Ülkemizde silahla işlenen suçların çoğalması kişi güvenliğini ciddi surette tehlikeye düşürmektedir. Bu bakımdan büyük bir huzursuzluk yaratan bu konu üzerinde önemle durmak icabetmektedir.
Türkiye’de her yıl binlerce yurttaş silahlı şiddetten yaşamını yitiriyor. @UmutVakfi verilerine göre 2023 yılında Türkiye genelinde 3 bin 773 silahlı şiddet olayı basına yansıdı. Bu olaylarda 2 bin 318 kişi öldü, 3 bin 820 kişi de yaralandı. Değerlendirmelere göre Türkiye’de 40 milyondan fazla silah var. Bunun 4 milyonu ruhsatlı, 36 milyonu ise ruhsatsız. Ruhsatsız silah bulundurma ve taşıma ile silahla işlenen suçlara verilecek cezaların kesinlikle caydırıcı olacak derecede artırılması gerekmektedir.
Şahıslara karşı yapılan tecavüzlerin çeşitli sebepleri arasında, suç aleti olan silahın önemli bir yeri vardır. Silahı olmayan bir kimsenin tecavüzü, elbette can kaybına varacak kadar ağır olamaz. Bu kabil suçların önlenebilmesi için ateşli silahlarla bıçakların ithali, imali, satılması, satın alınması, taşınması veya bulundurulması hakkındaki hükümlerin bugünkü ihtiyaçlara göre yeniden tertip ve tanzim edilmesinde zaruret bulunmaktadır. Bu gibi vakaların gittikçe artarak adeta ülkemizin emniyet ve asayişini tehdit eder bir hal almasının başlıca sebebi mevcut hükümlerin bugünkü realitelere ve ihtiyaçlara uygun bir halde bulunmamasından ileri gelmektedir.
Bir kişinin ateşli silah bulundurması, taşıması veya kullanması için ateşli silah ruhsatına sahip olması gerekmektedir.
6136 sayılı “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 13. maddesine göre: ruhsatsız olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın alan veya taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılmaktadır.
Evet, herhangi bir suç işlemeksizin ruhsatsız silah bulunduran kişi 6136 sayılı Kanun’a muhalefetten 3 yıla kadar hapis cezasıyla, ruhsatsız silahla suç işlendiğinde ise işlenen suça ek olarak 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesi uyarınca 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmaktadır. Ancak bu yargılamalar sonucunda kişiye adli para cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme ile gibi kararlar verilebilmektedir. Ruhsatsız silahla yakalanmanın uygulamadaki karşılığı maalesef çoğunlukla para cezası olmakta ve elini kolunu sallayarak sokağa çıkmaktadırlar.
Hal böyle olunca (ruhsatsız silah taşımanın veya silahla işlenen suçlarda verilen cezaların caydırıcı olmaması) ülkemizde son dönemlerde ruhsatsız silahlarla işlenen başta kadın cinayetleri, suç örgütlerinin hesaplaşmaları, magandalar, gasp, yaralama ve tehdit gibi birçok olay toplumda infial yaratmış ve cezasızlık algısının artmasına sebep olmuştur.
Ruhsatsız olarak bireysel silahlanma Türkiye’nin en önemli sorunlarından biridir. Öyle ki en ufak bir tartışmada bile taraflar silahlarına davranmakta, düğün kutlamaları ve asker uğurlamalarında havaya sıkılan kurşunlar ise birçok masum insanı hayattan koparmaktadır. Türk milleti sevinmeyi de üzülmeyi de abartılı bir hale getirmiştir. Silah, sevincimizi de üzüntümüzü de göstermenin bir aracı haline gelmiştir. Herkesin bildiği ancak sessiz kaldığı bir şey var o da Türk insanı önlenmesi çok güç olacak derecede ve ürkütücü bir şekilde silahlanmaktadır. Sessiz bir çığlık gibi o kadar çok yüreği yanan anne ve baba var ki. Her gün başka bir maganda kurşunu tarafından ölen insanların haberlerini okuyoruz, duyuyoruz, sayfaları çeviriyoruz, sonra olağan bir şeymiş gibi ekranı yukarı kaydırarak ölenlere şöylesine bir bakıyoruz. İnfial yaratacak cinayetler işlendiğinde veya kazara vurulmalar olduğunda saman alevi gibi bir tepki, sızlanma olup kısa bir süre sonra unutulmaktadır.
En çok korkaklar “erkeklik ve güç simgesi” diye ruhsatsız silah alır ve taşırlar. Onlar bir insanı kazara da olsa öldürmelerinin yükünü asla taşımazlar. Onlar düğününde gelini vurularak ölen damadın bir daha yüzünün gülmeyeceğini düşünmezler. Onlar bir annenin 9 ay karnında taşıyıp büyüttüğü çocuğunu serseri bir kurşunla kaybetmesinin acısına nasıl katlanacağını, o annenin ayakta durmayı nasıl becerebileceğini düşünmezler.
Milyonlarca kanunlara uyan ve hala hukukun üstünlüğüne inanan vatandaşımız güvenli bir toplumda yaşamak isterken ne yazık ki ateşli silahları başkalarını tehdit etmek ve yaralamak için kullanan azınlık bir grup ise kanunlara uymayarak ruhsatsız silah bulundurmakta veya taşımaktadır. Bu azınlıktaki suçluların ateşli silahlara erişme ve kullanma fırsatını sınırlamak gerekmektedir.
Memleketin emniyet ve asayişini korumak ve vatandaşların huzur ve rahatlarını temin etmek için bu işlerin esaslı bir surette düzeltilmesinin zaruri bulunduğu izahtan varestedir.
Sokaklara ve haberlere yansıyan şiddet olaylarına karşılık; toplumumuzun güvenliğini arttırmak, kayıt dışı (ruhsatsız) silahların sayısını azaltmak, artan şiddet olaylarını ve ülkemize yasal olmayan yollardan giren silah sayısındaki artışı önlemek için, ruhsatsız silah taşıyan veya bulunduran herkese takibat ve kovuşturma korkusu olmadan ruhsatsız silahlarından kurtulma şansı verme zamanının geldiğini ve buna dair (silah affı) geçici bir Kanun çıkarılması gerektiğini düşünmekteyiz.
Düşüncemize benzer şekilde; 2017 yılı Mart ayında Avustralya Federal Hükümeti tarafından "artan terör tehdidi" ve ülkeye giren silah sayısındaki artış nedenleriyle, toplum güvenliğini arttırmak ve kayıt dışı ateşli silahların sayısını azaltmak için 1 Temmuz ile 30 Eylül 2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere “ulusal ateşli silah affı” başlatmıştı. Üç ay boyunca herkesin kayıt dışı ateşli silahlarını herhangi bir soru sorulmadan, yaptırım uygulanmadan veya ceza almadan (kovuşturma korkusu olmadan) yetkili makamlara teslim edebilmelerine imkan getirilmiştir. Söz konusu af kapsamında yaklaşık 26.000 adet silah teslim edilmiştir. Af süresince ruhsatsız silahını teslim etmeyenlerin ise, daha sonra yakalanmaları halinde 280 bin Avustralya doları (6.385.000,00 TL) para ve 14 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilmeleri hüküm altına alınmıştır.
Ülkemizde de; 15.07.1953, 28.6.1960, 25.09.1980, 11.07.1992 ve 04.09.1996 tarihlerinde çıkarılan kanunlarla benzer düzenlemeler yapılmıştır. Bu kanunlarda; belirlenen süre içinde ruhsatsız silahlarını yetkili makamlara teslim edenler hakkında takibat/kovuşturma yapılmayacağı, tayin edilen müddet içinde ruhsatsız silahlarını teslim etmeyenler hakkında ise 6136 sayılı Ateşli silahlar ve bıçaklar hakkındaki Kanunda belirli ceza miktarlarının üç misli artırılarak tatbik olunacağı, verilecek asıl cezaya yarıdan bir misline kadar zam olunacağı vb. düzenlemeler hüküm altına alınmıştır.
Bu beş yasal düzenlemede de ruhsatsız silah bulunduranların yasa dışı tutum ve davranışlarına son vererek silahlarını resmi makamlara teslim etmeye davet edilmiş ve belirlenen süre içinde nedametlerini kanıtlayıp bu davete uyarak silahlarını teslim edenlerin herhangi bir takibata maruz kalmayacakları ilke olarak kabul edilmiş ancak silahını teslim etmemek suretiyle pişmanlık göstermeyip, yasa dışı tutum ve davranışını ısrarla sürdürmekte direnenlere uygulanacak ceza miktarlarının arttırılması suretiyle yasalara saygılı olan ve olmayanlar arasındaki muvazenenin teminine çalışılmıştır.
Emniyet ve asayişin muhafazası, şahıs, mal, can, ırz ve mesken masuniyetlerinin temini, devletin en mühim ve başlıca vazifeleri arasındadır. Medeni bir memlekette hiçbir kimse, şahsına, malına, canına, meskenine veya ırz veya namusuna vukubulan taarruz ve tecavüzleri bizzat defetmek kaygısıyla baş başa bırakılamaz.
Son zamanlarda giderek artan şiddet olaylarına mukabil; karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörüyü yaşam biçimi haline getirmek, toplumumuzun güvenliğini arttırmak, kayıt dışı (ruhsatsız) silahların sayısını azaltmak, artan şiddet olaylarını ve ülkemize yasal olmayan yollardan giren silah sayısındaki artışı önlemek, sorunların uygarca çözümü mümkün iken silahla çözüm yolunu tercih edenleri bu tutum ve davranıştan alıkoymak için, ruhsatsız silah taşıyan veya bulunduran herkese takibat ve kovuşturma korkusu olmadan ruhsatsız silahlarından kurtulma şansı vermek ve ruhsatsız silah bulundurma ve taşıma ile silahla işlenen suçlara verilecek cezaların caydırıcı olacak derecede artırılması yöneticilerimiz için artık bir görev haline gelmiştir. Bu hususlarda geçici bir Kanun çıkarılması veya 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna geçici bir madde eklenmek suretiyle çözüm bulunması mümkündür.
Yapılacak olan düzenleme ile:
1- 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun kapsamına giren ateşli silahlar ve mermiler ile aynı Kanunun 4 üncü maddesi birinci fıkrasında yazılı olan kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan patlayıcı, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeleri ruhsatsız olarak bulunduranlara, bunları belirlenecek bir süre zarfında yetkili makamlara teslim etmeleri halinde takibata maruz kalmayacakları,
2- Teslim etmeyenler ile bunları sonradan edineceklerin ise yürürlükteki kanunlarda yazılı cezalarının en az 3 kat artırılarak uygulanacağı,
3- Ruhsatsız silahla suç işlendiğinde ise işlenen suça ilişkin olarak da yürürlükteki kanunlarda yazılı cezalarının en az 3 kat artırılarak uygulanacağı,
4- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması başlıklı 170 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda; Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan, Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenlemede geçen sürenin “dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası” olarak uygulanacağı,
4- Düzenlemenin, yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenmiş bulunan suçlara hiçbir şekilde uygulanmayacağı, anılan suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturmaların sürdürüleceği ve kesinleşen mahkumiyet hükümlerinin de aynen yerine getirileceği,
hüküm altına alınmalıdır.
Böylece belirlenecek sürenin sonunda yapılacak sıkı ve devamlı kontrollerle ateşli silah ve mermiler, dinamit ve diğer patlayıcı maddeler ile bıçak ve benzeri aletleri bulundurdukları, taşıdıkları tespit edilenlerin cezaları üç kat kadar artırılacağından, cezaların bu şekilde artırılması ve suçluların derhal bulunup cezalandırılmaları hususu bu konudaki suçlarda caydırıcı bir önlem olacağı gibi; halen ellerinde bu nevi ateşli silah ve diğer şeyleri bulunduranların da ileride yakalanıp ağır bir cezaya çarptırılmamak için belirlenecek süre için de bunları teslim etme yolunu tercih etmeleri sağlanmış olacaktır. Aksi takdirde her gün yakınlarımızı, bin bir güçlükle yetiştirdiğimiz değerleri kaybetmenin acısını yaşamaya devam ederiz.
Böyle bir düzenlemenin kanuniyet kesbetmesi halinde, silâhla işlenen öldürme ve yaralama vakaları önemli miktarda azalacağı gibi memleketin emniyet ve asayişi, vatandaşların huzur ve güvenlikleri de o nispette daha mükemmel bir surette sağlanmış olacaktır.
Av. Egemen GÜRSES