Ata Parti İzmir İl Başkanlığı, 25 Kasım 1925'te kabul edilen Atatürk'ün Şapka Devrimi'nin toplumsal ve kültürel önemini vurgulayan bir açıklama yaptı. Parti, "Yeniden Türk Devrimi" diyerek yola çıkarken, bu devrimin sadece Batı'nın taklit edilmesi olmadığını, Türk ulusunun özgürleşme mücadelesinin ve modernleşmesinin temel taşlarından biri olduğunu belirtti.
Ata Parti İzmir İl Başkanlığı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi.
"Türk Aydınlanmasının izlerinde Şapka Devrimi
Tarihin her döneminde insanoğlunun giyinme ihtiyacı olduğunu görüyoruz şüphesiz giyim ve kuşam bir toplumun değer yargıları, folklor ve kültür öbekleri hakkında bizlere fikir veriyor. Öyleki yakın zamana kadar Osmanlı'da en başta Ermeni, Yahudi ve Müslüman cemaati giyimleri ve taktıkları aksesuar üzerinden rahatça ayırt edilebiliyordu. Bir taraftan Anadolu'da yüz yıllardır süre gelen toplumsal hiyerarşide yine bu çerçevede giyim ve kuşam üzerinde tesirini göstermiştir. Hem görece üretim araçlarını elinde tutan hem de insan gücünü kolektif bir dini norm etrafında kendilerine bağlayan imtiyaz sahipleri çok zenginleşmiş toplumda onulmaz bir ikircikli durum yaratmışlardı.
İşte bu koşullar altında değerlendirildiğinde Şapka Devrimi'nin Batı taklitçiliği olmadığı anlaşılacaktır.
Nitekim Osmanlı toplumunda güçlü bir Burjuva sınıfının olmayışı, Endüstrinin gelişememesi Kitlesel bir Ulus Devrimini güç kılıyordu. Bunu gören başta Ulu Önderimiz Atatürk ve Kurucu irade aralıksız ve hızlı bir Devrim sürecini başlattılar. Karşı Devrimin gücünü kıracak başlangıçta basit gibi görünse de etkileri büyük olan Şapka Devrimi'ni 28 Kasım 1925'de uygulamaya koydular. Şapka Devrimiyle amaçlanan sadece uygar bir görünüm değildi elbette! Şapka Devrimi, Türk Ulusunun insan onuruna yaraşır yaşama ümitlerini elinden alan ağalık düzenini ve onun gerici gücünü kırdı. Şapka Devrimi, Ataerkil toplumda ezilen başat güç olmaktan çıkarılan kadını özgürleştirdi.
Şapka Devrimi toplumda insanları din, dil, ırk üzerinden ayırmama adına sembolik ayrımları ve imtiyazları ortadan kaldırdı.
Kabul etmek gerekiyor ki Cumhuriyetin bizlere verdiği en büyük sorumluluklardan biri
sürekli devrim anlayışıdır.
Öyle ki Karşı devrim hiç olmadığı kadar dişini göstermekte Uygar toplumun
kazanımlarını hedef almaktadır...
Karşı devrim ve onun işbirlikçileri bir taraftan takım elbiseleriyle, plazalarla, kokteyl partileri ile çağdaş görünüme sığınırken diğer taraftan düşün dünyalarında Orta Çağ karanlığına bağlılıklarını sürdürmektedirler.
Nasıl mı?!
- İtibardan tasarruf olmaz deyip milyonları açlığa sürükleyerek
- Karşı Devrimin milisi olan gerici Tarikat ve Cemaatlerin devlet kademelerinde yükselmesine, güç kazanmasına sessiz kalarak
- İstanbul Sözleşmesini kaldırıp, Kadını Çoğulcu ve Demokratik toplumdan men ederek.
- Eğitim ve Bilimi Pozitivist esaslardan çıkarıp irticai bir inisiyatif terk ederek
- Hukuk ve İnsan haklarını, Çağdaş toplumun gereği Medya bileşenlerini hiçe sayarak.
Şüphesiz yukarıda bahsettiğimiz maddeler sayısızca uzatılabilir ama esas görmemiz gereken tehlike bugün cumhuriyet rejiminin hayatta kalma mücadelesi verdiği gerçeğidir. Bu bağlamda Şapka Devrimini tek başına değerlendirmek yanlış olacak diğer birçok sosyal, sınıfsal ve ekonomik devrimin bir parçası olduğunu kabul etmek gerekecektir. Böylesi bir yaklaşımla ancak bugün yozlaşmış ve meşruiyetini ulus nezdinde çoktan yitirmiş güç erki ile mücadele verebiliriz."