Önce Özgür Özel’in, akabinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birbirlerine karşılıklı ziyaretlerine siyaseten pek çok anlam yüklendi.
Bu görüşmelerin ardından yeni projeler mi üretilmedi,
Yeni bakanlıklar mı dağıtılmadı,
Yeni ortaklıklar mı kurulmadı?
Neler neler yazıldı, çizildi!
Yerel seçimlerden bu yana da konuşmaya devam ediyoruz.
Benim bahsetmek istediğim konu ise Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ““Gösteriş müptelası elitistler” eleştirisine Tuncay Özkan’ın ağır ve kabul edilemez hakaretlerine karşı CHP’den gösterilecek tepki…
“Memleketin normalleşmeden anladığı iktidarıyla, muhalefetiyle, birbiriyle diyalog kurabilen, sorunları konuşabilen, tartışabilen, birbirini ikna etmese de birbirine düşman gözüyle bakmayan ama mücadeleyi de eksik bırakmayan bir anlayışı takdir ediyor millet’’ diyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bir an bile beklemeden bir açıklama yapmasıydı beklediğim tepki.
Hiç değilse üslupta yumuşama olduğunu ispatlayabilmesi için.
Yumuşama adı altında süslü cümlelerle söylediklerinin tam aksini yapan ve açıkçası her geçen gün seçmeninde daha fazla hayal kırıklığı yaratan Özgür Özel için bir samimiyet testiydi bu.
Aynı dış işleri politikalarında söylediği gibi “Her kim olursa olsun ben bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na hakaret edilmesine izin vermem” diyemedi Özgür Özel…
Böyle bir açıklama yapmadı, yapamadı.
Söylediklerinin arkasında duramadı.
Samimiyet sınavından bir kez daha kaldı.
Tıpkı daha öncekiler gibi.
Bundan sonra yapacağı her açıklama ise siyasi bir manevradan öteye geçmeyecek, bir anlam taşımayacaktır.
Çünkü vereceği tepki her şeyden önce insani bir tepki olacaktı.
Siyaset üstü bir tepki.
Eş anlatımla malum siyasi dengeler, insani değerlerinin önüne geçti Özgür Özel’in.
Yani CHP’de aslında hiçbir şeyin değişmediğini bir kez daha gösterdi.
Prensipler önemlidir, aksi takdirde önce kendinize saygınızı kaybedersiniz.
Bu nedenle de;
İnandığınızı konuşun,
Konuştuğunuzu yapın,
Yaptığınızı duyurun[1]!
[1] Necdet Ünüvar, Her Dem Erdem II-Kendime Sözler