Haber Ekspres Gazetesi'nden Turgay Kılıç'ın haberine göre, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, parti heyetiyle İzmir'de gazetecilerle buluşarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Başkan Özdağ, Ege Bölgesi'ni cehenneme çeviren yangınla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunurken bu yangın felaketini üstlenen PKK'nın açıklamalarına ilişkin "Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ege Bölgesi ve İzmir yangını için herhangi bir kanıt olmadığını ifade etti, ancak PKK’lı alçaklar da sorumluluğu üstlendi. Terör örgütü bu yangınları sahiplenmiş, bu yangınların olmasından dolayı mutluluğunu ifade etmiştir. Bu yangınları sahiplenen PKK’dır. Bu PKK adlı terör örgütünün siyasetteki bağlantısı DEM’dir. Bunlarla iş birliği yapmak, siyasi parti olarak görmek, kabul etmek ve meşrulaştırmak kabul edilebilir değildir. El sıkıştığınız, iş birliği yaptığınız adamların akrabaları sizin ormanlarınızı yakmakta, yanmasından mutluluk duyduklarını ifade etmektedir" dedi.

CHP’li vekillerden üzüm fiyatlarına tepki: "TMO neden harekete geçmiyor?" CHP’li vekillerden üzüm fiyatlarına tepki: "TMO neden harekete geçmiyor?"

Whatsapp Image 2024 08 17 At 11.35.20

'Türk milletini ayrıştıramadılar'

Özdağ, ayrıca PKK'nın 40. yıl eylemine ilişkin ise "15 Ağustos terör örgütünün ilk eylemlerini gerçekleştirdiği tarihin 40’ıncı senesidir. PKK, bu 40 sene içerisinde Yunan ordusunun bir parçası olarak 90’lı yıllarda Türkiye’ye karşı terör eylemleri gerçekleştirdi. Bir uyuşturucu ve insan kaçakçısı holdingi olarak çalışmaya devam ediyor. Şimdi PKK/YPG Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye saldırmak için hazırlık yapıyor. Geçtiğimiz 40 senede PKK bütün alçaklığına rağmen koymuş olduğu hedefe ulaşamadı. Türk milletini istediği şekilde ayrıştıramadı ve çetenin elebaşı hapishanede varlığını sürdürmeye devam ediyor” sözlerini ekledi.

'Ege'ye yapılan bir saldırıdır'

Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ, "Bu yangınların nasıl çıktığı ile ilgili kanıtlar ortaya çıkacaktır. Bu kadar farklı yerde, İzmir’in birbiri ile ilişkisi olmayan yerde eşzamanlı yangınların çıkmış olması bunun sabotaj olması ihtimalinin çok yüksek olduğunu bize gösteriyor. Dün gece İzmir’de sahadaydık ve yangın söndürmekle görevli bazı yetkililer ile görüştük. Onlara da bu soruyu sorduk, ellerinde kanıt olmadığını, açıklama yapabilecek durumda olmadıklarını ifade ettiler ‘ama görüyorsunuz işte’ diye de eklediler. Bu bir tesadüf değil, Türkiye’ye Ege’ye İzmir’e yapılmış bir saldırıdır. Bu yangınlar Türkiye’nin artık bir afet kolordusu kurması gerektiğini bir kez daha göstermektedir. Doğal felaket ve sabotajların etkilerinin daha da artacağı bir döneme giriyoruz. Yaklaşan İstanbul Depremi ve 6 Şubat depreminden sonra ortaya çıkan yönetsel rezaletler, amatörlükler bize göstermektedir ki Türkiye’de saray rejimi ne günlük süreçleri ne terör eylemlerini yönetebilecek ve üstesinden gelebilecek durumda değildir. Türkiye’nin bir afet kolordusuna ihtiyacı vardır, İstanbul depreminde arama kurtarma yapacak yetişkin insan sayısı 640 bin olarak gösterilmektedir” şeklinde konuştu.

Whatsapp Image 2024 08 17 At 11.35.21

'Türkiye cayır cayır yanıyor'

Özdağ, mevcut iktidara da yüklenerek “Yanan sadece ormanlarımız değil, Türkiye cayır cayır yanıyor, tarlalar cayır cayır yanıyor, emekli kahvehaneleri, pazaryerleri cayır cayır yanıyor. Bir ekonomik yangın Türkiye’yi cayır cayır yanıyor. AK Parti ekonomi üzerindeki kontrolü tamamen yitirmiş durumdadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın durumu ekonomi ile ilgili freni patlamış bir belediye otobüsünün şoförüne benziyor. Yapabileceği hiçbir şey yok. Mehmet Şimşek (Ekonomi Bakanı) de biletçi, o da düşmemek için bir yere tutunmuş ve sadece sallanıyor. Mehmet Şimşek’in modeli çok basit, enflasyonu düşürmek için dövizi sabit tutmak, bunun için de sıcak paraya ihtiyacı var. Sıcak paraya büyük faiz veriyor ve bu sıcak para sonunda Türkiye’den büyük kazançlar elde ederek çıkacak. Bunun bedelini de tarlada domatesinin kilosunu geçen sene 4 bu sene 5 liradan satan çiftçi, 12 bin 500 lira ile geçinmeye çalışan çiftçi ödüyor. Enflasyon düşüyor mu? Hayır, stagflasyonu yaşıyoruz. Mehmet Şimşek’in politikaları çökmüştür. Bu politikaların bir sonuç alması mümkün değildir” dedi.

Köylü isyanı Özdağ'ın gündeminde

Başkan Ümit Özdağ, köylülerin de isyanına değinerek “Muhasebeciler sokağa döküldüler, mitingler yapıyorlar. İş dünyasında bunların tartışmaları yapılıyor. Köylüler Türkiye’nin değişik yerlerinde gösteriler yapmaya başladılar. Çanakkale’de Balıkesir’de Gaziantep’te Antalya’da köylüler sokağa çıktı. Son kalan 500 bin çiftçi sokağa çıktı. Oysa çiftçi en sabırlı halk kesimidir. Üretim modelinden ötürü de çiftçi sabırlıdır. Eğer çiftçiler sokağa çıktıysa bu, ekonominin kontrol edilemez bir yıkım içerisinde olduğunu gösterir. Çiftçi gittiği yerde ‘ben soğanımı domatesimi eker karnımı doyururum ancak siz aç kalırsınız’ diyor, doğru, kentlerde açlık kol gezmeye başlamış durumdadır. AVM’ler, Lokantalar hiç yanıltıcı olmasın. Onlar da artık para biriktirmenin anlamsızlığı ile ellerine gelen parayı ‘hiç olmaz bugün yiyeyim yarın yiyemem’ diye harcayan insanlar” ifadelerine yer verdi.

Whatsapp Image 2024 08 17 At 11.35.22

'Mesele sistemdir, hukuktur'

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, şunları söyledi:

“Enflasyonun artması işsizliğin artması, bu ortamda hükümetin gizlemeye çalıştığı israfın artması artık içinden çıkılmaz bir çembere dönüştü ve ekonomik olarak Türkiye yönetilemiyor. Türkiye’nin yönetilemediğini dün TBMM’de çıkan kavga da göstermiştir. Anayasa Mahkemesi bir karar almış, kararı beğenmeyebilirsiniz. Can Atalay ile ilgili olarak hiçbir siyasi görüşü paylaşmayabilirsiniz. Mesele o değildir, mesele sistemdir, hukuktur. Eğer hukuk uygulanmazsa ortaya guguk çıkıyor. Bugün Türkiye hukuk değil guguk devleti olmuştur. TBMM’de 'kürsü dokunulmazlığı' diye bir kavram var. Dün yaşananlardan sonra 'kürsü yumruğu' kavramı ile de tanıştık. TBMM’nin kürsüsünde bir milletvekili dayak yemeden konuşamayacaksa Türkiye’de hiçbir vatandaşın özgürce fikirlerini dayak yemeden anlatma imkanı kalmamıştır. Bu, aslında yönetilemeyen bir Türkiye resmini ortaya koymaktadır."

Erken seçim sinyali

“Türkiye ekonomide, siyasette ve hukukta yaşadığı bu kilitlenmeyi aşmak için erken genel seçime gitmek zorundadır. Zafer Partisi olarak tek çareyi erken genel seçimde görüyoruz. Bu erken genel seçimde Türk halkı, seçmen sadece yeni bir partiyi seçmeyecek. Halk, bunun ötesinde yeni bir ekonomik yaklaşımı, modeli tercih edecektir. Ekonomiyi kur ve faiz denklemi arasına sıkıştıran Neo-Liberal ekonomik model, kalkınmadan ve istihdamdan bahsetmeyen bu modelin dışında istihdamı, tekno parkları, yüksek teknolojiyi, demir çelik sanayisinde yeni atılımları, yüksek katma değerli üretimi ve halk kitlelerinin dar gelirli olmaktan kurtarmaya başladıkları modeli türk halkı seçecektir."

Editör: Simge Akbulut