Yapay zeka kavramı, 20. yüzyılın ortalarında somut olarak şekillenmeye başladı. 1956 yılında yapılan Dartmouth Konferansı, yapay zekanın doğuşunda kritik bir dönüm noktasıydı. Bu konferansta John McCarthy tarafından "yapay zeka" terimi tanıtıldı. Konferansın amacı, makinelerin insan zekasını taklit edebilmesini sağlayacak bir çalışma alanı oluşturmaktı. Bilim insanları, bilgisayarların sembolik mantık kullanarak problemleri çözebileceğini ve insan zekasına özgü öğrenme, anlama gibi yetenekleri simüle edebileceğini savundu. Bu dönemdeki çalışmalar, yapay zekanın mantık tabanlı sistemler ve sembolik yapılar üzerine kurulduğu bir zemin oluşturdu.

TSK'ya depremde hayat kurtaran duvar arkası radar teslimatları sürüyor TSK'ya depremde hayat kurtaran duvar arkası radar teslimatları sürüyor

Arthur Samuel ve yapay zekanın somut ilk kullanımı

Yapay zekanın somut olarak kullanıldığı ilk örneklerden biri, 1959'da Arthur Samuel tarafından geliştirilen bir dama yazılımıydı. Samuel, kendi kendine öğrenebilen bu yazılımla yapay zekanın öğrenme yeteneklerini somut bir şekilde ortaya koydu. Bu yazılım, oyun stratejilerini geliştirmek için deneyimlerini kullanarak zamanla daha iyi bir performans sergileyebiliyordu. Yapay zeka, bu süreçten sonra daha karmaşık görevlerde kullanılarak gelişmeye devam etti. Örneğin, 1997'de IBM'in Deep Blue adlı bilgisayarı, dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov'u yenerek yapay zekanın strateji geliştirme ve karar verme yeteneklerini geniş bir kitleye gösterdi.

Muhabir: Mehrican Candemir