KÜLTÜR - SANAT

Pygmalion etkisi nedir? Başkalarının beklentilerini neden karşılamak isteriz?

Bir kişinin, çevresinin ondan beklentilerine göre hareket etmeye başlamasıyla, bu beklentilerin gerçeğe dönüşmesi sürecini "beklenti etkisi" tanımlıyor.

Abone Ol

'Kendini gerçekleştiren kehanet' ya da "Pygmalion etkisi" olarak da bilinen bu psikolojik durum, bireylerin başkalarının kendilerinden beklentilerine göre davranışlarını zamanla nasıl şekillendirdiğini gösterir.

Kendini gerçekleştiren kehanet nedir?

Beklenti etkisi, kişinin kendisinden üstün gördüğü diğer insanların beklentilerine göre davranmaya başlaması ile ortaya çıkan bir fenomendir. Bu durum özellikle öğretmen-öğrenci ilişkilerinde sıkça görülür. Bir öğretmenin öğrencisinden beklentisi ne kadar yüksekse, öğrenci o doğrultuda daha iyi performans gösterebilir. Bu, bireylerin kendilerine yönelik tutumların şekillendirdiği bir döngüdür.

Örneğin, bir öğretmen bir öğrencinin çok zeki olduğuna inanır ve ona daha fazla ilgi gösterirse, öğrenci bu ilginin karşılığında daha iyi performans sergileyebilir. Bu etki, aynı zamanda "kendini gerçekleştiren kehanet" olarak bilinir. Yani, bir bireyin ne beklediği, gerçekleşmesi olasılığını artırır. Beklenti, bireyin düşüncelerini ve davranışlarını etkiler, bu da sonuç olarak beklentiyi gerçekleştiren bir süreç yaratır.

Zeki olduğuna inandırılmak: Kişisel bir deneyim

Bu olguya bireysel olarak tanık olmak, çoğu insanın hayatında farklı şekillerde tezahür eder. Bir kişinin çocukken çevresi tarafından "çok zeki" olarak nitelendirilmesi, büyüdükçe bu beklentiyi karşılama baskısıyla karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Özellikle ebeveynler ve çevrenin bu tür geri bildirimleri, çocuğun kendisine olan bakış açısını ve hayatını etkileyebilir. Beklentilerin yükü, kişinin davranışlarını ve algısını şekillendirir, hatta bu etkilerle yaşamını yönlendirmeye başlar.

Birey, başkalarının ona biçtiği "üstün zeka" rolünü kabul eder ve bu rolü karşılamaya çalışırken birçok kişisel deneyim, başarı ve başarısızlık bu algıya hizmet eder. Zamanla kişi, başkalarının onun için çizdiği bu kalıba göre hareket eder ve bu döngü, sürekli olarak kendini besler.

Pygmalion etkisi ve sosyal çevrenin rolü

Bu duruma en iyi örneklerden biri "Pygmalion etkisi"dir. Adını, efsanedeki heykeltıraş Pygmalion’dan alan bu etki, bireyin, kendisinden üstün gördüğü kişilerin ona yüklediği beklentileri karşılamak için davranışlarını değiştirmesiyle ilgilidir. Pygmalion, bir heykel yapmış ve ona aşık olmuştu; sonunda heykel canlanarak onun sevgisine karşılık verdi. Benzer şekilde, insanlar da üzerlerine yansıtılan beklentilere göre şekillenirler.

Bir çocuk, etrafındaki insanların kendisine sürekli "zeki" olduğunu söylemesiyle bu beklentiye uyar. Zamanla bu beklentiler, bir yükümlülüğe dönüşebilir ve kişi, beklenilen performansı sergilemek için çaba gösterir. Başarılı olmasa dahi, çevresi onun bu beklentilere uygun olduğunu varsayar ve kişi, bu döngüde sıkışıp kalır.

Beklentilerin baskısı ve kimlik krizi

Bu etki, bireyin yalnızca sosyal hayatını değil, aynı zamanda kişisel kimliğini de etkiler. Kişi, bir noktadan sonra kendi gerçekliğini sorgulamaya başlar: Zeki miyim? Gerçekten beklentileri karşılayabiliyor muyum? Kendimi başkalarının gözünden mi yaşıyorum? Bu sorgulamalar, kişinin kendine olan güvenini ve hayattaki yönünü belirleyebilir.

Bir diğer deyişle, bu tür bir etki altındayken birey, çevresindekilerin gözünde ne olduğuna odaklanarak gerçek kimliğinden uzaklaşabilir. Toplumun ona dayattığı bu algı, kişi üzerinde derin bir baskı oluşturur ve kişi bir süre sonra bu baskıya karşı kendi iç dünyasında çatışmaya girebilir.

Beklenti etkisini aşmak

Beklenti etkisi her ne kadar güçlü ve kaçınılmaz görünse de, bireyler bu etkiden kurtulmanın yollarını bulabilirler. Kendi potansiyelini ve yeteneklerini keşfetmek, bu beklentilerin dışına çıkmak için ilk adım olabilir. Kendi yolunu çizmek, başkalarının beklentilerine göre hareket etmek yerine içsel motivasyonlarıyla karar almak, beklenti etkisinin zincirlerini kırmak adına önemlidir.