Sabahattin Ali’nin kaleminden çıkan "Aldırma Gönül" şiiri, edebiyatseverlerin hafızasında derin izler bıraktı. 1976 yılında Kerem Güney'in besteleyerek şarkı hâline getirdiği şiir, 1977'de usta sanatçı Edip Akbayram tarafından seslendilerek milyonlara ulaştı. İşçi sınıfının uyandığı, hak mücadelelerinin arttığı 1970'li yılların mitinglerinde hep bir ağızdan söylendi. 

Sabahattin Ali'nin bu unutulmaz şiiri yazdığı yer olan Sinop Cezaevi ise tarihi ve dramatik öyküsüyle dikkat çekti; tarihin sessiz tanığı oldu. Yazımızda işte bu tarihî yapının izini süreceğiz...

Sinop Cezaevi, Karadeniz'in hırçın dalgaları arasında, yıllarca sayısız mahkûmun kaderine tanıklık etmiş bir yapı. Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilen bu cezaevi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra da faaliyete devam etti.

İlk olarak 1560 yılında kalenin içindeki zindan olarak kullanılan yapı 1887 yılında cezaevine dönüştürüldü. Bu tarihten itibaren birçok ünlü isim burada hapsedildi. Sinop Cezaevi, 1999 yılında kapatılana kadar kullanıldı.

Sabahattin Ali ve "Aldırma Gönül"

Sabahattin Ali, 1930'lu yıllarda yazdığı eserleri ve siyasî görüşleri nedeniyle defalarca tutuklanmış bir yazar. Sinop Cezaevi’nde kaldığı dönemde baskıya karşı direncini ve umut dolu mesajlarını "Aldırma Gönül" şiiriyle dile getirdi.

Sabahattin Ali’nin Sinop Cezaevi’ndeki zorlu günlerinde kaleme aldığı "Aldırma Gönül" şiiri, bugün hâlâ birçok kişi tarafından seslendiriliyor. Müzikseverler ile şiirseverlerin ortak noktası olan şiir, özgürlüğe duyulan özlemi, umut ve direnci anlatıyor.

Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma

Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma

Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz dibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma

Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah'a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül, aldırma

Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Ceza yata yata biter
Aldırma gönül, aldırma

Şiiir-şarkı neden bu kadar çok seviliyor?

Aldırma Gönül, gerek şair Sabahattin Ali'nin, gerekse şarkıyı meşhur eden Edip Akbayram'ın sosyalist dünya görüşleri dolayısıyla, uzun bir süre sadece belli bir kesim tarafından sahiplenildi. Ancak haksızlığa başkaldırıyı ve sabrı öne çıkaran sözleri nedeniyle toplumun hemen hemen tamamının benimsediği ve dilinden düşürmediği bir klasik hâline geldi.

Mahpusane türküsü şiiri - Sebahattin Ali

Sinop Cezaevi’nin gizemleri

Cezaevinin duvarları, sadece mahkûmların değil, aynı zamanda burada görev yapan gardiyanların ve ailelerinin de hikâyeleriyle dolu. Zamanla harabeye dönen cezaevi, 2000'li yıllarda restore edilerek turizme açıldı. Bugün ziyaretçiler, burada geçmişin izlerini sürebiliyor.

Sabahattin Ali, “Duvar” adlı öyküsünde Sinop Cezaevi’ni şu sözlerle anlattı:

“Uzun zamanlar deniz kenarında ve surlar içindeki bir hapishanede kaldım. Kalın duvarlara vuran suların sesi taş oralarda çınlar ve uzak yolculuklara çağırırdı. Tüylerinden sular damlayarak surların arkasında yükseliveren deniz kuşları demir parmaklıklara hayretle gözlerini kırparak bakarlar ve hemen uzaklaşırlardı.”

Altın Koza'da Demet Akbağ ve Uğur Polat'a 'Onur Ödülü' Altın Koza'da Demet Akbağ ve Uğur Polat'a 'Onur Ödülü'

Sinop Cezaevi, tarih meraklıları ve edebiyatseverler için cazip bir ziyaret noktası hâline geldi. Cezaevi içinde, Sabahattin Ali’nin kaldığı hücre ve yazdığı şiirlerle ilgili bilgi panoları bulunuyor. Ayrıca cezaevi gezileri sırasında rehberler, ziyaretçilere bu tarihi yapının detaylarını anlatıyor.

Sinop Cezaevi, sadece bir cezaevi olmanın ötesinde, kültürel bir miras olarak da önem taşıyor. Sabahattin Ali’nin eserlerine ilham veren bu yapı, Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutan bir sembol.

Filmler, diziler çekildi

Cezaevinin hikâyesi, sinema ve dizi sektörüne de ilham verdi. Birçok yapım, Sinop Cezaevi'nin dramatik öyküsünü ekranlara taşıdı. Bu yapımlar, cezaevi yapısının tanıtımına ve ziyaretçi sayısının artmasına katkıda bulundu.

Sinop Cezaevi, Sabahattin Ali’nin "Aldırma Gönül" şiirine ilham veren tarihi ve dramatik öyküsüyle, ziyaretçilerini geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Bu tarihi yapı, sadece bir cezaevi olmanın ötesinde, Türk edebiyatının ve tarihinin önemli bir parçası olarak varlığını sürdürüyor.

Tarihî Sinop Cezaevi'nde kimler yattı?

Kırım Hanı II. Devlet Giray, Sabahattin Ali, Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Ruhi Su, Burhan Felek, Zekeriya Sertel, Refi' Cevad Ulunay, Celal Zühtü Benneci, Hüseyin Hilmi, Osman Cemal Kaygılı, Kerim Korcan, Osman Deniz Sinop Cezaevi'nde yatmış bazı isimler.

Editör: Sercan Engerek