Sivas Kongresi, Kurtuluş Savaşı'nın en kritik dönemeçlerinden biri olarak Türk tarihine damgasını vurdu. Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde gerçekleştirilen bu kongre, yalnızca Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini şekillendirmekle kalmadı; aynı zamanda dönemin en önemli siyasi ve stratejik hamlelerinin de sahnelendiği bir platform oldu. Ancak bu önemli olayın perde arkasında, dönemin hassas dengeleri ve istihbarat savaşları yatıyordu. Peki, Sivas Kongresi’nde yaşanan bu tarihi süreçte, Mustafa Kemal’in önderliğinde nasıl zafer kazanıldı? Manda ve himaye fikri nasıl reddedildi?

Osmanlı'nın çöküşü ve milli mücadelenin başlangıcı

1919 yılı, Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarıydı. Ülkenin dört bir yanı işgal altındaydı; batıda Yunanistan, doğuda Ermenistan, Karadeniz’de Pontus Krallığı hayali, İtilaf Devletlerinin planlarını süslüyordu. Adana, Antep, Maraş, Konya ve Antalya işgal edilmiş, İstanbul'daki merkezi otorite olan saltanat ve hilafet bu işgallere boyun eğmişti. Tam bu dönemde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki milli mücadele hareketi, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesine yön vermeye başlamıştı.

Sivas Kongresi: Milli mücadelenin dönüm noktası

4 Eylül 1919’da Sivas Sultanisi’nde (Sivas Lisesi) başlayan kongrede, Anadolu’nun dört bir yanından gelen delegeler, vatanın kurtuluşu için bir araya geldi. Mustafa Kemal Atatürk, kongrenin açılış konuşmasında, ülkenin içinde bulunduğu karanlık durumu şöyle ifade etti:

“Efendiler, milletimizin sizin gibi aydınları, millî onur ve haysiyet sahipleri, manzaranın üzücü karanlığından dolayı ümitsizliğe kapılmadı. Çünkü onlar bilirler ki, tarih bir milletin varlığını, hakkını hiçbir zaman inkâr edemez. Çünkü onlar kuvvetli bir iman ile inanmışlardır ki, bir yalancı perdenin arkasından vatan ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, ortaya sürülen kanaatler muhakkak iflasa mahkûmdur.”

Anadolu Ajansı

Manda ve Himaye tartışmaları: Türkiye'nin kaderi belirleniyor

Sivas Kongresi’nde en çok tartışılan konulardan biri, manda ve himaye meselesiydi. Kongreye katılan bazı delegeler, işgal altında bulunan Osmanlı İmparatorluğu’nun kurtuluşunu sağlamak için Amerika ya da İngiltere'nin himayesine girmeyi öneriyordu. Bu düşünce, özellikle İstanbul’daki aydınlar arasında destek buluyordu. İstiklal, Vakit ve İleri gibi gazeteler Amerikan mandaterliğini savunurken, Peyam, Sabah, Alemdar ve Yeni İstanbul gazeteleri İngiltere mandaterliğini destekliyordu. Ancak bu görüşler, Anadolu’daki halkın ve milli mücadele önderlerinin büyük çoğunluğu tarafından şiddetle reddedildi.

Tıbbiyeli Hikmet Bey, kongrede yaptığı konuşmada, manda fikrine karşı olan tepkisini yüksek sesle dile getirdi:

“Paşam, delegesi bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya İstiklal davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olursa olsun şiddetle ret ve takbih ederiz. Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel’in ederiz.”

Bu sözler üzerine Mustafa Kemal, gençliğin bu asil duruşuna olan güvenini ifade ederek, kongreyi tarihe geçen şu cümlelerle yönlendirdi:

“Arkadaşlar, gençliğe bakın! Türk milli bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin! Evlat, müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: ‘Ya İstiklal, ya ölüm’!”

Bu kararlı duruş, manda ve himaye tartışmalarının sonunu getirdi. Kongre delegeleri, tam bağımsızlık fikrini benimsedi ve Mustafa Kemal’in liderliğinde, mandaterlik meselesi kesin bir şekilde reddedildi.

Mustafa Kemal'in istihbarat savaşlarındaki zaferi

Sivas Kongresi sadece manda tartışmalarıyla değil, aynı zamanda istihbarat savaşlarıyla da tarihi bir öneme sahipti. Mustafa Kemal, kongre süresince Osmanlı Hükümeti’nin tüm engellemelerine karşı stratejik hamlelerle galip geldi. İstihbarat savaşları, kongrenin başlamasından çok önce başlamıştı.

Borderlands filmi gişede büyük hayal kırıklığı yaşadı Borderlands filmi gişede büyük hayal kırıklığı yaşadı

Mustafa Kemal, Sivas Kongresi öncesinde Sivas Valisi Reşid Bey’den izin alarak şehre gelmişti. Ancak Reşid Bey, Mustafa Kemal’in Sivas’a gelmesi durumunda kentin işgal edileceği konusunda istihbarat aldığını belirtmişti. Bu bilgiye rağmen, Mustafa Kemal, Reşid Bey’i ikna ederek Sivas’a geldi ve kongrenin toplanmasını sağladı.

Damat Ferit Paşa Hükümeti, Mustafa Kemal’i engellemek için Elazığ Valisi Ali Galip’i görevlendirdi. Ali Galip, bölgesinden topladığı kuvvetlerle Sivas’a yürümeye hazırlanırken, Mustafa Kemal, Damat Ferit ile Ali Galip arasındaki yazışmaları ele geçirdi ve bu yazışmaları kongre ile paylaştı. Ayrıca, bu bilgileri İrade-i Milliye gazetesi aracılığıyla tüm yurda duyurdu. Böylece, Mustafa Kemal, kongrenin başarılı bir şekilde tamamlanmasını sağladı.

İrade-i Milliye: Milli mücadelenin sesi

Sivas Kongresi’nde alınan kararla kurulan İrade-i Milliye gazetesi, milli mücadelenin sesi oldu. Mustafa Kemal’in önderliğinde çıkarılan bu gazete, Türk halkını örgütlemek, kamuoyu oluşturmak ve dünya kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla önemli bir rol oynadı. Gazetenin ilk sayısında, Sivas Kongresi’nde alınan kararlar ve Mustafa Kemal’in kongreyi açış konuşması yer aldı.

İrade-i Milliye, milli mücadele süresince birçok gizli belgeyi yayımlayarak, milli mücadele hareketinin halk tarafından desteklenmesini sağladı. Mustafa Kemal’in liderliğindeki milli mücadele, bu sayede geniş kitlelere ulaştı ve bağımsızlık mücadelesi güç kazandı.

Sivas Kongresi’nin sonuçları: Bağımsızlık ve milli birlik

Sivas Kongresi, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir dönüm noktası oldu. Kongrede alınan kararlar, Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kuruluşunu sağladı ve milli mücadele hareketi, tüm yurdu kapsayan bir yapıya dönüştü. Manda ve himaye meselesinin reddedilmesi, Türkiye’nin bağımsızlık yolunda kararlılıkla ilerlemesini sağladı.

Sivas Kongresi, yalnızca bir siyasi toplantı değil, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük aşkının bir ifadesiydi. Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğindeki milli mücadele, bu kongre ile birlikte tüm yurtta kabul gördü ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atıldı. Kongrede yaşanan istihbarat savaşları, Mustafa Kemal’in liderlik vasıflarını ve stratejik zekasını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu süreçte kazanılan zaferler, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinde elde ettiği başarının da habercisi oldu.

Muhabir: Mehrican Candemir