Onlar da bordroluydu!

Belediye Başkanı Ahmet Sarışın döneminde Belediye ile eşekler arasında toplu sözleşme imzalandı. Onlar da bordroluydu.

Abone Ol

1960'lı yıllardan başlayarak 2000'li milenyum yılına kadar araçların giremediği merdivenli ve dik sokaklarda, günde üç vardiya halinde çöp topladılar. Bir gün geldi; bir bölümü Çeşme'nin Eşek Adası'na, kalanı ise Manisa'nın Spil Dağı'nda At Alanı bölgesine gönderildi ve emekli edildi.https://static.daktilo.com/sites/1475/uploads/2022/03/21/67667-0.jpg

Ülkemizde, 1960-1970'li yıllarda resmen organik çöp üretiyorduk. Birçok evde buzdolabı yoktu, tel dolaplar vardı. O nedenle yemekler günlük yapılıyordu. Gıda maddeleri küçük ölçekli alınıyordu, testilerle soğuk su içiliyordu. Çocukluğumda her sabah elimde "Bakkal Borç Defteri" ile bakkala gider, 100 gram teneke peyniri, yarım paket sana yağı ve üç ekmek alırdım. Alınanlar deftere yazılır, bakkal da kendi defterine yazar, aybaşı geldiğinde karşılaştırma yapılır, borcun bir bölümü ancak ödenebilir, bakiye diğer aya devrederdi!
     Alışveriş merkezleri olmadığı için, kimse de dağ gibi yiyecek ve içecek satın almadığından, evlerden 15 litrelik yağ tenekelerini veya kovaları dolduracak kadar çöp çıkardı. Çöp kamyonları haftada iki kez sokaktan geçerdi. Açık kasa kamyonların üstünde bir görevli aşağıdaki görevlinin attığı kovayı tutar, çöpü boşaltır, tekrar geri atardı, bu arada kamyon ilerlemeye devam eder aşağıdaki adam da diğer evin çöp kovasını almak için koşuşturup dururdu. Bu işlerden yorulan, koşuşturup duran işçi tenekeleri tutamayınca yere düşer, bir süre sonra da yamuk yumuk bir çöp tenekesi haline gelirdi...
     Geriye hoş bir koku kalırdı
     Çöp kamyonu sokaktan geçtikten sonra gerçekten geriye insanı rahatsız etmeyen hoş bir koku bırakıp giderdi. Çünkü çöplerin içindeki her şey doğaldı. Çöpler de mevsimine göre; domates, kavun ve karpuz kabuklarından, kemiklerden, meyve çekirdeklerinden ve sıkılmış limon kabuklarından oluşurdu. Hepsi de doğal. Çöpe ekmek atılmazdı!  Ekmek ayrı bir yerde toplanırdı. Akşam üzeri gelen Roman kadınlar ekmekleri torbalara doldurur, büyük bir olasılıkla bir bölümünü kendilerine ayırır, bir bölümünü de hayvanlara yedirirlerdi.
     O zamanlar sokakta ayı oynatıcılığı pek revaçta olduğu için ekmekler belki de ayılara gidiyordu. O yıllarda konteyner konulsa büyük bir olasılıkla içine turşu basarlardı çünkü o büyüklükteki bir konteyneri dolduramazlardı. Çöp kamyonunun geçeceği saatlerde teneke ve kovalar kapının önüne çıkarılırdı. Bu konuda belediye duyuru yapmaya falan da gerek duymazdı, çünkü insanlar bilirdi ki, o gün ve o saatte çöp kamyonu geçecek, çöpler alınacak.
     Kentin yükünü çeken gizli kahramanlar
     Aynı yıllarda anneannemin Kadifekale sırtlarındaki bir yakınına misafirliğe giderdik. Yanında bir erkek olsun düşüncesiyle sanırım, nedense beni de götürürdü. Onları ilk kez orada gördüm. Çok şaşırdım, arkalarından baka kaldım. Onlarca eşek. Başlarında resmi giyimli, resmi şapkalı adamlar. Eşeklerin her iki yanında küfeler, basamakları tırmanıyor ve kapıya bırakılan çöpleri topluyordu. Eşekler merdivenleri aşıyor, dar sokakları hoplaya zıplaya geçiyor, çöpleri topluyordu. Bana o zaman oyun gibi gelmişti. Sonra ne kadar önemli bir iş yaptıklarını işin içine girince öğrendim. Konak Belediyesi'nde çalışmaya başladığımda belediye muhabirlerinin haber sıkıntısı çektiği günlerde eşekler hep kurtarıcı olmuştur. Sabah saatlerinde muhabir ile buluşulur, eşeklerle birlikte yokuş başına kadar gelinir, fotoğraflar çekilir, ertesi gün gazetelerde boy boy haberleri çıkardı. Televizyon kanallarının gündeme gelmesiyle birlikte çöp toplayan eşekler ekrana da taşındı. Özellikle İstanbul'dan gelen gazeteciler çöpçü eşeklerin haberlerini yapmak için kentte birkaç gün kalırlardı.
     Haberlere konu oldular
     Çöpçü eşekler ana haber saatlerinde boy gösterirlerdi. Eşekler bu kentin kahrını yıllarca çektiler. Gürçeşme semtinde ahırları vardı, sağlık karneleri vardı, her birinin bakıcısı vardı, künyeleri vardı, her yıl yiyecekleri olan saman ve arpa için ihaleler açılırdı. Özel nalbantlar; itinayla toynaklarını temizler, nalları canlarını yakmadan çakar, yolcu ederdi eşekleri. Her hafta belediye veterineri ayaktan dişine kadar kontrol eder, sağlığı bozuk olanlara istirahat verirdi. Çünkü onlar bayramda çalışır, tatil günleri çalışır, mesai istemez ama hastalandıkları zaman da birkaç gün ahırda keyif yaparlardı. Sendikalı bile değillerdi ve hatta grev hakları bile yoktu.
     Teknolojinin gelişmeye başlamasıyla birlikte küçük araçlar üretilmeye başlandı. İlk adımı dönemin Belediye Başkanı Ahmet Sarışın attı. 60'a yakın çöp toplayan eşeğin bir düzine kadarını Çeşme'nin Eşek Adası'na yolladı. Yıllarca çöp toplayarak kahır çeken eşekler turistlerin ilgi odağı oldu. İnsanlar eşekler ile fotoğraf çektirmek için yarışır oldular. Eşek Adası onlar için birer emeklilik hediyesi, birer kıdem tazminatı olmuştu. Ancak kentte dar ve merdivenli sokakların çokluğu eşeklerin bir süre daha görevde kalmasını sağladı. Yine her sabah mesaiye çıktılar, merdivenleri tırmandılar, dar sokaklarda evlerden geriye kalanları taşıyıp durdular...
     Vahşi hayvanlara yem oldular
     O yıllarda binlerce işçi sosyal güvenceden yoksun çalışırken belediyenin kadrolu eşekleri yaklaşık on yıl çalıştıktan sonra emekli oluyordu. Burada ilk kez yazacağım, belki daha önce yazan olmuştur. Emekli edilen eşekler diğer yoldaşları gibi tazminat ve ada tatiliyle ödüllendirilmiyordu. Fuardaki Hayvanat Bahçesi'ne gönderiliyor, orada vahşi hayvanlara yem olarak veriliyordu. Sanırım ve umarım! Canlı atılmıyordur. Bu konuyu rahmetli, dönemin Konak Belediyesi satın alma müdürümü Ali Asker Yevimli'den öğrendiğimde şok olmuştum. Yıllarca merdiven ve dar sokakları tırman, on yıl sonra emekliye ayrıl ve ödül olarak vahşi hayvanları yem ol! O günlerde hemcinslerine göre şanslı sayılan eşeklere günde 800-1000 lira arası masraf yapılıyordu. Günlük mönüler saman, arpa, ot ve kepekten oluşuyordu. On yıllık görevden sonra giden eşeklerin yerine yenileri ihale yoluyla alınıyordu. 1960'lı yıllarda 25 liraya satın alınan kadrolu eşeklerin tümüyle emekliye sevk edilme günleri gelip çattığında yıl 1999'du. Dönemin Belediye Başkanı Erdal İzgi (1999-2004) kadrolu son 22 eşeğin hizmet sürelerinin sona erdiğini ve emekliye sevk edileceğini açıkladı. Öyle hemen apar topar gönderilmedi eşekler.
     Törenle uğurlandılar
    Gürçeşme Temizlik İşleri Müdürlüğü'nde 22 kadrolu eşek için özel tören düzenlendi. Her birinin boynuna rengarenk kurdeleler takıldı, başarı belgeleri asıldı ve önlerine birinci sınıf samanlar yığıldı. Töreni izleyen gazeteciler fotoğraf ve kamera ile çekim yaparken onlar olup bitenden haberdar bile değildi. Uğurlama töreni gelip çattığında eşekler kamyonlara, her biri için kıdem tazminatı olarak üçer balya da ayrı bir kamyona yüklendi. Benim de içinde bulunduğum araç konvoyu eşliğinde Manisa'nın Spil Dağı'na ulaştık, eşekleri ormanlık alanda gölet bölgesine indirdik. Çevreye samanları yaydık. Bir süre öyle baktım arkalarından. Hemcinslerine göre çok şanslıydılar. On yıl çalışıp ardından vahşi hayvanlara yem olmak vardı!  Bir dönem geldi, Eşek Adası'nda tatile çıktılar ve bir dönem geldi ormanlık alanda sürekli olarak emeklilik keyfini yaşamayı hak ettiler. Dile kolay 1960'lı yıllardan başlayarak 2000'li yıllara kadar bu kentin çöpünü taşıdılar. Aradan geçen 17 yılda emekli olanlar çoktan ölüp gitseler de çocukları ve onlardan olan torunlarının bir bölümü Çeşme'nin Eşek Adası'nda bir bölümü de Manisa'nın Spil Milli Parkı'nda özgürce yaşamlarını sürdürüyorlar.
     Bir batında beş yavru
     Girilmesi güç dar sokaklardan çöp toplayan kadrolu eşekler, Agora, Gürçeşme, Zeytinlik, Ballıkuyu, Kadifekale, Eşrefpaşa ve Altınpark mıntıkalarında yıllarca hizmet verdiler. Bir seferde 100 kilogram çöp taşıyan eşekler, günde ortalama üç sefer yaparak, İzmir'in temizlik işlerine katkıda bulundular. Erkek ve dişiler olmak üzere ayrı ayrı beş ekip oluşturan eşekler motorlu araç giremeyen sokaklardan çöp toplardı. Bu eşeklerin en kıdemlisi Gürçeşme - Zeytinlik mıntıkasının önderi olan 35 yaşındaki "Zeytin" adlı eşekti. Zeytin, Konak Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü'ne beş yavru kazandırmıştı.

TOPLU SÖZLEŞME BİLE İMZALANDI
1997 yılında Belediye Başkanı Ahmet Sarışın (1989-1999) döneminde Belediye ile eşekler arasında toplu sözleşme imzalandı. İmzalanan sözleşmenin maddeleri şöyleydi:
1. Eşeklerin barınma ihtiyaçları karşılanacak.
2. Eşeklerin günlük olarak tımarları yapılacak
3. Eşekler mesai saatleri dışında çalıştırılmayacak.
4. Eşeklerin 10 yılı doldurması halinde veteriner tarafından ömrünün sonuna kadar bakımları yapılacak.
5. Eşeklere sağlanan günlük hakları asla geriye götürülemeyecek.
6. Eşeklere her üç ayda bir birer balya saman ikramiye olarak verilecek.
7. İlk altı maddeden herhangi birinin yerine getirilmemesi durumunda eşeklerin grev hakkı saklıdır.