Sahipsiz köpekler, yıllardır toplumun gündeminde yer alan tartışmalı bir konu. 2022’de Bitlis’te meydana gelen bir saldırı sonucunda kuduz olan bir çocuğun hayatını kaybetmesi, bu meselenin ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. 2023’te Muş’ta yaşanan bir başka olayda ise, 79 yaşındaki bir kadın köpek saldırısına uğrayarak yaralandı. Bu tür olaylar, ulusal düzeyde geniş yankı uyandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki dönemde yaptığı “Beyaz Türkler, köpeklerinize sahip çıkın” açıklamaları, sahipsiz köpekler meselesine sınıfsal ve siyasi bir boyut kazandırdı. Bu sözler, toplumsal kesimlerde farklı tepkilere yol açtı ve tartışmaları derinleştirdi.

Whatsapp Image 2024 08 02 At 13.11.39

“Bu iş çığrından çıktı, neyi bekliyoruz?”

Erdoğan’ın bu yıl gerçekleşen yerel seçimlerin ardından AK Parti Meclis grubuna yönelik “Bu iş çığrından çıktı, neyi bekliyoruz?” açıklamaları ise konunun siyasi boyutunu daha da genişletti. Bu sözler, sahipsiz köpeklerle ilgili alınacak önlemlerin önemini vurgularken, toplumda hayvan hakları, güvenlik ve sorumluluk gibi birçok boyutu da beraberinde getirdi.

Sahipsiz köpekler sorunu, yalnızca bir hayvan hakları meselesi olmaktan çıkıp, toplumun çeşitli kesimlerini etkileyen ve tartışmalara yol açan bir konu haline geldi. Bu durum, hem toplumsal duyarlılığın hem de siyasi iradenin nasıl şekilleneceği konusunda önemli sorular gündeme getiriyor.

Whatsapp Image 2024 08 02 At 13.11.35

Sokak Köpekleri Yasası kamuoyunu ikiye böldü

Sokak köpekleri meselesi, Türkiye kamuoyunu ikiye bölen tartışmalara neden oldu. Bir kesim, sorunun çözülmesi için radikal adımlar atılmasını talep ederken, diğer bir grup ise hayvan hakları perspektifinin taviz verilmeden korunması gerektiğinde ısrarcı. 30 Temmuz'da TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yeni kanun teklifi, bu kutuplaşmanın merkezinde yer alıyor.

Kanun teklifi, sokak köpeklerinin ötanazi yoluyla uyutulması ve bakım evlerinde tutulması gibi öneriler içerdiğinden, hayvanseverler tarafından büyük tepki topladı. Sosyal medya platformlarında teklifin geri çekilmesi için imza kampanyaları başlatıldı ve birçok kullanıcı, kanun teklifine karşı paylaşımlar yapmaya devam ediyor.

.

Kanun teklifinde 17 maddelik değişiklik

12 Temmuz 2024’te AK Partili 78 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda bazı değişiklikler yapılmasına yönelik teklifte toplamda 17 madde üzerinde değişiklik önerildi. Tarım ve Orman Bakanlığı bürokratları, esas komisyonu; Adalet, Çevre ve İçişleri Bakanlıkları bürokratları ise tali komisyonu oluşturdu. 42 saati aşan komisyon görüşmeleri sonunda, teklif bazı değişikliklerle birlikte AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.

Teklifin 30 Temmuz'daki TBMM genel kurulundaki görüşmeleri sonucunda kanunlaşması bekleniyor. Kanun, Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylandığı takdirde resmi gazetede yayımlanacak ve yürürlüğe girecek.

.

En tartışmalı madde: Ötanazi

Teklifin en çok tartışılan 5. maddesi, sahipsiz hayvanların belirli durumlar dışında öldürülmesini yasaklayan mevcut maddenin yerini alıyor. Ancak bu madde, hayvanseverler tarafından tepkiyle karşılanan “ötanazi” uygulamasını içeriyor. Bir diğer tartışmalı değişiklik ise toplanan sahipsiz hayvanların aşılama ve kısırlaştırılmalarının ardından bakımevlerinden çıkamayacak olmaları.

Komisyondan geçen teklifin 5. maddesi üzerindeki ötanazi uygulama şartları, Veteriner Hizmetleri Kanunu esaslarına göre düzenlendi. Teklifte, ötanazi uygulamasının belediyelerce yapılması veya yaptırılması önerildi; ancak komisyonda yapılan değişiklikle, ötanazi işlemlerinin veteriner hekimler tarafından uygulanması kararlaştırıldı.

i

Can güvenliği ve tepkilerle gündemde

Sahipsiz köpekler, Türkiye'de yıllardır tartışma konusu olmaya devam ediyor. Son olarak, 30 Temmuz’da TBMM’de kabul edilen yeni kanun teklifi, kamuoyunu ikiye bölen tartışmaların merkezine yerleşti. Teklifin genel gerekçesinde, insan ve hayvanların can güvenliği ön planda tutuluyor. AK Parti grubu, “sokak köpeği sürüleri”nin vatandaşlar ve diğer hayvanlar için tehdit oluşturduğunu savunarak, sahipsiz köpeklerin bakımevlerinde tutulmasını ve saldırgan ya da rehabilite edilemeyen hayvanlara “acısız” ötanazi uygulanmasını öneriyor.

Önerilerin arkasındaki bir diğer gerekçe, mevcut “topla-kısırlaştır-sokağa bırak” uygulamasının yetersiz kalması. Teklifte, sahipsiz köpeklerin popülasyon artış hızının kısırlaştırma hızından çok daha yüksek olduğu belirtilerek, köpeklerin bakımevlerine alınarak kontrol altına alınması gerektiği vurgulanıyor. Ekonomik gerekçeler de dikkat çekiyor; kontrolsüz bağışlar ve köpek saldırıları nedeniyle açılan tazminat davaları, teklifin gerekçeleri arasında yer alıyor.

i

Tepki çeken "uyutma" ibaresi

Hayvan hakları savunucuları, HAYTAP’ın Mayıs 2024’te hazırladığı raporda, sahipsiz köpekler meselesinin çözümünde asıl sorunun ilgili kurumların görevini yerine getirmemesi olduğunu vurguladı. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yıllık kısırlaştırma verileri, “kısırlaştırma işe yaramıyor” argümanının gerçeği yansıtmadığını gösteriyor. Ayrıca, kamu kurumları arasındaki denetim yetersizliği de eleştiriliyor. Çözüm önerisi olarak, Bakanlık bünyesinde ayrı bir birim kurulması ve hayvan hakları perspektifine sahip kişilerin görevlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Yasa teklifinde yer alan “uyutma” ifadesi ise büyük tepkilere yol açtı. Önerilen yöntem, uluslararası alanda başarıyla uygulanan “kısırlaştır-aşılat-serbest bırak” yönteminin aksine, popülasyon kontrolünü sağlamakta yetersiz kalabilir. Türkiye’deki sokak hayvanlarının uluslararası alanda olumlu bir imaj oluşturduğu da vurgulanıyor.

i

Veri belirsizliği ve uygulama yetersizlikleri

Kanun teklifinde, valilik bildirilerine göre Türkiye’de 2 milyon sokak köpeği bulunduğu belirtilse de, net bir istatistik çalışması yapılmamış. HAYTAP’ın görüşlerine göre, kullanılan verilerin güncelliği ve referansları konusunda eksiklikler var. Ayrıca, uygulamanın sadece köpekleri mi yoksa tüm sokak hayvanlarını mı kapsayacağı belirsizliğini koruyor.

Teklifte, bakımevleri için ayrılacak bütçenin belediyelerin son belirlenmiş bütçesinin binde 5’i ve büyükşehir belediyelerinin binde 3’ü olacağı öngörülüyor. Türkiye genelinde yalnızca 237 belediyede bakımevi bulunduğu dikkate alındığında, bu bütçenin yeterli olup olmayacağı tartışmalı.

Eğer belediyeler, önerilen uygulamaları hayata geçirmezse, idari yaptırımlara tabi olacaklar. Yasal düzenlemeye göre, bütçenin başka amaçlar için kullanılması veya hayvanların bakımevlerinde tutulma zorunluluğunun ihlali durumunda, belediye başkanlarına 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ve para cezası gibi yaptırımlar uygulanacak.

.

CHP’nin tavrı: Anayasa Mahkemesi’ne gidilecek

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partilerinin tavrının net olduğunu belirterek, sahipsiz hayvan sorununun varlığını kabul ettiklerini fakat uyutma önerisine karşı çıktıklarını ifade etti. Kanunun kabul edilmesinin ardından CHP, Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağını ilan etti.

Okulun ilk gününde trafik yoğunluğu yüzde 55'e ulaştı Okulun ilk gününde trafik yoğunluğu yüzde 55'e ulaştı

Sahipsiz hayvanlar meselesinin çözümünde toplumda ve siyasette yarattığı etki, bu tartışmaların sona ermediğini gösteriyor.

Editör: Mehrican Candemir