Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, halkın gelir seviyesinin hızla düştüğünü, işsizliğin arttığını ve enflasyonun kontrolden çıktığını belirtti. "Bir hafta pazarda aldığınız meyveyi, sebzeyi diğer hafta tanımakta zorlanıyorsunuz" diyen Özdağ, her geçen gün fakirliğin derinleştiğini vurguladı. Özdağ, "Tarım girdileri o kadar arttı ki insanlar beslenmek için ihtiyaç duyduğu gıdaya ulaşmakta zorlanıyor. Et, birçok aile için artık bir lüks haline geldi" dedi.
Krizin ağır yükünü sırtladılar
Ağır ekonomik krizin bedelini yine dar gelirli ve emeklilerin ödediğini söyleyen Özdağ, "Bu ülkede 16 milyon emekli, dul ve yetim var ve en az 9 milyonu 10 bin lira maaşla geçinme mücadelesi veriyor. Toplumun çok az bir bölümü ekonomik krizden etkilenmezken, toplumun yüzde 97'sindeki bütün gelir grupları ekonomik krizin yükü altında. Her geçen gün hayat seviyeleri düşerek bu krizden çıkma mücadelesi veriyorlar" ifadelerini kullandı.
Neoliberal IMF politikaları ve vergi adaletsizliği
Ümit Özdağ, iktidarın çözüm olarak getirdiği neoliberal IMF politikalarının zenginleri daha zengin, fakirleri daha fakir hale getirdiğini belirtti. "Adaletsiz bir vergi sistemi üzerine oturan, dolaylı vergilerle halkın ümüğünü sıkan bir vergi politikasıyla karşı karşıyayız," dedi. Türk milletinin geçmişte IMF politikalarının bedelini ağır ödediğini söyleyen Özdağ, "Şimdi de IMF'siz IMF politikalarının bedelini ödüyoruz" diye konuştu.
Eğitimde reform gerekliliği
Ümit Özdağ, "Artık AVM'ler istemiyoruz, teknoparklara ihtiyacımız var. Rezidanslara değil, laboratuvarlara ihtiyacımız var. Artık sahibine para kazandırmaktan başka hiçbir hedefi olmayan sözde üniversitelere değil, bizim meslek liselerine ihtiyacımız var" diyerek teknolojik yatırımlar ve eğitim reformlarının önemine vurgu yaptı.
"Burası dsünyanın lunaparkı değil, bizim vatanımız"
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partisinin sığınmacılara ilişkin politikasını da net bir şekilde dile getirdi: "Sığınmacıları, kaçakları, devletler hukukuna ve kendi hukukumuza uygun şekilde vatanlarına geri yollayacağız. Sığınmacıların vatanlarına dönmesi için Suriye'yle görüşeceğiz, geri dönüş için şartları oluşturacağız ve sonra bu insanlara yapılan sosyal yardımları, sağlık yardımlarını ve diğer yardımları keseceğiz. Bir sene içerisinde geri dönmeleri için müddet vereceğiz ve yol konusunda da geri dönüş konusunda da yardımcı olup sınıra teslim edeceğiz. 'Ben geri dönmem' diyeni de tutuklayarak kapının önünde yetkililere teslim edeceğiz. Burası dünyanın lunaparkı değil. Burası bizim vatanımız. Bedeli kanla ödenmiş, bu vatanı kimseyle paylaşmaya niyetimiz, isteğimiz yok. Türkiye benim vatanım öyle kalacak" diyerek sözlerini tamamladı.