Son yıllarda yapılan araştırmalar, Z kuşağının ekonomik nedenlerden dolayı aile evini terk etme yaşını geciktirdiğini ortaya koyuyor. Yüksek yaşam maliyetleri ve işsizlik oranları, gençlerin bağımsız bir yaşam kurmasını zorlaştırıyor.
Yüksek konut maliyetleri gençleri zorluyor
Konut fiyatlarının hızla artması, Z kuşağının aile evinden ayrılmasını zorlaştırıyor. Avrupa'da konut maliyetlerinin gelirlerinin yüzde 40'ını veya daha fazlasını oluşturan hanelerin oranı giderek artıyor. Özellikle Almanya ve Hollanda gibi ülkelerde gençler, konut bulmakta zorlanıyor ve bu nedenle bağımsız yaşamaya geçişte gecikmeler yaşanıyor.
İşsizlik oranları ve ekonomik zorluklar
Gençler arasında işsizlik oranlarının yüksek olması da önemli bir faktör. Türkiye'de genç işsizlik oranı yüzde 16 seviyesinde seyrediyor, bu da Z kuşağının iş bulmasını zorlaştırıyor. Ekonomik krizler ve istikrarsızlıklar, gençlerin finansal bağımsızlıklarını kazanmasını zorlaştırıyor.
Gençlerin yaşam beklentileri değişiyor
Yapılan araştırmalara göre, 2010 yılında 35 olan ortalama ev sahibi olma yaşı, günümüzde 39'a yükselmiş durumda. 2007 ve 2019 yılları arasında, genç Avrupalıların en az yüzde 50'sinin bağımsız yaşadığı yaş 26'dan 28'e yükseldi. Bu durum, gençlerin ekonomik belirsizlikler ve yüksek yaşam maliyetleri nedeniyle bağımsız yaşam kurma kararlarını ertelediğini gösteriyor.
Sosyal ve kültürel etkiler
Sosyal konut eksikliği, gençlerin bağımsız yaşam kurmasını daha da zorlaştırıyor. Birçok Avrupa şehrinde sosyal konut için bekleme süresi 10 yıl veya daha fazla. Bu durum, gençlerin aile kurma veya ayrıldıktan sonra birlikte yaşama gibi önemli yaşam olaylarını ertelemelerine neden oluyor. Ayrıca, gençler arasında artan mental sağlık sorunları ve stres, bağımsız yaşam kurma süreçlerini olumsuz etkileyebiliyor.
Z kuşağı, önceki nesillere göre daha geç yaşta aile evini terk ediyor. Yüksek konut maliyetleri, işsizlik oranları ve ekonomik belirsizlikler, gençlerin bağımsız bir yaşam kurmasını zorlaştırıyor. Bu durum, gençlerin yaşam beklentilerini ve kararlarını etkileyerek, aile yanında daha uzun süre kalmalarına neden oluyor.
