Geçen hafta Bolu Grand Kartal Otel’de çıkan ve 36’sı çocuk 78 kişinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin konuşan CHP lideri Özgür Özel, “AA'yı, TRT'yi alet ederek başka bir alanı yanan yer olarak anlatarak algı operasyonuna giriştiler. Kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez” dedi. CHP'nin cumhurbaşkanı adayıyla ilgili de açıklamada bulunan Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı işaret ederek “2025 yılında sandık geliyor, biz hazırız, demek için çalışmalara bugün başlıyoruz” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Özel, DEVA Partisi’nden istifa eden ve bugün CHP’ye katılan Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf’a rozet taktı.
Bolu’da yangının faciasının meydana geldiği Grand Kartal Otel’e belediyeyi AK Parti’nin yönettiği dönemde verdiği belgeyi belediyeyi CHP’nin yönettiği dönemde verilmiş gibi servis ettiklerini söyleyen Özel, “Kendi dönemlerinin verdiği onay belgesini bizim belediyemizi karalamak için belge açıkladılar. AA'yı, TRT'yi alet ederek başka bir alanı yanan yer olarak anlatarak algı operasyonuna giriştiler. Kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez. Gerçek, Bolu Belediyesi'nin 8 kriteri tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir. Gerçek alanın milli park olması nedeniyle yangın söndürmenin bile izne tabi olmasıdır. Sorumluluk bizzat Kültür ve Turizm Bakanlığıdır” diye konuştu.
Adalet Bakanı Tunç’a tepki
Görevlendirilen yedi kişilik bilirkişi heyetinin raporunun değiştirilmek istendiğini söyleyen Özel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a da tepki gösterdi. Özel, “Çıkan raporu kabul etmemişler. Dediler ki, 'Bakanlığı çıkarın, Bolu Belediyesini ekleyin, yangının lokantadan çıktığını yazın.' O raporu ben aldım, ilgili sayfalarını sosyal medyadan paylaştım. Kendi şahsi onurlarına, mesleki onurlarına sahip çıkan bilirkişiler, yedi kişi bu imzayı dedikleri gibi atmayınca o zaman görevden el çektirildiler. Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir” ifadelerini kullandı.
Özel'in grup toplantısından öne çıkan satır başları şöyle:
Grand Kartal Otel yangını: Can kaybını bilerek saatler sonra açıkladılar
- Geçen hafta hepimizin yüreğini dağlayan bir süreçte ne partiye katılım ne grup toplantısı düşünebilirdik. Tereddüt etmeden toplantımızı iptal ettik. Grubumuzu Kartalkaya'ya gönderdik. Biz de Kartalkaya'ya doğru hareket ettik. Rakamın 60'ın üzerinde olduğunu biliyorduk ama yetkililer açıklasın dedik. Biz bunu öğrendikten saatler sonra gerçek rakamlar açıklandı. Neyi bekliyorlardı? Rakam 78, 36'sı çocuk ve beklediğimiz bir partinin Ankara İl Kongresi. Başka bir partinin rozet töreni. O an hepimiz nasıl bir muhataplık içinde olduğumuzu anladık. Bir partinin kongresinin bir ülkenin yasının önüne geçebildiğini öğrendik.
- Maalesef resmî açıklama için başka bir partinin Ankara'daki kongresinin bitmesinin beklendiğini öğrendik. Bir partinin kongresinin bir ülkenin yasının önüne geçebildiğini öğrendik. Can kaybını bilerek saatler sonra açıkladılar.
- Bir telaş vardı. Ellerindeki karayı, kiri başkalarına bulaştırmaya, iftirayla hakaretle ellerini temizlemeye çalışanların telaşı... Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz sorumlular kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, görevi, makamı, mevkii ne olursa olsun, kimin nesi olursa olsun hakkaniyetli, şeffaf bir soruşturma yürütülerek cezalandırılmasına taraftık, hâlen daha tarafız.
“Gerçek AK Parti Belediyesinin 12 yıl o oteli denetlememiş olmasıdır”
- Kendi dönemlerinin verdiği onay belgesini bizim belediyemizi karalamak için belge açıkladılar. AA'yı, TRT'yi alet ederek başka bir alanı yanan yer olarak anlatarak algı operasyonuna giriştiler. Kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez.
- Gerçek 2007 yılında AK Partili belediyenin verdiği uygunluk belgesiyle 2019'a kadar kanunda yazmadığı, görevi olmadığı için AK Parti Belediyesi'nin 12 yıl o oteli denetlememiş olmasıdır. Gerçek söz konusu alanın Milli Park olması, Milli Park alanına yangın söndürmeye bile gitmenin belediye tarafından izne tabi olması, oraya girişin bile yasak olması, söz konusu bölgenin turizm bölgesi olması, otele işyeri açma ve çalışma ruhsatını Bolu Valiliği'ne bağlı İl Özel İdaresi'nin otele turizm işletme belgesini Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın vermesidir. Bu iki belgeyle faaliyetine devam etmesidir. Ve bir sorun tespit edildiğinde otelin faaliyetini durduracak olanın da bizzat Turizm ve Kültür Bakanlığı olmasıdır.
“Turizm Bakanı’nın istifa etmesi lazım”
- Kültür ve Turizm Bakanı bir televizyon programına katıldı ve 21 kez 'Ben bunları bilmiyorum' yanıtını vermiş sonra Valiliğe bağlı olan Özel İdare'ye topu atmıştır. Cumhuriyet tarihinde ilk kez Özel İdare Sekreteri, Turizm Bakanlığı'na cevap vermiştir. İl Özel İdaresi'nin denetleme yetkisi yok, yetkili olan Turizm Bakanlığı'dır yanıtını vermiştir. Sayın Erdoğan hepimiz üzüldük ama bu iki bakanı da atayan sizsiniz. Yetkilendirdikleri şirketin 15 Aralık'ta denetlettiğiniz, yetki belgesi alınan otel cayır cayır yanıyorsa neyi bekliyorsunuz?
- Kültür Bakanı'nın normalde istifa etmesi lazım. Bütün ülke bunu bekliyor ama istifa etmiyor. Neden, 'Sağlık Bakanını istifa ettirdi mi bana istifa ettirecek' diyor. Bakın ağzından aktarıyorum. Siz de diyormuşsunuz ki 'Önümüzde büyük kongre var. Ondan sonra değiştiririz bu yangının yükü üzerimize kalmaz'. Yani şubatın sonunda bunu yapacakmışsınız. Lanet olsun çıkarınıza, düzeninize, sarayınıza.
“Korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı’ndan başkası değil”
- Yedi kişilik bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. 2,5 gün gece gündüz çalıştılar. Ellerinde resmi görevlendirme belgesi, jandarma tutanağıyla otele girdiler, otelde çalıştılar. Jandarma'nın gözetiminde otelin güvenlik kayıtlarını incelediler. Yangının dördüncü kattan çıktığını, nasıl yayıldığını, eksiklikleri her şeyi not ettiler.
- Çıkan raporu kabul etmemişler. Dediler ki, 'Bakanlığı çıkarın, Bolu Belediyesini ekleyin, yangının lokantadan çıktığını yazın.' O raporu ben aldım, ilgili sayfalarını sosyal medyadan paylaştım. Kendi şahsi onurlarına, mesleki onurlarına sahip çıkan bilirkişiler, yedi kişi bu imzayı dedikleri gibi atmayınca o zaman görevden el çektirildiler. Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir. Bu rapor kimsenin malı değildir ki ele geçirişimiz korsanlık olsun. Bu milletin malıdır, adaletin çalınmasına izin vermedik vermeyeceğiz.
“Gezicilerin o günkü tavrı değil, bugünkü tavrı sorgulanıyor”
- Yeni bir cadı avıyla karşı karşıyayız. 12 yıl önce daha doğrusu son birkaç ayda köşelerde yazdırılıp, son birkaç haftada toplumun apolitik kesimlerinin bile dikkatini çeken, öyle ya meşhur sanatçılar, onların bir menajeri, sanatçıya 'bende çalışırsan dizide oynarsın, yetkini bana verirsen' diye baskılar olmuş. Bunlar varmış. Bunlar üzerinde bir tartışma başlamış. Herkes oraya bakarken yok ya, 'ben o işlerle ilgilenmiyorum. Sen 12 yıl önce geziye gittin mi? Sen 12 yıl önce sende çalışanlara 'hadi geziye gidin' diye telefon açtın mı' diye gezi soruşturması başlatmak. Biraz, bir süredir anlattığım bu kötücül aklın sizlerin yan komşularına evlatlarınızın sırada oturan arkadaşlarına bugün fabrika servisinde yan yana giden iki işçiden yanında oturana ya 12 yıl sonra geziye gidenlerden hesap soruyorlar arkadaş.
- Demek ki hiç bu işlere girmemek lazım. Ne yapılırsa yapılsın susmak, sinmek lazım. Çıkıp da sokaklara dökülünce 12 yıl sonra bile kapıya gelebiliyorlar hissini yaratmak için yapılan organize bir meselenin hepimiz farkındayız. Ve şimdi Gezi’ye gidenlerden hesap sorulmuyor arkadaşlar. Gezicilerin o günkü tavrı değil, bugünkü tavrı sorgulanıyor. O gün geziye giden gezide kahramanlık hikayeleri anlatan Tamer Karadağlı bugün Devlet Tiyatroları'nın başına atandı.
- Gezi’den 12 yıl sonra hesap soranlar tarafından. O gün gezide olan sonra saraya yanlayan Yavuz Bingöl'e kimse hesap sormuyor. Bugün sorulan hesap geziye gidenlerin o günkü tavrına değil, bugünkü tavrınadır. Senin Gezi’cin terörist, benim Gezi’cim milli diyen böyle bir iğrenç akla hesap sorulmayacağını sanan bir kötü ruhla karşı karşıyayız. Ve bir yandan, bir yandan bunlar ortada dururken diğer taraftan gezide bulunanlara 'siz devleti yıkmaya kalktınız' diyenlere açıkça hatırlatmak istiyorum.
Bahçeli’ye yanıt
- Bahçeli Ekrem başkanıma dört sayfa yazmış. Bugün hakaretler... Ben onun söylediği her şeyi yırtıp atarım ama iki sözüne cevap vereceğim. 15 Temmuz'dan ders almayanlara sesleniyormuş. 15 Temmuz akşamı hatta 16 Temmuz gecesi Bahçeli, 'Halkın sokağa daveti Türk askeri ile muhtemel bir çatışma içine girmesi tehlike olarak karşımızda durmaktadır' diye açıklama yaptı. Sayın Bahçeli 15 Temmuz akşamı sokaklarda dersinizi verdik diyorsunuz ya, kahraman CHP'lilerin yakasına döktüğü senin yediğinden fazladır. Sen mi sokakta hesap sordun?
“Yeni bir takvim başlatıyoruz”
- Yeni bir başlangıç yapmanın zamanı geldi. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş partim görev verirse diye kurduğu cümlelere teşekkür ediyorum. Yeni bir takvimi başlatıyoruz. Güç zehirlenmesine, kötülüğe karşı bugün başlatacağımız yürüyüşle sandık görevlilerinin teker teker tespitine başlıyoruz. Sandığı korumaktan partimizin programını iktidar programına dönüştürmekten adayımızı belirlemeye uzanan sürecin ilk günündeyiz. Şubat mart ve nisan aylarında hazırlıklarımızı tamamlayarak "2025 yılında sandık geliyor, biz hazırız" demek için çalışmalara bugün başlıyoruz. Sayıları 1 milyon 600 bine yaklaşan CHP üyesi cesur yürekle birlikte belirleyeceğiz.