Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Ege TV ekranlarında yayınlanan Celal Gürçay ile ‘Siyaset Özel’ programında Türkiye'nin Suriyeli mültecilerle ilgili yaşadığı sorunları ve bu sorunların ülkenin geleceği üzerindeki etkilerini çarpıcı bir şekilde açıkladı. Özdağ, Türkiye'nin demografik yapısında meydana gelen değişikliklere dikkat çekerken, ülkenin gelecekte göçmen nüfusunun artmasıyla karşı karşıya kalabileceğini vurguladı.

"2040'ta Türkiye'de 21 milyon Suriyeli olacak"

Sığınmacılar konusuna dair değerlendirmelerde bulunan Özdağ, “13 milyon sığınmacı Türkiye’nin bacaklarına bağlanmış bir demirdir. Türk halkına bu konuda doğru söyleyen tek parti Zafer Partisi’dir. Türkiye, bu gidişle 'Göçmenistan' olacaktır. 2040 yılında bu ülkede 21 milyon Suriyeli olacak. Türkiye’nin birliğini ve bütünlüğünü bu şekilde koruyabilir miyiz? Hayır. Suriyeliler bizden 3 kat hızlı artıyor, bizler azalacağız, onlar artacak. Yüzde 90 halkın çoğunluğu gitsin diyor. Peki, vatandaş neden bu yüzdelik kısmın oyunu almıyor? Siz yollamazsanız, hiç kimse gitmeyecek. Eğer oylarınızı bize verirseniz, giderler. Ortada yasaları uygulayacak iradeye sahip bir partiye ihtiyaç var. O da Zafer Partisi’dir. 13 milyon insan giderse kiralar düşer mi, düşer. Domates ve et fiyatları düşer mi, düşer. Sigortasız çalışan Suriyeli işçinin tüm masraflarını karşılıyorsunuz, üstüne bir de para alıyorlar. Bunun bedelini Türk milleti ödüyor” şeklinde konuştu.

"Kimse numara çekmesin"

İzmir’de geçtiğimiz haftalarda yaşanan Amerikan askerlerinin kafasına çuval geçirilmesi olayına dair yorum yapan Özdağ, “Starbucks’ta gidip kahve içen insanların da bu Amerikan gemisini protesto etmelerini beklerdim. Neden gitmediniz? Starbucks’ta kahve içenleri İsrailci olmakla suçluyorsunuz, bu tam anlamıyla bir iki yüzlülük. Çuval geçiren gençlere sormak istiyorum, vatan AK Parti’nin dış politikasını destekliyor mu? Destekliyor, AK Parti’nin dış politikası da bu. Bu yüzden sahte Amerikan karşıtlığı üzerinden kimseyi ikna edemezsiniz. Biz Amerikan karşıtıyız diye kimse numara çekmesin. Biz uluslararası ilişkilerin nasıl yürütüldüğünü biliriz, bundan sadece şov çıkar. ABD’nin Türkiye lehine izlediği politikalara karşı çıkacaksanız, bunun başka yöntemleri var. Bir Aksungur SİHA’mız Amerikan uçakları tarafından vuruldu, buna hiçbir tepki gelmedi. Türkmenler adeta silindi, hükümetten hiç ses yok. Suriye’nin kuzeyinde YPG silahlandırılmaya devam ediyor. Kilit Pençe Harekat bölgesinde gerçekleşen operasyonun stratejik olarak doğru olduğunu düşünüyorum. YPG’nin yolladığı karadan havaya modern füze sistemlerinde şehit sayımız arttı. Temmuz ayında kaybettiğimiz şehit sayısını hiç vermeyelim. Bunlar karşısında susup sonra sokakta gezen bir Amerikalı askerin kafasına torba geçirince büyük bir eylem yapmış olacaksınız. Parçası olduğunuz ittifaktan hesap sormanız lazım” ifadelerini kullandı.

Whatsapp Image 2024 09 08 At 13.01.10

"Böyle birlik beraberlik olmaz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politikalarına yönelik ağır eleştirilerde bulunan Özdağ, “Erdoğan daha önce bir milli birlik çağrısı yaptı. Sokak röportajlarında konuşulanlar milli birliğimizi parçalıyor dedi. Erdoğan’ın 2002’den bu yana ‘böl-parçala-yönet’ yaklaşımı söz konusu. Mevcut anayasa değişmesin diyen insanlara Recep Tayyip Erdoğan 'çukur' diye hakaret etti. İmam Hatipler de bizim evladımızdır, Harbiyeliler de bizim evladımızdır. O kılıçlar ilk defa bugün kalkmadı, yıllardan beri süren bir gelenek. Kusura bakma Recep Tayyip Erdoğan, hiçbir zaman Türk tarihinde ‘Recep Tayyip Erdoğan’ın askeriyim’ diye bir tabir olmayacak. Bugün Erdoğan’ın eleştirmesi gereken yemin, Diyarbakır Barosunda Kürtçe yapılıyor. Orada ayrı bir ülke kuruldu da bizim haberimiz mi yok? Erdoğan’ın bundan rahatsız olduğunu görmedim. Örgüte açık destek veren bir yapının Kürtçe yemin ettirmesinden rahatsız olmayan bir Cumhurbaşkanı var. Böyle milli birlik ve beraberlik olmaz” dedi.

CHP'li Gökçen: İlk dört maddeye dokunulacak hiçbir masada yokuz! CHP'li Gökçen: İlk dört maddeye dokunulacak hiçbir masada yokuz!

"Köye dönüş teşvik edilmeli"

Türk ekonomisinin gidişatı hakkında da konuşan Özdağ, “Petrokimya ve çelik sanayine devletin yatırım yapması gerekiyor. Büyük bir ekonomik kalkınma sürecine girilmesi gerekiyor ama bu kalkınmayı gerçekleştirirken Türk tarımının bilinçli bir şekilde tahribatı ve küresel ısınmanın etkileri göz önünde bulundurulmalı. Köyleri tekrar üretim merkezi haline getirmemiz gerekiyor. Girdi fiyatları inanılmaz şekilde arttı. 55 yaş üstü insanlar üretimden kopmuş durumda. Ekmeği ve sütü bile bakkaldan alıyorlar. Bu da ancak köy okullarının yeniden açılması ile olur. Bunun yanında veteriner ve ziraat mühendisleri de yerleştirilmeli. Uzun vadeli ve düşük faizli kredi vererek köye dönüşü teşvik etmek gerekiyor. Bu atılım gerçekleştirilirse Türk halkı açlık tehlikesinden kurtulacaktır. Yanlış eğitim politikasıyla herkesi düz liselere ve imam hatiplere yönlendirdiler, sonra da gençlerin çoğu merdiven altı üniversitelerde eğitim görmeye başladı” sözlerine yer verdi.

"Büyük bir adaletsizlik var"

İşsizlik ve kredi notlarının düşmesi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Özdağ, “Hükümetin makro ekonomik politikası yok. Mehmet Şimşek’in tek bir politikası var: Sıcak para bulmak ve bu paraya yüksek faiz vermek. Bunun yapılabilmesi için de asgari ücretin bu düzeyde kalması gerekiyor. Tercih ettikleri firmalara vergi muafiyeti tanıyorlar. Yabancıya server transferi ve yandaş firmalara vergi afları bir taraftan da çocuğuna süt almak isteyen anneye ÖTV, KDV ekleri var. Bu büyük bir adaletsizliktir. Bunların ekonomiyi düzeltmek gibi bir derdi yok. İktidar ününü kurtarmaya oynuyor. Ülkenin kalkınması ancak üretime öncelik vermekle mümkün olur” dedi.

"Gençlere kitap okuma tavsiyesi"

9 Eylül İzmir’in kurtuluşu ve okulların açılışı hakkında da konuşan Özdağ, “9 Eylül’de İzmir’e giren atlılardan biri de benim dedemdi, bu yüzden gurur duyuyorum. Yarın okullar açılıyor. Çanakkale’den Gazze’ye vatan savunması diye birinci gün için program yapmışlar. Vatandaşlar ilk gün çocuğunu okula yollamak istemiyor. Sevgili gençler, bu sene yeni bir maarif programı uygulanacak. Bu yeterli değil. Kendinizi yetiştirmek için kitaplardan okuyun. Kitap okumak sizi geleceğe daha iyi bir şekilde hazırlayacaktır. Bilginizi derinleştirin. Bu sizi güçlü kılacaktır" açıklamasında bulundu.

Muhabir: Kardelen Başol