Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak birçok tarihî, görkemli deniz fenerine ev sahipliği yapıyor. Bu fenerler denizcilere yol gösterme görevi üstlenirken, tarihi ve estetik değerleriyle de dikkat çekiyor. Şairlerin dizelerine girecek kadar özel bir yeri olan fenerler kıyılarda hâlâ denizcileri selamlıyor. Hangi fener, nerede? Fenerler nasıl inşa edildi? Bugün ziyaret edilebileceğiniz fenerler hangileri? Haber Ekspres okurları için araştırdık.

Deniz feneri, çeşitli ışık yayıcı sistemler vasıtasıyla, gemilere rehberlik etmek amacıyla kıyılarda yapılan bina türü. Mısır’daki İskenderiye Feneri, dünyanın Antik Çağ’daki yedi harikasından biri olarak değerlendiriliyor. Kayalıklar üzerine inşa edilen ilk deniz feneri ise Fransa’da Gironde’da inşa edilen Cordouan Feneri.

19. yüzyılda deniz ticaretinin yoğunlaşmasıyla birlikte dünyada çok sayıda deniz feneri inşa edildi. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kızıldeniz’den Romanya kıyılarına kadar 200’ün üzerinde deniz feneri inşa edildiği biliniyor. Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1562 yılında inşa ettirilen Fenerbahçe Feneri, Anadolu’daki ilk fener olma özelliğini taşıyor. Fener yapımı Cumhuriyet döneminde de sürdü.

Rumeli Feneri, Ahırkapı Feneri, Patara Feneri, Mehmetçik Burnu Feneri, Hoşköy Feneri, Fenerbahçe Feneri ve Şile Feneri en yüksek fenerler sınıfına dâhil ediliyor. Sinop Boztepe Burnu, Akıncı Burnu ve Alanya Deniz Fenerleri ise ışık seviyesi en yüksek fenerler listesinde.

Genelde bekçi (gardiyan) eviyle birlikte yapılan deniz fenerlerinde fenerin bakımından sorumlu olan fenerciler görevli. Fenerlerin bakım işi de ailelerde kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Fenerlerdeki otomasyonun yaygınlaşması ve uydu haberleşme sistemlerindeki gelişmeler deniz fenerlerine duyulan gereksinimi giderek azalttı ancak yüksek tepelere yapılıp tarihten beri binlerce denizciye yön veren deniz fenerleri denizcilik tarihinin mirası.

Ayrıca şiddetli rüzgârlara dayanıklı olarak inşa edilmeleri gerektiğinden deniz fenerlerinin yapımı usta eller gerektiriyor. Fenerler mimarî özellikleriyle, estetik görünüşleriyle, fenerlerin ve fenercilerin keşfedilmeyi bekleyen hikâyeleriyle bugün hâlâ merak konusu. 

Kız Kulesi: Restoran kaldırıldı, ziyarete açıldı

İncelediğimiz belli başlı deniz fenerleri ve öykülerinin ilk sırasında Kız Kulesi var! Çünkü İstanbul Boğazı’nın incisi Kız Kulesi, sadece tarihî bir yapı değil, aynı zamanda bir deniz feneri. İlk olarak Bizans İmparatorluğu döneminde savunma kulesi olarak inşa edilen bu yapı zamanla denizcilere yol gösteren bir fener hâline gelmiş. 1990’lar itibarıyla restore edildikten sonra 2000’de restoran olarak kullanılmaya başlanan Kız Kulesi, 2021’de tekrar restore edildikten sonra restoran kaldırılarak 2023’te ziyarete açıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Kız Kulesi'nin müze kartsız girişi 27 Euro.

Kız Kulesi, İstanbul Boğazı’nın Salacak yakınlarında her gün sadece gemileri değil; insanları, martıları selamlamaya devam ediyor. 

Kız Kulesi Nerededir? Tarihi, Hikayesi ve Efsaneleri

Anadolu ve Rumeli Fenerleri: Karadeniz’den gelen gemilere ışık tutuyor

İkinci ve üçüncü sırada Boğaz’ın iki kıyısındaki Rumeli (Türkeli) Feneri ile Anadolu Feneri var. Her gün birbirine göz kırpan bu fenerler, Kırım Savaşı sırasında Fransız ve İngiliz gemilerinin Boğaz’ın ve Karadeniz’in girişlerini görebilmeleri için 1856’da yapılmış. Kulesi 30 metre yükseklikte olan Rumeli Feneri, ilk olarak gazyağı, ardından asetilen ile çalıştırılmış. Günümüzde elektrik enerjisiyle aydınlatılıyor.

Orijinal hâlini koruyan nadir fenerlerden biri olan Anadolu Feneri ise 20 metre boyunda. Fenere bir tek fenerin kristalini döndüren motor ve ampul sonradan eklenmiş. Bu iki fener Karadeniz’den gelip Boğaz’a girecek olan gemilere yıllar boyu rehberlik ediyor.

Şile Feneri: Türkiye’nin aktif, en büyük feneri

İstanbul’da Şile’nin sembolü olan Şile Deniz Feneri, Türkiye’nin aktif ve en büyük feneri olarak biliniyor. Fener, Kırım Savaşı’nda Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na girecek gemilerin yollarını bulabilmeleri için 1860’ta Fransız Fenerler İdaresi tarafından yapılmış. Deniz seviyesinden 60 metre yükseklikte yer alan Şile Deniz Feneri’nin kule yüksekliği ise 19 metre. Işığı görüşün açık olduğu gecelerde yaklaşık 35 mil mesafeden görülebiliyor. 15 saniye aralıkla çakan bir fener olan Şile Feneri’nin kristalleri orijinal. Bugün şehir elektriğiyle çalışan Şile Deniz Feneri, restore edildikten sonra 2004’te müze olarak açıldı.

160 yıllık Şile Feneri restore edilecek - Son Dakika Haberleri

Sarı saçlı bir deniz kızı fener:
Kayaya diz çöküyor,
Kara köpüklü dalgalara sarı dualar döküyor
Güneşli şehirde koşan yolcular

Hasan İzzettin Dinamo / Deniz Feneri

Gelidonya Feneri: En yüksek deniz feneri

Gelidonya Feneri, Antalya’nın Kumluca ilçesinin Taşlık Burnu’nda bulunuyor. Adını Likya dilinde kırlangıç anlamına gelen Kaledonya’dan alan Gelidonya Feneri, 227 metre yüksekliğiyle Türkiye kıyılarının en yüksek deniz feneri olma özelliğini taşıyor. 1936 yılında açılan fenerin aydınlatmasında ilk yıllarda gazyağı, daha sonra LPG tüpü kullanılmış. Sarp ve dik kayalıklar üzerinde inşa edildiği için elektrik olmayan fenerde 2017 yılında güneş enerjisiyle elektrik sağlayan bir sistem kuruldu.

Gelidonya Feneri, dünyanın önemli yürüyüş yollarından olan “Likya Yolu”nun güzergâhında en çarpıcı manzaralardan birine sahip. Gelidonya Burnu, ters akıntılardan dolayı Antalya Körfezi’nin en tehlikeli yerinde olduğu için Antik Dönemlerde birçok geminin kayalara sürüklenerek battığı rivayet ediliyor.

Araçla tam ulaşım olmayan Gelidonya Feneri’ne orta zorluk seviyesine sahip parkurlardan 12 kilometre yürüyerek gidiliyor. İkinci güzergâh ise yaklaşık sekiz kilometre uzunluğundaki Karaöz Mahallesi’nde başlayan Gelidonya Feneri yolu. Bu yolun bir kısmını araçla, son bir saatlik kısmı da yürüyerek gitmeniz mümkün.

Gelidonya Feneri'nin bakımı 72 yıldan bugüne Demir ailesi tarafından yapılıyor. Ailenin ilk fenercisi Ali Demir, 1944'te eşini ve iki çocuğunu da yanına alarak fenerin iki odalı lojmanına yerleşmiş. Elektriği, su hattı, yolu olmayan, tek bir komşunun bulunmadığı, en yakın yerleşim yerine 10 kilometre uzaktaki fenerde ailesiyle baş başa 28 yıl geçiren Ali Demir'in 1972'de emekli olmasıyla yerine oğlu Hasan geçmiş. Beş çocuğu ve eşiyle burada kalan Hasan Demir de 1998'e kadar fenerin bakımını üstlenip, daha sonra işi en küçük oğlu Mustafa Demir'e devretmiş.

Gelidonya Feneri 72 yıldır Demir ailesine emanet

İğneada Feneri: Karadeniz’in en batısında

Kırklareli'nin Demirköy ilçesine bağlı olan İğneada beldesinde bulunan İğneada Feneri, Karadeniz’in en batısındaki deniz feneri. 1866 yılında Fransızlara yaptırılan fener, Fransız Feneri olarak da biliniyor. Elektrik tesisatının olmadığı dönemlerde kurma koluyla kurularak gaz yağı ile denizi aydınlatan fener, günümüzde 100’lük halojen ampul ve plastik yansıtıcılar sayesinde 20 mil uzaktan görülebiliyor.

igneadafenerr.jpg

Hüseyinburnu Feneri: En geç yapılan fenerlerden

Hüseyinburnu Feneri, Bodrum Yarımadası Turgut Reis’de bulunuyor. Fenere su kanallarının çevrelediği marinayı ve Sabancı Parkı’nı geçerek ulaşılıyor. Ağaçlarla kaplı burunda ve denizden 15 metre yükseklikte yer alan dokuz metre yükseklikteki bu fenerin eteğinde, fenere komşu “Fener Restoran” yer alıyor. Hüseyinburnu Feneri’nin elektrik akülü enerjisiyle ışığı 10 mil uzaktan görülebiliyor. Fener, 1964’ten bugüne Turgut Reis Hüseyin Burnunda Akdeniz’den geçen gemilere göz kırpıyor.

Hüseyin Burnu Feneri - Akdeniz Adanalıoğlu Akdeniz Mersin

Ölüce Feneri: Fırtınaların en yoğun yaşandığı bölgede yükseliyor

Zonguldak ilinin Karadeniz Ereğlisi ilçesinde bulunan Ölüce Feneri, gemi kazalarının çok sık yaşandığı tehlikeli bir bölgede yer alıyor. Ölüce Feneri, anakaradan kuzeye doğru dik bir çıkıntı yapan burnun doğuya doğru sert bir dönemeç yaptığı alanda, ansızın patlayan fırtınaların ve günlerce süren sislerin yoğun yaşandığı bir bölgede yükseliyor. “L” şeklinde planlanan yapıların önünde yükselen fener kulesi dokuz metre yüksekliğinde. Korubaşı köyüne yarım saat yürüme mesafesindeki bu fener her gün kaptanları sis düdükleriyle uyarıyor.

olucedeniz.jpg

Knidos (Deveboynu) Feneri: Deniz seviyesinden en yüksek olanı

Knidos Feneri, Muğla’nın Datça ilçesinde bulunuyor. Anadolu’nun Akdeniz’e uzanmış en uç noktası olan Knidos mevkiinde Ege ve Akdeniz’i birbirinden ayıran bir noktada. Bulunduğu yerin coğrafi şekli bakımından deve şeklini andırdığından fener “Deveboynu” adıyla da anılıyor. 

Fenerde önce ışık kaynağı olarak fitilli gaz yağı lambası kullanılmış. Daha sonra LPG ile çalışan parlak ışıklı manşonlu lambalar kullanılmaya başlanmış. Fener şimdilerde güneş enerjisiyle çalışan elektrik lambasıyla aydınlatılıyor. Fenerin deniz seviyesinden yüksekliği 104 metre; kagir kulesinin yüksekliği ise dokuz metre. 1931 yılından beri denizcileri selamlıyor.

Deveboynu Feneri - Görsel 4

2024 yılı topuzları ve gelin başları workshow ile tanıtıldı 2024 yılı topuzları ve gelin başları workshow ile tanıtıldı

Uzanmış koca burun açık denize doğru,
Lacivert ve gri gecenin değerinde.
Karanlıkla başlar bir dünya sevgisi,
Deniz feneri parlar,
Talihe aldırmadan kayalar üzerinde.

Fazıl Hüsnü Dağlarca / Deniz Feneri

İnceburun Feneri: Türkiye’nin en kuzeyinde

Karadeniz Bölgesinde, Sinop il merkezine 20 kilometre uzaklıktaki burunda bulunan İnceburun Feneri Türkiye’nin en kuzeyindeki deniz feneri olma özelliğini taşıyor. Denizden 26 metre yükseklikte ve 18 milden görülebilen fener 1863 yılında yapıldı. İnceburun Feneri'nin bekçiliğini altı kuşaktan beri Çilesiz ailesi sürdürüyor. 

Sinop İnceburun Feneri 157 yaşında - EmlakDream

Türkiye’nin deniz fenerleri, sadece denizcilere rehberlik etmekle kalmayıp aynı zamanda tarih ve doğa meraklıları için de benzersiz deneyimler sunuyor. Her biri kendi hikâyesini barındıran bu fenerler, Türkiye’nin zengin kültürel ve doğal mirasının birer parçası. Yolunuz İstanbul, Zonguldak, Sinop, Muğla, Antalya'ya düşerse durup bu fenerleri keşfetmek için zaman ayırmayı unutmayın.

Editör: Sercan Engerek