Ülkeler arasındaki gerilim ve savaşlar hali hazırda hepimizi tedirgin ederken, bir de bu savaşların teknoloji üzerinden siber savaşlara evrilmesi, hepimizin “ne kadar güvendeyiz?” sorusunu sormamıza neden oluyor. Gelin beraber araştıralım. Güvende miyiz?
Günümüzde teknoloji hayatımızın her alanına girmiş durumda. Akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar artık vazgeçilmezimiz. Mutfak araç gereçlerinden, televizyonlarımıza kadar kullandığımız hemen her cihaz artık akıllı. Peki, bu cihazlar hayatımızı kolaylaştıran bir nimetken, aynı zamanda güvenliğimizi tehdit ediyor mu?
İlk olarak şunu belirteyim, kullandığımız cihazlara önceden bir patlayıcı yerleştirilmediği sürece içiniz rahat olsun. Cihazınızın bir bombaya dönüşmesi neredeyse imkansız. Ancak yine de cihazların içinde bulunan bataryaların bazı durumlarda çok büyük olmasa da patlamaya sebep olduğu da bir gerçek. Cihazlarınızı aşırı ısınmadan korumak, değiştirilebilir pil kullanılan cihazlarda belirli sürelerde pil yenilemek, cep telefonlarınızı gece yatarken şarja takılı bırakmamak batarya patlamalarından korunmak için bir kaç basit yöntem.
Bizler için asıl güvenlik sorunu siber saldırı, kişisel verilerin çalınması, dolandırıcılık gibi unsurlar. Hepimiz neredeyse her gün sosyal medya üzerinden yapılan dolandırıcılık haberlerini okuyoruz. Peki kendimizi nasıl koruruz?
En önemlisi güçlü şifreler kullanmak. Sosyal medya hesaplarınıza, mail adreslerinize, bankacılık uygulamalarınıza ve e-devlet uygulamanıza, güçlü ama unutmayacağınız şifreler koymak sizi siber saldırılara karşı koruyan bir kalkan. Ancak bir şartla! Şifrelerinizi telefonunuzun notlar kısmına veya cüzdanınızda taşıdığınız bir not kağıdına yazmamanız gerekiyor. Çünkü telefonunuzun veya çantanızın çalınması durumunda, çalan kişi sizin tüm kişisel bilgilerinizi de rahatlıkla ele geçirmiş olacak. Bu yüzden şifrelerimiz güçlü olduğu kadar hatırlanabilir de olmalı.
Tanıdığınız veya tanımadığınız kişilerden gelen mesajlardaki bilmediğiniz linkleri tıklamamak. Bir çoğunuzun bu durumla karşılaştığına eminim. Çok yakın bir arkadaşınız hatta akrabanız size sosyal medya üzerinden “Hediye çeki kazandım, seninle de paylaşmak istedim” gibi iyi niyetli görünen bir mesaj atarsa aman ha mesajdaki linki tıklamayın. Çünkü bilin ki mesajı atan kişinin hesabı çalınmış ve tıkladığınız anda ya bir oyun sitesi ya da yasa dışı bir bahis sitesi, size daha sonra faturanızda yansıtılacak yüklü bir harcama yapacak. Bu yüzden gerçekliğinden emin olmadığınız linkleri kesinlikle tıklamayın.
Güvenilir uygulamaları tercih etmek, arama motorları üzerinden bir internet sitesine girerken sayfanın doğruluğunu kontrol etmek. Teknoloji sadece bizim için değil kötü niyetli kişiler için de gelişiyor ne yazık ki. Ve bu gelişmelerle uygulamaların ve internet sitelerinin neredeyse birebir kopyalarını yapabiliyorlar. Bir otel rezervasyonu yapacağınızda, tatil paketi satın alacağınızda veya bir kişiye para göndereceğinizde girdiğiniz internet sitesi veya uygulamanın doğruluğundan mutlaka emin olun. Aksi takdirde yine dolandırıcıların ağına düşebilirsiniz.
Ve tabii ki en önemlilerinden biri; sizi polis, hakim veya savcı olduğunu iddia ederek arayan ve para isteyen kişilere asla ama asla itibar etmemek. Unutmayın ki hiçbir polis ya da yargı mensubu sizden para istemez.
Tüm bu önerileri uyguladıktan sonra artık kesinlikle güvende miyiz? sorusunun cevabı henüz net değil. Çünkü teknoloji ilerledikçe, kötü niyetli kişiler de yeni dolandırma ya da saldırı taktikleri geliştiriyor. Yani teknoloji bir nimet olduğu kadar, bir tehdit olarak da karşımıza çıkmaya devam ediyor. Bu durumda da elimizden Lübnan’daki saldırıları kınamak ve olabildiğince güvende kalmayı denemekten başka çare kalmıyor.