Plastik atıkların geri dönüşümü, dünyamızın geleceği için kritik bir adım olarak kabul ediliyor. Poşetlerden su şişelerine, kapaklardan oyuncaklara kadar plastik hammaddeli ürünlerin yeniden değerlendirilmesi, doğal kaynakların korunması ve çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyor. Peki bu atıkları geri dönüştürülebiliyor mu?
33 bin tona yükseldi
Eurostat verilerine göre Katı Atık ithalatında lider konumda olan Çin’in 2017 yılında pazardan çekileceğini açıkladıktan sonra Türkiye, Avrupa’nın atık ihraç ettiği ülkeler arasında hızla yükseldi. Öyle ki 2018 yılından önce ayda 4 bin ton atık alan Türkiye, 2018 yılından sonra bu rakamı 33 bin tona yükseltti.
Halk sağlığını tehdit ediyor
Yurtdışından balyalar halinde Mersin Limanı’na gelen bu atıkların içerisinde ne bulunduğu ise bilinmiyor. Konteynerlerde bulunan atıkların içerisinde radyoaktif, nükleer veya tıbbi atık bulunabilir. Bu durum da halk sağlığı açısından oldukça tehlikelidir. Gümrük denetiminin bilimsel ve detaylı bir şekilde yapılmaması da hem doğayı hem de insanları olumsuz yönde etkileyebilir.
Atıklar mikro plastiklere dönüşüyor
Adana-Karataş, Mersin ve İzmir-Kemalpaşa’ya gelen bu plastik atıklar doğal şartlar altında dağıtıldıktan sonra yok olmuyor, un ufak olarak mikro plastiklere dönüşüyor ve denizde gezmeye başlıyor. Yapılan araştırmalara göre mikro plastiklerin en çok deniz habitatına zarar verdiği görülmektedir. Kefal, barbun gibi denizde yaşayan canlıların midesinde mikro plastik atıklara rastlanmıştır. Bu açıdan bakıldığında mikro plastik kirliliği, insan sağlığını da tehdit etmektedir. Çünkü bu mikro plastikler obezite, diyabet ve kronik akciğer rahatsızlıklarını tetiklemektedir. Mikro plastik kirliliğin önüne geçilmez ise deniz canlılarının yanı sıra soluduğumuz hava, tükettiğimiz gıdalar bile zararlı hale gelmeye başlayacaktır. Bu noktada biz bilinçli tüketicilerin yapması gereken şey ise mümkün olduğunca plastik tüketimini azaltmaktır.
Mikro plastik nedir?
Mikroplastik terimi, 1968 yılında ABD Hava Kuvvetleri Malzeme Laboratuvarı tarafından yayımlanan bir raporda ilk kez kullanıldı. Bu terim, yüksek gerilimlere maruz bırakılan plastik materyallerdeki deformasyon sonucu oluşan 5 milimetrenin altındaki parçacıkları tanımlamak için kullanıldı. Mikroplastikler, farklı boyutlarda, şekillerde, renklerde, yoğunluklarda ve kimyasal kompozisyonlarda olabilen plastik parçalardır. Kaynakları arasında yanlış yönetilen plastik atıkların parçalanması, kaybedilen malzemeler, tekstil ürünlerindeki mikrofiberler ve kozmetik ürünlerde kullanılan mikro boncuklar bulunmaktadır. Bu küçük plastik parçaları çevreleyen endişelerden biri, biyolojik olarak parçalanamamaları ve çevresel kirlilik yoluyla havaya, suya ve toprağa yayılmalarıdır. Denizlere ulaşarak besin zincirine dahil olabilirler ve bu da deniz canlılarına zarar verebilir. İnsanlar tarafından tüketilen deniz ürünleri aracılığıyla insan vücuduna girebilirler; hatta son araştırmalar, mikroplastiklerin insan kanında, kalpte, akciğerde ve hatta bebek plasentasında bulunduğunu göstermiştir.
Mikroplastik kirliliğini azaltmak için öneriler
-
Tek Kullanımlık Plastiklerden Kaçının: Tek kullanımlık plastik ürünlerden, örneğin poşetlerden ve pipetlerden kaçının. Bu ürünler genellikle çevreye yayılan mikroplastiklere katkıda bulunurlar.
-
Doğal ve Organik Ürünler Kullanın: Sentetik içerikli kozmetik ürünler yerine doğal ve organik içerikli ürünleri tercih edin. Bu, mikroplastik içeren kozmetik ürünlerin kullanımını azaltmanıza yardımcı olabilir.
-
Sentetik Giysilerden Kaçının: Sentetik liflerden yapılmış giysiler, yıkama sırasında mikroplastik liflerini suya bırakabilir. Bu nedenle, sentetik olmayan ve doğal liflerden yapılmış giysileri tercih edin.
-
Sürdürülebilir Temizlik Ürünleri Kullanın: Mikroplastik içeren temizlik ürünleri yerine, çevre dostu ve sürdürülebilir temizlik ürünleri kullanın.
-
Geridönüşüm ve Geri Kazanımı Destekleyin: Plastik atıkların geri dönüşüm ve geri kazanımını destekleyin. Bu, plastiklerin çevreye yayılmasını azaltabilir ve mikroplastik oluşumunu önleyebilir.