Türk donanma gemilerinin en yüksek direğinde yer alan Kuran-ı Kerim, Türk Deniz Kuvvetleri'nin köklü bir geleneğini simgeliyor. Bu gelenek, 15. yüzyılda Barbaros Hayrettin Paşa veya Piri Reis tarafından başlatıldığı düşünülüyor. Gemilerdeki en yüksek direğin tepe noktasına yerleştirilen Kuran-ı Kerim, denizaltılarda ise su geçirmez bir kompartımanda muhafaza ediliyor.
Osmanlı'dan günümüze devam eden bir geleneğin izleri
Bu uygulamanın, Osmanlı ordusunun sancak mushafı geleneğinin donanmadaki bir yansıması olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca, donanmaya yeni katılacak geminin suya indirilmesi sırasında kurban kesme geleneği de günümüzde devam ediyor. Bu gelenekler, Türk denizciliğinde manevi bir anlam taşıyor ve gemilerin "kutsanması" inancını pekiştiriyor.
Uluslararası geleneğin benzerlikleri
Dünya genelinde farklı deniz kuvvetlerinde de benzer gelenekler bulunuyor. Rus savaş gemilerinde köprü üstünde camlı bir rafta İncil veya Ortodoks objeleri yer alırken, Yunan armatörler gemilerini suya indirirken papaz çağırarak gemiyi kutsuyor. Bu gelenekler, denizcilikte manevi bir güvence ve uğur inancı taşıyor.
Bir inanç ve saygı meselesi
Bu geleneklere kişisel olarak inançlı olmasalar bile, denizcilik camiasının saygı gösterdiği vurgulanıyor. İnanç ve ritüellerin, denizciler için güven ve moral kaynağı olduğuna dair geniş bir kabullenme mevcut. Gemiye Kuran-ı Kerim yerleştirilmesi de bu manevi güvenin simgesi olarak kabul ediliyor.