Moda dünyasının en ikonik etkinliklerinden biri olan Victoria's Secret defilelerinde, mankenlere "melek" denilmesi ve bu mankenlerin kanat takmaları, markanın uzun yıllardır sürdürdüğü bir pazarlama stratejisinin parçası. İlk olarak 1990'ların sonlarında tanıtılan "Victoria's Secret Melekleri" konsepti, markanın lüks ve zarif iç giyim koleksiyonlarını tanıtmak için kullanıldı ve zamanla bu melek imajı, markanın en tanınan sembollerinden biri haline geldi.
Victoria's Secret meleklerine kanat takılmasının nedeni, onları moda dünyasının "süperstarları" olarak konumlandırmaktır. Bu görkemli ve gösterişli kanatlar, markanın sunduğu ürünlerin zarafetini, feminenliğini ve çekiciliğini sembolize ederken, aynı zamanda defilelere bir masalsı hava katmaktadır. Melek kanatları, Victoria's Secret defilelerinin en dikkat çeken ve görsel şölen sunan unsurlarından biri haline gelmiştir.
Ayrıca "melek" kavramı, mankenlerin erişilmez, kusursuz ve büyüleyici bir güzelliği temsil etmeleri amacıyla kullanılıyor. Melekler, saf güzellik, zarafet ve inceliğin bir simgesi olarak görülürken, Victoria's Secret melekleri de markanın bu idealini yansıtan kişiler olarak seçiliyor. Mankenlere bu özel unvanın verilmesi ve kanat takmaları, markanın onlara yüklediği özel statüyü ve lüks iç giyim koleksiyonlarının seçkinliğini ön plana çıkartıyor.
Bu kanatlı melek imajı, Victoria's Secret'in uzun yıllar boyunca süregelen başarısında önemli bir rol oynamış ve markanın moda dünyasında fark yaratmasını sağlamıştır. Ancak, son yıllarda Victoria's Secret defileleri ve "melek" konsepti, toplumsal algılardaki değişimler ve güzellik standartlarına dair eleştirilerle birlikte gözden geçirilmiş ve markanın stratejisi yeniden şekillendirilmiştir.