Şubat ayı neden 28 gün? İşte, ilginç hikayesi Şubat ayı neden 28 gün? İşte, ilginç hikayesi

Menajer Ayşe Barım, Gezi Parkı protestolarının planlayıcıları arasında yer aldığı iddiasıyla 27 Ocak’ta tutuklandı. Hakkındaki suçlamalar arasında “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etmek” bulunurken, Barım’ın faaliyetlerinin “etki ajanlığı” olarak nitelendirilmesi dikkat çekti. Peki, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ve kamuoyunda büyük tartışmalara yol açan bu kavram ne anlama geliyor?

Etki ajanlığı tanımı ve hukuki çerçevesi

“Etki ajanlığı” kavramı, özellikle son yıllarda hukuki metinlerde yer alan ve kamuoyunda geniş tartışmalara yol açan bir terim haline geldi. Türk Ceza Kanunu (TCK) 328. maddesiyle ilişkili olarak gündeme gelen bu terim, esasen bir kişinin, diğer ülkelerin veya devlet dışı aktörlerin menfaatleri doğrultusunda bir ülkede siyasi, toplumsal ya da ekonomik düzeni etkilemeye yönelik faaliyetlerde bulunmasını ifade eder.

Bu tür suçlamalar, devletin iç işlerine müdahale etmeyi hedefleyen, genellikle gizli bir ajanda ile hareket eden kişiler veya gruplar tarafından yapılan eylemleri kapsar. Bir kişi, 'etki ajanı' olarak tanımlandığında, çoğunlukla bir devletin çıkarlarını kendi ülkesinde ilerletmeye çalıştığı iddia edilir.

Etki Ajanlığı

Ayşe Barım, Gezi Parkı protestolarının dönemin hükümetine karşı organize edildiği ve şiddet eylemleriyle ilişkilendirilen faaliyetlerin arkasındaki kişilerden biri olarak suçlanıyor. Mahkeme, Barım’ın bu protestolara katılımını ve organizatörlük rolünü de sorgulamakta. Bununla birlikte, Barım’ın şirket faaliyetlerinin "etki ajanlığı amacı taşıdığı" ve bu faaliyetlerin "kastını ortaya koyduğuna" dair ifadeler, söz konusu suçlamanın temelini oluşturuyor.

27 Ocak tarihinde, İstanbul’daki mahkeme tarafından tutuklanan Barım, halkı hükümete karşı kışkırtmak ve hükümetin görevini engellemekle suçlanıyor. Mahkeme sevk yazısında, Barım’ın eylemlerinin ve faaliyetlerinin, sadece Gezi Parkı protestolarına değil, uzun vadede toplumsal düzeni etkilemeyi amaçladığı vurgulandı.

Etki ajanlığı tepkileri

‘Etki ajanlığı’ suçlaması, özellikle basın meslek örgütleri ve insan hakları savunucuları tarafından geniş çapta eleştirilen bir düzenleme. Geçmişte, bu kavramın hukuki metinlerde yer alması, basın özgürlüğü ve bireysel haklar açısından ciddi kaygılara yol açmıştı. Bu düzenlemenin, ifade özgürlüğüne müdahale edebileceği ve siyasi muhalefetin baskı altına alınmasını kolaylaştırabileceği öne sürülmüştü.