TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, son dönemlerde artış gösteren orman yangınlarıyla ilgili dikkat çekici verileri açıkladı. Kurul, ormanlarımızla birlikte geleceğimizin tehlikede olduğunu vurguladı ve mevcut gidişatın kaygı verici olduğunu belirtti. Akdeniz ve Ege Bölgesi'nin yangınlardan en çok etkilenen bölgeler olduğuna dikkat çekilen açıklamada, küresel iklim değişikliği nedeniyle tüm ülke ormanlarının risk altında olduğu ifade edildi.
Yangın istatistikleri ve artış
Son 11 yılda orman yangınları önemli bir artış gösterdi. 2021’de 737 yangında 139.503 hektar alan yanarken, 2022 ve 2023 yıllarında bu rakamlar sırasıyla 12.799 ve 15.520 hektara yükseldi. 2021’de 15 gün içinde 139.503 hektar alanın tahrip olması, ülke tarihinin en büyük yangınlarından biri olarak kaydedildi. Yangın sayılarındaki bu artış, 2019’dan bu yana ortalamanın 2-3 katına çıkmıştır.
Yangın nedenleri ve ihmaller
Yangınların %32'sinin ihmal ve dikkatsizlikten kaynaklandığı, %5’inin kasıt, %5’inin kaza ve %46’sının nedeni bilinmeyen yangınlar olduğu belirtilmiştir. İnsan kaynaklı yangınların oranı %88 iken, doğal nedenli yangınların oranı %12'dir.
Son durum ve hasar
2024 Haziran ayında, aşırı sıcak hava koşulları nedeniyle orman yangınları geçen yıla göre 4,3 kat artarken, yanan alan miktarı ise 25,3 kat artmıştır. Ağustos ayında da, ülke genelinde 72 yangında 5 bin hektarın üzerinde hasar meydana gelmiştir. İzmir'de özellikle Bergama Orman İşletme Müdürü Şahin Dönertaş’ın yangınla mücadelede hayatını kaybetmesi, durumun ciddiyetini ortaya koyuyor.
Yangınla mücadele ve öneriler
Yangınlarla mücadele eden kurumlar ve siyasi yetkililer, yeterli donanıma sahip olmalarına rağmen yangınla mücadelede yetersiz kalmaktadır. Orman Genel Müdürlüğü’nün mevcut araç ve personel kapasitesine rağmen, yangın mücadelesinde daha etkin ve koordineli bir yaklaşım gerektiği vurgulanıyor. Elektrik hatları bakımının yetersizliği ve Büyükşehir Yasası’nın orman köylülerinin bağını kopardığı belirtiliyor.
Gelecek için önlemler
Orman yangınlarının önlenmesi için eğitimlerin artırılması, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve meteorolojik koşulların dikkate alınması gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, ormanların korunması için odun üretimi odaklı yönetim yerine koruma ve geliştirme odaklı bir yönetim biçimine geçilmesi gerektiği vurgulanıyor. Ormansızlaşmaya tahammül kalmadığı, tüm halkın ormanları koruma ve sorumluları etkin tedbirler alma konusunda daha fazla hassasiyet göstermesi gerektiği belirtiliyor.
