İZMİR EKSPRES

Yamanlar Dağı’ndaki büyük yangının sorumluları yargılanıyor

Yamanlar Dağı’nda 2 bin 196 hektarlık alanı etkileyen orman yangınıyla ilgili kaçak kazı yaptıkları iddia edilen 8 sanık hakim karşısına çıktı.

Abone Ol

İzmir’in Karşıyaka ilçesindeki Yamanlar Dağı’nda 2024 yılında çıkan ve 2 bin 196 hektar alanı küle çeviren orman yangınıyla ilgili 5’i tutuklu 8 sanık, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Kaçak kazı sırasında yangına sebebiyet verdikleri iddiasıyla yargılanan sanıklar, savunmalarını mahkemede yaptı.

Sanıklardan ilginç ifadeler

Sanıklardan Emre Yaşartürk (44), diğer sanıkların kendisini tarihi eser kazısının yasal olduğuna inandırdığını belirterek, "Derya bana Abdulhamit’e ait bir MİT kimliği gösterdi. Çalışmaların yasal olduğunu söyledi. Ben de kazının bulunduğu yere gittim" dedi. Sanık Abdulhamit Sain (46) ise iddiaları reddederek, "Hiçbir şekilde MİT personeli ya da kamu görevlisi olduğumu söylemedim. Bu kazının izinli olduğunu belirtmedim" ifadelerini kullandı.

Büyük felaketin bilançosu

13 Ağustos 2024’te saat 21.30’da TRT vericisinin alt kısmında başlayan yangın, 15 Ağustos’ta büyük ölçüde söndürüldü. Ancak şiddetli rüzgarın etkisiyle aynı gün yeniden alevlendi ve 17 evin yanmasına, 105 evin boşaltılmasına, 44 iş yerinin tahliyesine neden oldu. Yangın 5 gün süren yoğun çalışmalar sonucunda kontrol altına alınırken, 2 bin 196 hektar alan zarar gördü.

Tarihi eser kaçakçılığı iddiası

Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, İl Jandarma Komutanlığı ekipleri detaylı incelemeler sonucunda kaçak kazı yaptıkları belirlenen 8 şüpheliyi gözaltına aldı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda tarihi eser niteliğinde olduğu değerlendirilen 40 obje, sahte belgeler ve çeşitli kimlikler ele geçirildi.

5 kişi tutuklandı

Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 8 şüpheliden Emre Yaşartürk, Süleyman Kaytan (41), Münir İyem (56), Derya Yüce (41) ve Abdülhamit Sain tutuklandı; T.A. (41), S.K. (51) ve M.A. (47) ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 5'i tutuklu, 8 sanık hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede tutuklu sanıklar hakkında 'Kültür varlıkları bulmak amacıyla, izinsiz olarak kazı veya sondaj yapmak' ve 'Taksirle orman yangını çıkarmak', tutuksuz sanıklar hakkında ise 'Kültür varlıkları bulmak amacıyla, izinsiz olarak kazı veya sondaj yapmak' suçlarından 6 aydan 18 yıla kadar hapis cezası istendi. Davanın ilk duruşması bugün Karşıyaka 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün görüldü. Davaya tutuksuz ve tutuklu sanıklar ile avukatları, ayrıca müşteki sıfatıyla İzmir Orman Bölge Müdürlüğü avukatı katıldı.

"Aracı çocuklarımı gezdirmek için kiralayacağımı söyledim"

Sanık Derya Yüce savunmasında, "Olay yerine gidip gelinen aracı kiralaması için M.A.'dan ricada bulundum. M.A.'yı, 15 senedir tanırım. M.A.'ya, çocuklarımı gezdirmek için araç kiralayacağımı söylemiştim. Diğer sanık S.K. ile gidip, kiralanan aracı aldık. S.K.'ye, aracı kullanması için çalışan kişileri kazı alanına götürüp götürmeyeceğini sordum. O da kabul etti. Bu nedenle yedek şoför olarak kendisini yazdırıp aracı kullanmasını ilettim. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

"MİT kimliği gösterdi"

Savunma yapan sanık Emre Yaşartürk, "Sanıklardan sadece Abdulhamit Sain ve Derya ile arkadaşım. Diğer sanıklar ile herhangi bir sosyal ilişkim yoktur. Derya bana Abdulhamit'e ait MİT kimliği gösterdi. Çalışmaların yasal olduğunu belirtti. Yasal olduğu düşüncesiyle kazıların bulunduğu yere gittim. Alana gittiğimde benden önce zaten başlamış bir kazı faaliyeti bulunmaktaydı. Kazıda kullanılan bütün ekipmanlar da söz konusu yerdeydi. Yukarıya herhangi bir ekipman veya malzeme çıkarmadım" dedi.

"Kendimi MİT personeli olarak tanıtmadım"

Savunma için söz verilen tutuklu sanık Abdulhamit Sain, "Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum. Sanıklardan sadece T.A.'yı tanımıyorum. Diğer sanıkları ya bu olay nedeniyle ya da önceden tanıyorum. Sanık Derya Yüce'nin evinde yapılan aramada ele geçirilen seramik kılıç ve benzeri tüm ürünler bana aittir. Hepsini bit pazarından aldım. İmitasyon ürünlerdir. Herhangi bir şekilde kültür varlığı değildir. Kendimi hiçbir şekilde MİT personeli veya kamu görevlisi olarak tanıtmadım. Bu kazanın da izinle yapıldığı yönünde de bir beyanım olmadı" dedi.

Sanık Münir İyem ise savunmasında, "Kazı alanına gitmemi sağlayan Derya ve Abdulhamit'tir. Olay yerinde neler yaşandığını da ayrıntılı olarak o önceki savunmamda ifade ettim. Abdulhamit Sain ve Derya Yüce söz konusu kazı alanında da bizzat bulunmuşlardır" dedi.

Sanık Süleyman Kaytan ise "Bu kazıya Abdulhamit'in define işinden bahsetmesi nedeniyle dahil oldum. Herhangi bir zorlama yoktur. Söz konusu kazı alanına 4-5 defa gittiğim doğrudur. Yardım amaçlı gittim" dedi.

Tutuksuz sanıklar da tutuklu sanıklar gibi suçlamaları kabul etmeyip, beratlerini talep etti.

Sanık avukatları ise bugünkü duruşmada, bölgede kazı yapan müvekkillerinin saat 16.00 sıralarında bölgeden ayrıldığını söyleyerek, HTS kayıtlarına bakılmasını talep etti. Ayrıca sanık avukatları, yangının kazının gerçekleştiği alanda değil, o yerin çok üzerindeki bir bölgede çıktığını, kazı yapılan alandaki ağaçların yanmamasının veya kazıda kullanan araç gereçlerin de yine yangından zarar görmemesinin bunu doğruladığını ifade etti. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü avukatı da sanıklardan şikayetçi olduklarını ve cezalandırılmasını istediklerini söyledi.

Savcı, tutuklu yargılanmalarını istedi

Duruşma savcısı tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasının ardından adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını istedi. Ayrıca tutuklu sanıkların ise tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Hakim ise ara karar için duruşmaya ara verdi. Ardından ara kararını açıklayan hakim, tutuksuz sanıkların adli kontrollerinin sürmesini, tutuklu sanıkların da tutukluluklarının devamına hükmetti.

Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı'na yazı yazılarak, kazı yapılan alanın SİT alanı olup olmadığının sorulmasını, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden de yangına ilişkin raporların onaylı örneklerinin mahkemeye gönderilmesine karar verdi. Sanıkların, HTS kayıtlarının yangın sırasında nerede olduklarının belirlenmesi için bilirkişiye gönderilmesini hükmeden hakim, davayı erteledi.