Medicana Sağlık Grubu Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. M. Zülküf Önal, Alzheimer hastalığına dair çarpıcı bilgiler sundu. Önal, kadınların Alzheimer’a yakalanma riskinin erkeklere oranla daha yüksek olduğuna dikkat çekerken, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının önemini vurguladı. Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen bu nörolojik hastalığın artan vaka sayıları ise büyük bir tehdit oluşturmaya devam ediyor.

Prof. Dr. Zülküf Önal “Kadınlarda Alzheimer Riski Daha Tehlikeli”

En yaygın bunama nedeni

Prof. Dr. Önal, Alzheimer’ın bunamanın en yaygın nedeni olduğunu ve dünya genelinde demans vakalarının %60-80’ini oluşturduğunu belirtti. "Alzheimer hastalığının şu anda kesin bir tedavisi olmasa da hastalığın biyolojisiyle ilgili yeni bilgiler keşfediliyor. Bu, gelecekte daha etkili tedavi yöntemlerinin önünü açabilir" dedi. Hastalığın nedenleri arasında genetik, çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin yer aldığını ifade etti. Özellikle yaşın, Alzheimer hastalığındaki en büyük risk faktörü olduğunun altını çizen Önal, 85 yaş üzerindeki her üç kişiden birinin Alzheimer hastası olduğunu belirtti.

Kadınlar neden daha fazla risk altında?

Kadınların Alzheimer’a yakalanma olasılığının erkeklerden daha yüksek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Önal, bu farkın büyük ölçüde kadınların daha uzun yaşamalarıyla ilişkilendirildiğini ifade etti. Ayrıca, genetik ve aile geçmişinin hastalık üzerindeki etkisinin de önemli olduğunu belirtti. Sağlıklı beslenme, fiziksel ve zihinsel egzersizler yapmanın, tütün ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmanın hastalık riskini azaltabileceğini de sözlerine ekledi.

Erken tanı ve koku testi

Alzheimer hastalığının teşhisinin önemine değinen Prof. Dr. Önal, doğru ve erken teşhisin hastalığın ilerleyişini yavaşlatabileceğini belirtti. Koku testi ve cilt biyopsisi gibi yeni yöntemlerle erken tanı konulabildiğini söyleyen Önal, bu gelişmelerin demans tiplerinin belirlenmesinde kritik rol oynadığını vurguladı.

İlaçlı ve ilaçsız tedavi yöntemleri

Hastalığın ilerleme hızının kişiden kişiye değişiklik gösterebileceğini belirten Prof. Dr. Önal, Alzheimer’ın hafızanın yanı sıra uyku bozuklukları, sinirlilik, halüsinasyonlar gibi çeşitli davranışsal ve psikolojik semptomlara da yol açabileceğini belirtti. Bu semptomları yönetmek için ilaçsız stratejilerin önemini vurgulayan Önal, beyni uyarıcı tedavi yöntemlerinin yanı sıra fitoterapi ve gen tedavisinde de umut verici sonuçlar elde edildiğini belirtti. Ayrıca, yüksek kolesterolü kontrol eden ilaçların Alzheimer’a karşı koruyucu etkileri olduğuna dair çalışmaların sürdüğünü ekledi.

Alzheimer'da yoksulluğun izi: En çok düşük gelirli ülkelerde görülüyor Alzheimer'da yoksulluğun izi: En çok düşük gelirli ülkelerde görülüyor

Alzheimer’dan korunmak için öneriler

Prof. Dr. Önal, Alzheimer’dan korunmak için yapılabilecek egzersizlerin önemini vurgularken, bulmaca ve sudoku çözmenin hastalığı önlemekte tek başına yeterli olmadığını belirtti. Zihinsel canlılığı korumak için sürekli okuma, sosyal paylaşımlarda bulunma, kan basıncı ve kolesterol seviyelerinin normalleştirilmesi, düzenli egzersiz ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmesinin önemli olduğunu söyledi. Ayrıca, kafa travmalarına karşı tedbirli olunması ve depresyonun tedavi edilmemesinin demans riskini artırdığını ifade etti.

Bilinçlenme ve önlem önemli

Alzheimer’ın kaçınılmaz bir son olmadığını belirten Prof. Dr. Önal, hastalıktan korunmak için yaşam tarzı değişiklikleri ve erken teşhis yöntemlerinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Özellikle kadınların hastalık riskini göz ardı etmemesi gerektiğini belirten Önal, sağlıklı ve aktif bir yaşamın beyin sağlığı için kilit rol oynadığını söyledi.

Muhabir: Berkant ÖZOKTAŞ