yüzde 2.5 ile sınırlı kaldığı görülüyor. Buna karşın, dağıtım şirketlerine aktarılan dağıtım bedeline yüzde 58.9 oranında fahiş bir zam yapıldığı dikkat çekiyor. EMO, fon ve vergilerden sonra faturaların yüzde 38 oranında arttığını vurguladı.

Fahiş Dağıtım Bedeli Artışı Tartışma Yarattı

Bu açıklamalar, elektrik zamlarının ardındaki asıl nedenin enerji üretim maliyetleri değil, dağıtım bedeline yapılan yüksek oranlı zam olduğunu ortaya koyuyor. Dağıtım bedelindeki bu artış, tüketici faturalarına doğrudan yansıyacak ve halkın enerji maliyetlerini önemli ölçüde artıracak.

2024'te Türkiye'de yabancılara en çok konut satılan 10 şehir 2024'te Türkiye'de yabancılara en çok konut satılan 10 şehir

Hesaplamalara göre 4 kişilik bir ailenin asgari yaşam standartlarını korumak için aylık 230 kWh enerji tüketeceğini ifade edilen açıklamada şöyle denildi:

“Günlük ortalaması 8 kWh`i geçmeyen bu tüketim için aile bütçesinden ayrılması gereken 345.4 TL, bu zamla birlikte 476.6 TL`ye yükseldi. Temmuz 2024 itibarıyla oluşacak faturanın yalnızca yüzde 23.8`i enerji bedelinden oluşacaktır. Faturanın yüzde 65.9`unu ise dağıtım bedeli oluşturmaktadır. Fon ve vergilerin oranı ise yüzde 10.3`te kalmaktadır.  Son tarife değişikliğiyle zaten yüzde 57.2 düzeyinde olan dağıtım bedelinin payının yüzde 65.9`a tırmandırılması normal kabul edilmemelidir.”

"Dağıtım bedeli tırmanıyor" 

Faturanın en önemli kalemi olması gereken enerji bedelinin, dağıtım bedelinin çok gerisinde kalmasının, piyasanın çarpık bir biçimde yapılandığını gözler önüne serdiğinin altı çizilen açıklamada; “EPDK`nın açıklamasında kullandığı "enerji üretim maliyetlerinde yaşanan artış" ibaresi açıkça zamma mantıklı bir gerekçe üretmeye çalışan bir manipülasyon çabasıdır.  Enerji üretim maliyetlerinde ciddi bir artış yaşanmadığı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. EPİAŞ`ın resmi bülteninden alınan son 12 aya ait aşağıdaki PTF/SMF grafiği de bu gerçeği doğrulamaktadır. Zaten dağıtım bedeline yüzde 58.9 oranında zam yapılması, artışın dağıtım bedeli kaynaklı olduğunu göstermektedir. Bir başka deyişle 50 kuruşun altında bir bedelle temin edilen birim elektrik enerjisinin ancak 1.36 TL`ye tüketiciye ulaştırılabilmesi, hiçbir ekonomik gerçekle uyuşmamaktadır” denildi.

"Özelleştirme fahiş düzeyde pahalılık yaratıyor" 

Dağıtım şirketlerinin vatandaşlara elektrik enerjisini kaliteli, güvenli, sürekli ve ucuz bir şekilde ulaştırmasından sorumlu olduğuna işaret edilen açıklamada şöyle denildi:

“Bugün geldiğimiz nokta, özel sektör tarafından işletilen elektrik dağıtım hizmetlerinin genel ekonomiyi zora sokacak şekilde başarısız bir biçimde işletildiğini göstermektedir. Kamu eliyle yürütülmesi gereken hizmetin özelleşmesi, fahiş düzeyde pahalılık yaratmanın yanında, kamu kaynaklarının özel sektöre sınırsızca aktarılması sonucunu da doğurmuştur.”

Ucuz, kaliteli ve güvenilir enerjiye erişim tüm yurttaşların temel bir hakkı olduğu vurgulanan açıklamada; “Özelleştirme bedelleri için alınan dövize endeksli kredilerin rahat ödenmesi için dağıtım şirketlerine kaynak aktarıldığı bir Türkiye tablosu, artık geride bırakılmalıdır. Kamucu anlayışla; enerji alanında, ticari ve siyasi çıkarlardan uzak, üretim sektörleri başta olmak üzere genel ekonomiyi destekleyecek şekilde tarifeleri belirleyebilecek özerk bir yapının inşası mümkün ve zorunludur. Arz güvenliğini sağlamak ve toplam maliyeti düşürmek için özelleştirilen üretim tesisleri ve dağıtım bölgelerinin kamulaştırılması acilen gündeme alınmalıdır.

Enerji maliyetlerinin enflasyon üzerindeki etkisini sınırlamak için artık vakit kaybedilmemelidir. Üretimden, dağıtıma kadar tüm süreçleri yönetecek dikey entegre bir kamu tekeli yeniden kurulmalıdır. Geçiş sürecinde ise kamu kaynaklarının sonu belirsiz bir biçimde özel sektöre kaynak transfer edilmesi yerine kamulaştırma işlemlerini yürütecek Kamulaştırma İdaresi Başkanlığı kurulmalıdır” denildi. 

Editör: Nurican ALBAYRAK