Gerçek sıcaklık ile hissedilen sıcaklık farkı bile çok yüksek. Terimiz buharlaşırken vücudun soğumasına yardım ediyor ama nem oranı yüksek olan ortamda buharlaşma yavaşlıyor ve vücudun soğuması engelleniyor. Bu sebeple hissedilen sıcaklık ölçülenden daha yüksek oluyor.
Sıcaklık arttıkça vücut ıssını düşürmek üzere vücudumuzun daha fazla çalışması gerekir. Isı kaybını sağlamak için deriye yakın damarlar genişler ve terlemeye başlarız terin buharlaşması yoluyla der üzerindeki ısı kaybı artar. Tansiyon düşer kalp yoğun çalışır, damarlarda sızıntı yüzünden ayaklarda şişme ve vücutta isilik olur. Tansiyon çok düşerse kalp krizi riski de artar. Bu kadar biyoloji dersi hatırlatmasından sonra bir de bu işim psikolojik yönüne bakalım.
Sıcaklığın artması öfke ve sinirlilik halini artırıyor. Yani bedenimiz kadar ruhumuz da terliyor. Kavga ve benzeri durumlara dikkat edin lütfen. Kendinize geldiğinizde yerde biri yatıyor ve siz onu darbelerle düşürmüş olabilirsiniz. Özellikle daha az dışarı çıkmak hafif ve açık renk giyinmek. Sinirlenmeye başladığınızda en yakın bir yere oturup kaslarınızı gevşetin. Dört seferde burnunuzdan nefesinizi çekin yediye kadar sayıp nefesi ağzınızdan bırakırken kasları gevşetip kulak memesini hafifçe sıkıp ‘sakin ve rahatım ‘ deyin bir dakikada toparlayacaksınız.
Sıcaklığın Trafik kazalarını da artırdığını unutmayalım çünkü sıcak hava dikkat ve konsantrasyonun bozulmasına neden olur. Arabadaki termosa konulmuş melisa çayı kadar burnundan hızlı dört sayıda nefes alıp yedi tutup sekiz sayıda burnunuzdan yavaşça verirken baş parmağımızla küçük tırnağınıza bastırın ve ‘dikkatliyim ‘ deyin. Bunu alışkanlık haline getirdiğinizde dikkate ihtiyacınız olan her ortamda kullanabilirsiniz.
Sıcak saatlerde güneşlenmek, çocukların ve yaşlıların güneş ışınlarının dik olduğu 12-16 saatlerinde gölgede kalmalarını tavsiye edelim D vitamininden yani güne ışınlarından yararlanalım elbette ama 6-11 ,17-19 saatleri arasında.
Kendinize dikkat etmek için geç kalmayın…