Amerikalı sosyolog Annette Lareau, 2003 yılında yayınladığı "Unequal Childhoods" adlı çalışmasında, sosyoekonomik sınıfların çocukların yaşamları üzerindeki etkilerini inceledi. Lareau, hem beyaz hem siyah, hem zengin hem de yoksul ailelerden oluşan 88 aileyi belirleyerek, 12 aileye odaklandı. Bu aileleri detaylı bir şekilde gözlemleyerek, çocuk yetiştirme yaklaşımlarındaki farkları ortaya koydu.

Dişil enerjinizi ve auranızı arttırmanız mümkün Dişil enerjinizi ve auranızı arttırmanız mümkün

Zengin ailelerin çocuk yetiştirme yaklaşımı: Yoğun ilgi ve etkinlik odaklılık

Çalışmada, zengin ailelerin çocuklarının boş zamanlarını etkinliklerle doldurdukları, çocuklarıyla duygularını anlama ve ifade etme üzerine yoğunlaştıkları gözlemlendi. Orta sınıf ailelerin, çocuklarıyla iletişim kurarak, onların fikirlerine değer verdikleri ve birey olarak kabul ettikleri belirlendi. Bu ailelerin çocukları, yetişkinlerle rahatça iletişim kurabiliyor ve fikirlerini otorite korkusu olmadan ifade edebiliyorlardı.

Yoksul ailelerde farklı bir yetiştirme tarzı: Çocukların doğal gelişimine bırakılma

Buna karşılık, yoksul ailelerin çocuklarıyla bu tür diyaloglar kurmadığı, onların ilgi alanlarını ve yeteneklerini geliştirmek için çaba harcamadığı görüldü. Yoksul çocukların daha iyi davranış sergiledikleri, daha az yakındıkları ve yaratıcı zaman geçirme eğiliminde oldukları gözlemlense de, hak arama ve otoriteye karşı durma konusunda orta sınıf çocukları kadar başarılı olamadıkları ortaya çıktı.

Uzun vadeli etkiler: Hak arama bilincinin yaşam boyu önemi

Lareau, bu farklı yetiştirme tarzlarının çocukların yaşamlarına uzun vadeli etkilerini de inceledi. Aynı ailelerle yıllar sonra yapılan görüşmelerde, emekçi ailelerin çocuklarının daha az kazançlı işlerde çalıştığı, üniversite eğitimi alamadıkları ve okuldan erken ayrıldıkları gözlemlendi. Çalışma, çocukların hak arama bilincinin ailede kazanıldığını ve bu bilincin, yaşam boyu başarıda belirleyici bir rol oynadığını ortaya koyuyor.

Editör: Mehrican Candemir