Haber Ekspres Gazetesi'nden Burcu Yanar'ın haberine göre, Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın içinde bulunan Kızlarağası Hanı’nın büyülü atmosferinde hizmet veren Antikacı İsmail Güler, antikacılık ve saatçilik alanında derin bilgi ve tutkusuyla biliniyor. 26 yıl boyunca profesyonel saatçilik yaptıktan sonra son 12 yıldır antikacılıkla ilgilenmeye başlayan Güler, tarih ve sanatın buluştuğu noktada ilgilenen herkesin uğrak noktası oluyor.

Antikacılığın geleceği konusunda endişelerini de aktaran İsmail Güler, yok olup gitmeye yüz tutan bu alana dikkat çekiyor. 
12 yıldır antikacılık yapan İsmail Güler, (51) aslında 26 yıldır profesyonel olarak saatçilik yaparken antikaya da merak saldığını belirtti. 1870’li yıllardan elinde Serkisof Osmanlı bir saat olduğunu söyleyen Güler, “Daha önce elimde de dış koruması kaplumbağa kabuğundan yapılmış ve süslenmiş satmış olduğum 1700’lü yıllardan kalma bir saat vardı. Genel anlamda İsviçre bilinse de dünyanın ilk saatlerini yapan ülke İngiltere’dir. Bu durum 1575 yıllarına kadar dayanıyor. Tabi burada güneş saati gibi milattan önceki saatleri kastetmiyorum. Mekanik olarak sistemli saatlerden bahsediyorum. İlk dişliler ahşaptan yapılmış olup oldukça dikkat çekiyor” dedi.

Antika saatleri bulduğunda yaşadığı hisleri de dile getiren İsmail Güler, “Bu bir koşuya başlamak ve bitirmek istemiz ile alakalı. Bir işe niyetlenmek bile koşmak demek oluyor. Nasip devreye girdiğinde mücadele ile birlikte ulaşmak daha da kolaylaşıyor. Bazen biz gitmiyoruz avuçlarımızın içine kendisi geliyor” diye konuştu.

Antikacılık yok oluyor

Bu tip alanlarda artık insan yetişmemesinin oldukça üzücü olduğunu da aktaran antikacı Güler, “İnsanlar artık oturarak para kazanmak istiyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte pek çok şey yok olup gitti. Bunun artık geri dönüşü yok. Bir şeyleri kalbimizde geride bıraktık ve unuttuysak antika bizi hiçbir yere taşımaz. Her şey bizim yüklediğimiz anlamla ilgili aslında. Manevi değerleri yitirdik. Böylece antikacılık da yok olup gidiyor” sözlerine yer verdi.

Antika nadirdir

Elinde Almanya kraliçesi için yapılmış çok değerli bir saat olduğunu da vurgulayan Güler, “Bir de şuna dikkat çekmek istiyorum. Bir eşyanın tarihi onu antikalaştırmaz. Antika nadirdir ve herkesin elde edemeyeceği bir üründür. Her şeyden önce bir hikayesi olması gerekir. Örneğin benim kasamda bir tane Vacheron Constantin marka bir saat var. Bu saatten 1926 yılında sadece üç adet yapılmış bir tanesi Almanya prensesi ya da kraliçesine yapılmış. İşte o saat bende. Bu saat İngiltere’de bir müzayede için sunulacak” ifadelerine yer verdi.

Osmanlı’nın favori saatleriydi

Türk saat üreticisi Serkisof Demiryolu'nun saatleri, 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nda oldukça popülerdi. Şirketin kurucusu, 1880'de Serkisof Demiryolu'nu kuran Ermeni-Türk kuyumcu Serkisof'tur. Şirketinin müşterileri, Osmanlı İmparatorluğu'nun yüksek rütbeli memurları ve devlet adamlarıydı. Saatler manuel olarak monte edilerek değerli metallerden parçalar içeriyordu. Hayatı hakkında çok az şey bilinen Serkisof'un Konstantinopolis'te Ermeni girişimci bir ailede doğduğu biliniyor. Serkisof'un kaybolmadan önce küçük bir malikane satın aldığı ve evlendiği biliniyor. Bazı kaynaklara göre Serkisof'un ailesi 1920'lerde Türkiye'den ayrılmış. Serkisof'un ortadan kaybolmasının ardından Serkisof Demiryolu, premium saat üretmeye devam eden bir Türk saat ithalatçısına satıldı. 1950'ler-70'lerde Serkisof Demiryolu premium saatlerinin ünü SSCB'ye ulaştı. Sovyet saat üreticileri Sekonda ve Molnija'nın ürünleri, Serkisof'un saatlerine dayanıyordu ve Sovyet yetkilileri tarafından büyük talep görüyordu.

İzmir Valisi Elban: "İl genelinde 231 evimiz su baskınından etkilendi" İzmir Valisi Elban: "İl genelinde 231 evimiz su baskınından etkilendi"

Editör: Sedef Didem Ezme