Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı, Türkiye ekonomisinin geleceği için önemli hedefler belirledi. Programda, Türkiye ekonomisinin 2025 yılında yüzde 4 oranında büyümesi öngörülüyor. Bu büyüme, talep yönlü enflasyonist baskı oluşturmadan sağlanması hedefleniyor.
Bakanlık, 2023 yılının haziran ayından itibaren başlayan dezenflasyon sürecinin devam etmesiyle yıllık enflasyon artış hızının 2025 sonunda yüzde 17,5 olarak gerçekleşeceğini belirtti. Aynı zamanda, gelecek yıl istihdamın 532 bin kişi artması bekleniyor.
Makroekonomik denge ve kamu yatırımları
Programın ana hedeflerinden biri, makroekonomik dengelerin korunarak güçlü ve kapsayıcı bir büyümenin sağlanmasıdır. Bu kapsamda para, maliye ve gelirler politikalarının tam koordinasyonla yürütülmesi planlanmaktadır. Kamu yatırımları, verimli sektörlerde yoğunlaştırılacak ve sanayi ile hizmet sektörlerinde katma değeri yüksek ürünlerin üretimi teşvik edilecektir.
Enerji bağımlılığını azaltacak politikaların ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesinin önceliklendirileceği belirtiliyor. Dijital dönüşüm ve yeşil ekonomi alanındaki yatırımların artırılmasıyla Türkiye’nin küresel rekabet gücünün yükseltilmesi hedefleniyor.
Dış ticaret ve istihdam beklentileri
Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda, 2025 yılı itibarıyla dış ticaret açığının 89,4 milyar dolar olması öngörülüyor. İhracatın yüzde 5,9 artarak 279,6 milyar dolara, ithalatın ise yüzde 7 artışla 369 milyar dolara yükselmesi bekleniyor.
İstihdam artışı ve iş gücüne katılma oranının da 0,5 puan artarak yüzde 55’e ulaşması öngörülmektedir. Bu dönemde işsizlik oranının yüzde 9,6 seviyesinde olacağı tahmin ediliyor. Özel ve kamu kesimi tüketim harcamalarının, reel olarak sırasıyla yüzde 3,4 ve yüzde 2,3 artması bekleniyor.
Yurt içi tasarruflar ve kamu kesimi yatırımları
2025 yılında toplam yurt içi tasarrufların GSYH’ye oranının yüzde 27,8 olması, toplam tasarruf-yatırım farkının ise eksi yüzde 2 düzeyinde gerçekleşmesi öngörülüyor. Kamu kesimi sabit sermaye yatırımlarının ulaşım, sağlık, eğitim gibi alanlarda yoğunlaşması planlanıyor.
Program, Türkiye’nin ekonomik istikrarını güçlendirmeyi ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemeyi hedefliyor. Özel sektör sabit sermaye yatırımlarının ise imalat sanayisi, ulaştırma ve konut alt sektörlerinde yoğunlaşması bekleniyor.