Depresyon, milyonlarca insanı etkileyen ciddi bir ruh sağlığı sorunudur. Tedaviye dirençli depresyon ise, mevcut tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen ve hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren bir durumdur. Ancak yeni bir araştırma, klasik müziğin tedaviye dirençli depresyon hastalarına umut olabileceğini gösteriyor.

Klasik müzik beyindeki değişimi tetikliyor

Çin'de yapılan bir araştırmada, tedaviye dirençli depresyon hastalarının beyinlerine elektrotlar yerleştirildi ve hastalara klasik müzik dinletildi. EEG yardımıyla beyin aktiviteleri izlenen hastaların, müzik dinlerken işitsel korteks ve ödül devresi arasındaki etkileşimin arttığı ve senkronize hale geldiği gözlemlendi. Bu senkronizasyonun, depresyon semptomlarında iyileşme sağladığı kaydedildi.

Minimalizm ve sade yaşamın yükselişi Minimalizm ve sade yaşamın yükselişi

Müzik türü veya tonu önemli değil

Araştırmada ilginç bir şekilde, müziğin türü veya tonunun depresyon semptomları üzerinde bir etkisi olmadığı ortaya çıktı. Hem hüzünlü hem de neşeli parçalar, hastaların semptomlarında iyileşme sağladı. Bu durum, kişiselleştirilmiş müzik terapisi uygulamalarının geliştirilmesine olanak tanıyabilir.

Umut verici sonuçlar, daha fazla araştırma gerektiriyor

Araştırmanın sonuçları umut verici olsa da, küçük bir hasta grubuyla yapılmış olması ve tüm depresyon hastalarının beyninde elektrot bulunmaması gibi sınırlılıkları bulunmaktadır. Bu nedenle, farklı çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir.

Gelecekte kişiselleştirilmiş müzik terapisi

Araştırma ekibi, müzik ve beyin arasındaki ilişkiyi daha fazla incelemeyi ve depresyon hastaları için yeni tedavi yöntemleri geliştirmeyi planlıyor. Akıllı telefon uygulamaları ve giyilebilir cihazlar gibi kişiselleştirilmiş müzik terapisi ürünleri, depresyon hastalarının günlük yaşamlarını kolaylaştırabilir.

Editör: Nisan Güçlü