KÜLTÜR - SANAT

Türkülerden ilham alan çağdaş şiirin ustası: Cahit Külebi

Cahit Külebi, türkülerden ilham alarak çağdaş Türk şiirine yepyeni bir soluk getirdi. Onun şiirleri, halkın ruhunu ve duygularını yansıtan birer ayna niteliğinde. Şairin bugün ölüm yıldönümü. Külebi'nin yaşamından, şiir anlayışından detayları sizler için derledik.

Abone Ol

Türk edebiyatının önemli isimlerinden Cahit Külebi, halk edebiyatının zenginliklerinden yararlanarak çağdaş bir şiir formu şekillendirdi. Onun eserleri, geleneksel türkülerle modern şiirin mükemmel uyumunu sergilerken, okuyucuları derin duygusal yolculuklara çıkarıyor. 20 Haziran 1997'de aramızdan ayrılan Külebi'nin bugün 27'nci ölüm yıldönümü.

İlk şiirlerini "Nazmi Cahit" mahlasıyla yayımlayan Cahit Külebi, şiirlerinde halk kültürünün ve türkülerinin izlerini ustalıkla işledi. Külebi'nin eserlerinde sıkça karşılaşılan doğa betimlemeleri, yoksulluk temaları, köy hayatı, yurt, insan ve doğa sevgisi okuyucuyu Anadolu'nun kalbine götürüyor.

Halk edebiyatından modern şiire

Külebi'nin şiirlerinde halk edebiyatının samimiyeti ve doğallığı, modern şiirin estetik ve teknik yenilikleriyle buluşur. Bu bağlamda, onun şiirleri hem geçmişe bir saygı duruşu niteliğinde hem de geleceğe dönük bir yenilik arayışının temsili.

Külebi’nin eserlerinde sıklıkla karşılaşılan temalar arasında aşk, doğa, yalnızlık ve toplumsal sorunlar öne çıkar. "Güz Türküleri", "Atatürk Kurtuluş Savaşında", "Alacakaranlıkta", "Zerdali ağacı", "Çürüyen Otlar", "Özgürlük" gibi önemli eserlerinde bu temaları açıkça görmek mümkün.

Şiirlerinde türkülerin yeri

Cahit Külebi'nin şiirlerinde türküler, sadece bir tema veya motif değil, aynı zamanda bir anlatım biçimi olarak da kullanılıyor. Onun şiirlerinde türküler, geçmişin bir yansıması olarak değil, yaşayan ve sürekli evrilen bir kültürün ifadesi olarak karşımıza çıkar.

Külebi’nin şiirleri hem Türk edebiyatında hem de halk kültüründe önemli bir yer tuttu. Onun çağdaş şiire kazandırdığı özgünlük ve derinlik, sonraki kuşak şairler için de ilham kaynağı oldu.

Şair Behçet Necatigil'in deyişiyle Cahit Külebi, 1940-1950 yıllarını kapsayan yeni şiir akımında kendine özel bir yer edindi. Aydın bir saz şairi içtenliği ve Karacaoğlan rahatlığıyla ama her zaman temiz bir dille zaman zaman kötümser, güvensiz bir şekilde kendi türküsünü söyledi. Yarım kafiyeler, iç sesler, duygu ve düşüncelerine eklediği zarif benzetmeler ve söyleyişindeki titizlikle döneminin en sevilen şairleri arasına girdi. 

Bütün trenleri kaçırdın,
Acıklı bir roman gibisin şimdi.
İşte milyon insanda milyon yürek
Senin için çarpar mı biri?

Karanlık kış günü akşamüstü
Dost diye sokaklarda kendini ara,
Sevdalı kimsesiz sarhoşlar gibi
Sarıl gizlice ağaçlara

Bu dizeler, Külebi’nin doğaya duyduğu hayranlığı ve insana dair derin duygusal bağlarını yansıttığı "Kış Yorumu" şiirinden.

Şairin ölümü

Cahit Külebi, hayatının sonlarında büyük üzüntüler yaşadı. Küçük oğlu Ahmet’i 1991’de, eşi Süheyla Hanımı ise 1993’te kaybetti. Sonraki günlerini Çankaya sırtlarındaki bir apartmanın zemin katında geçirdi. 28 Mart 1997’de kalp ve böbrek yetmezliği teşhisiyle hastaneye kaldırıldı. Yaklaşık üç ay süren tedavi sürecinden sonuç alınamadı ve 20 Haziran 1997 günü böbrek yetmezliğinden hayatını kaybetti. Ankara'da toprağa verilen şairin naaşı 2010 yılında ailesinin istediği üzerine şairin doğduğu yere, Tokat-Niksar'a taşınarak Erzurumlu Emrah Türbesi'nin yanına defnedildi.