SAĞLIK

Vücuttaki sessiz tehlike aort anevrizması: Erken teşhisin önemi

Aort anevrizması, genellikle sinsi bir şekilde ilerleyerek hayatı tehdit eden ciddi bir sağlık sorunudur.

Abone Ol

Yüksek tansiyon, aşırı tuz tüketimi ve ağır sporlar gibi faktörlerin tetikleyebileceği bu hastalık, genellikle uzun süre herhangi bir belirti vermediği için erken teşhis hayat kurtarıcıdır. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ünal Aydın, 40 yaş sonrası yapılacak tarama ve tetkiklerin aort anevrizmasına karşı en etkili korunma yöntemleri olduğuna dikkat çekiyor.

Aort damarının, kalpten çıkan ve vücuttaki ana organlara kan taşıyan en önemli damar olduğunu belirten Prof. Dr. Ünal Aydın, aort anevrizmasının, bu damarının anormal şekilde genişlemesi sonucu oluştuğunu vurguladı. “Aort anevrizması, damar duvarında bozulma ve genişlemeye yol açar. Bu durum ciddi komplikasyonlara, hatta ölüme sebep olabilir” dedi.

Erken tanı hayat kurtarır

Aort anevrizmasında erken teşhisin hayati önem taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Aydın, hastaların çoğunun hastalık ilerlemeden farkına varmadıklarını belirtti. Aort damar hastalıklarının genellikle 50 yaş ve sonrasında belirginleştiğini söyleyen Aydın, ancak ailevi yatkınlık ya da genetik bozukluklar nedeniyle 20'li yaşlarda bile görülebileceğini aktardı. Prof. Dr. Aydın, "40 yaş sonrasında karın ultrasonu ve göğüs bölgesine eko çekilmesi, erken tanı için büyük önem taşır. Bu tarama yöntemleri, herhangi bir belirti olmadan da kişilerin sağlık durumu hakkında bilgi edinmelerini sağlar" dedi.

Yüksek tansiyonun rolü

Yüksek tansiyonun, aort anevrizmasının gelişimini hızlandıran en önemli faktör olduğunu belirten Aydın, tansiyonun kontrol altına alınmasının, hastalığın ilerlemesini engelleyebileceğini ifade etti. Ayrıca, aort anevrizması olan hastaların göğüs, sırt ve bel ağrıları gibi semptomlar gösterdiğini belirten uzmanlar, bu tür belirtileri dikkate alarak derhal bir tarama yapılması gerektiğini vurguladı.

Aort anevrizması genellikle ağrı ile kendini gösterir. Prof. Dr. Aydın, “Göğüs seviyesinde sırt ağrısı, karın bölgesinde ise bel ağrısı ile kendini belirtebilir. Ancak hastaların çoğu, semptomlar belirginleşene kadar bu hastalıkla yaşar” dedi. Ayrıca, hastaların kilolu olmaları durumunda aort damarındaki genişlemeyi hissetmeleri neredeyse imkansızdır. Bu nedenle, tarama ve erken teşhis, aort anevrizması için büyük bir öneme sahiptir.

Aort anevrizması tedavisinde, hastalığın seyrine göre farklı yaklaşımlar uygulanır. Erken dönemde, yüksek tansiyonun kontrol altına alınması ve yaşam tarzı değişiklikleri ile tedavi edilebilir. Ancak, genişleme ilerledikçe ve komplikasyonlar ortaya çıktıkça cerrahi müdahale gerekebilir. Karın bölgesindeki genişlemeler için stent uygulaması yapılabilirken, göğüs seviyesindeki genişlemeler cerrahi operasyon gerektirebilir.

Aort anevrizması patladığında, hastanın yaşam süresi dakikalarla sınırlı olabilir. Serbest duvar yırtılması durumunda hasta hızla hayatını kaybederken, sınırlı yırtıklarda müdahale yapılabilirse hastanın hayatta kalma şansı artar. Bu nedenle erken tanı, hastaların hayatta kalma oranlarını önemli ölçüde artırır.

Riskli sporlardan kaçınılmalı

Ağırlık kaldırma gibi sporlar, aort anevrizması olan kişiler için büyük bir risk taşır. Özellikle halter gibi ağır sporlar, aort basıncını artırarak genişlemeyi hızlandırabilir ve yırtılmalara sebep olabilir. Aort anevrizması riski taşıyan kişilerin, bu tür sporları yaparken dikkatli olmaları önerilmektedir.

Tuz tüketiminin aort üzerindeki etkisi

Prof. Dr. Aydın, aşırı tuz tüketiminin aort anevrizması riskini artırdığına dikkat çekti. Türkiye’de yüksek tuzlu beslenme alışkanlıklarının aort damarlarında genişlemeye yol açtığını belirten uzmanlar, tuz tüketiminin mutlaka azaltılması gerektiğini vurguladı. Ortalama bir kişi, günlük 30 gram tuz tüketiyor, bu miktarın 15 gramın altına çekilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Aort anevrizması, sessizce ilerleyen ve çoğu zaman fark edilmeyen bir hastalık olmakla birlikte, erken teşhis ve uygun tedavi ile hayat kurtarıcıdır. Yüksek tansiyon, genetik yatkınlık ve sağlıksız yaşam tarzı bu hastalığı tetikleyebilir, bu yüzden düzenli kontroller ve tarama yöntemleri büyük önem taşır.