İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, olası büyük İstanbul depremine ilişkin dikkat çeken uyarılarda bulundu. Kadıoğlu, Marmara Denizi'ne kıyısı olan dolgu alanları ve heyelan bölgelerinin depremde en fazla zarar görebilecek bölgeler arasında olduğunu belirtti. Özellikle 1999 depreminde ağır hasar gören bu bölgelerin, zemin yapısı ve bina sağlamlığı nedeniyle yeniden büyük bir tehdit altında olduğuna dikkat çekti.
Deprem hazırlığına toplum katılımı şart
Üsküdar Kuzguncuk’ta düzenlenen riskli yapı inceleme programında konuşan Kadıoğlu, toplum tabanlı afet hazırlığının önemine vurgu yaptı. “Bugün burada, ‘Vatandaş Bilimi’ uygulaması çerçevesinde şehir risk avcılığı yapıyoruz. Mahalle sakinlerinin çevrelerindeki riskleri tespit etmelerini ve çözüm önerileri sunmalarını sağlamak amacındayız” diyen Kadıoğlu, halkın gündelik yaşamında karşılaştığı tehlikeleri fark etmesi gerektiğini ifade etti. “Örneğin, çürümüş bir balkonun altından her gün geçerken, bunun olası tehlikelerini düşünmek ve harekete geçmek gerekiyor” dedi.
Riskli bölgeler: Zemin ve bina sağlamlığı kritik
Kadıköy, Avcılar ve Zeytinburnu gibi Marmara Denizi’ne kıyısı olan bölgelerde zemin yapısının daha riskli olduğunu belirten Kadıoğlu, binaların sağlamlığının da hayati önem taşıdığını vurguladı. Özellikle dolgu alanları ve heyelan bölgelerinde yapılan yapıların çoğunun eski olduğunu ve yönetmeliklere uygun inşa edilmediğini belirten Kadıoğlu, bu durumun büyük tehlike oluşturduğuna dikkat çekti.
Yerel çözümler için halkın bilinçlenmesi şart
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, mahalle sakinlerinin çevrelerindeki riskleri tespit ederek yerel yönetimlere başvurması gerektiğini söyledi. Çürümüş balkonlar, zarar görmüş yapı elemanları ve riskli kent mobilyalarına dikkat çekerek, bu tür tehlikelerin afete dönüşmeden ilgili kurumlara bildirilmesi gerektiğini belirtti. “Sokağınızdaki tehlikeler için belediyeye, valiliğe veya tarihi eserler müdürlüğüne başvurabilirsiniz” dedi.
Afet hazırlığı, toplumun ortak sorumluluğu
Son olarak, Kadıoğlu, afet hazırlığının toplum tabanlı bir yaklaşım gerektirdiğini ve bireysel farkındalıkla başladığını vurguladı. “Afete hazırlık, kendi sokağınızda başlar. Herkes sokağındaki eksiklikleri giderirse, mahallelerimiz ve şehirlerimiz daha güvenli hale gelecektir” diye konuştu.