Ter*rsüz Türkiye

Gündemimiz Terörsüz Türkiye. Bu gündemi, yalnızca anayasa değişikliğine bağlamaya ya da bir siyasi bir hamle olarak dar bir kalıba sokmaya çalışmak haksızlık olur.

Abone Ol

Terörsüz Türkiye, aynı zamanda milletin yüreğine dokunan bir özlemin sesidir.

Türkiye Yüzyılı vizyonu ise yalnızca ekonomik kalkınma, teknolojik ilerleme veya uluslararası başarılar vaadi değil; aynı zamanda terör belasından tamamen arınmış bir geleceği inşa etme kararlılığıdır.

Bugün, yıllardır süregelen terör tehdidinin kökünden kazınacağına dair gösterilen irade, sadece bir siyasi vaat değil; tarihten aldığımız mirasın bir gereğidir.

Çünkü bu topraklar, tehditlerle yaşamaya alışmayı reddeder; tehditleri de yok etmeyi bilir.

Terörsüz bir Türkiye’ye ulaşmak demek, yalnızca bir askeri başarı değildir; milletin güven ve istikrar içinde yaşayacağı bir Türkiye demektir.

Terörsüz bir Türkiye, gelecek nesillere bırakılacak en değerli miras olacaktır.

Görmüyor musunuz, fark etmiyor musunuz bir zamanlar terörün gölgesiyle karartılan şehirlerimiz, şimdi yatırımın, kalkınmanın, turizmin ve refahın yeni merkezleri olmaya hazırlanıyorlar.

Bu bir hayal değil, bir hedef.

Bu bir vaat değil, bir görev.

Türkiye Yüzyılı, terörsüz bir Türkiye’nin vizyonudur.

Bugün gösterilen kararlılık, geleceğimizin teminatıdır.

Bu hedefe ulaşmak, Türkiye’nin boyunduruklardan kurtulmasıdır.

Çünkü terör, sadece bir silahın namlusundan çıkan kurşun değil; aynı zamanda bir milletin enerjisini tüketen, kaynaklarını boşa harcatan, umutlarını çalan bir düşmandır.

Eğer bu düşman tamamen bertaraf edilirse;

Türkiye, işte o zaman zincirlerini kırar, potansiyelini tam anlamıyla ortaya koyabilir.

Bunun içinde artık ezberlenmiş cevaplardaki kısırlıktan kurtulma cesaretini göstermemiz gerekiyor.

Fakirlik ve umutsuzluğun hakim olduğu topraklarda yaratılan bu canavara karşı ve terörsüz bir Türkiye ideali için de cesur olmamız gerekiyor.

Cesaret ise sadece silah taşımak değil, barışı savunabilmektir.

Tarih, her zaman göstermiştir ki barış, sadece güçlü olanlara bahşedilen bir lütuftur.

Barıştan konuşmak, barışı savunmak, savaşı kazandıktan sonra düşmanı barışa mahkum etmek, sadece kendi şartlarını ortaya koymak ve bu şartları koruyabilmek güçlülerin karakteridir.

Barış, yalnızca bugün için değil; yarın için inşa edilen bir köprüdür ve bu köprü, yalnızca güçlü liderlik ve ortak akılla ayakta kalabilir.