Bank Asya 1. Lig'de sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan Altay, Adanaspor deplasmanında aldığı 4-1'lik yenilginin ardından 1. Lig'e veda etti. Siyah-Beyazlılar, tarihinde ilk kez Süper Lig'in iki kategori altına düşerken, camiasına da büyük üzüntü yaşattı. Tarihinde bir çok ilke imza atan ve Türkiye Kupası'nı da bir kez müzesine götürme başarısı gösteren Altay, geçtiğimiz hafta düşme hattına gerilerken, son maçında kendisini ligde bırakacak sonuca ulaşamayınca, Spor Toto 2. Lig'e düştü.
İşte o büyük tarih:
İkinci Meşrutiyet (1908)'e kadar Türkiye'de spor yapmak hem padişah yönetiminin baskısı, hem de muhafazakarların tutumu nedeniyle hemen hemen olanaksız gibiydi. Spor yapanlar o dönemde pederşahi bir zihniyetle ayıplanırdı. İşte Altay böyle bir dönemde kuruldu. 1913 yılı sonunda İzmir'e gelen Celal Bayar, spor yapan Altaylı gençleri İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katmak ve 1914 yılının 16 Ocak tarihinde Altay fiilen kuruldu. Celal Bayar, o dönem Şark İdadisi'nde faaliyet gösteren Altay'ın kuruluşu için para yardımında da bulunarak Altay'ın güçlenmesini sağladı. Kulübün kurucuları Mustafa Necati Bey, Vasıf Çınar Bey, Şükrü Saraçoğlu Bey, Baha Esat Tekand Bey, Talat Erboy Bey, Esat Çınar Bey, Nejat Evliyazade Bey, Hüsnü Uğural Bey, Muharrir Rauf Nezih Bey, Şimendiferci Rıfat İyison Bey, Dr.Kemal Tahsin Soydam Bey, Enver Esat tekand Bey, Tayyareci Mazlum bey, Kemal Çakırel Bey, Nuri Sıtkı Erboy Bey, Dr.Fikret Tahsin Soydam Bey, Mazlum Öksüz Bey, Tüccar Süreyya Bey, Çiftçi Necati Bey, Fethi Özalp Bey, Sıhhıyeci Kemal İstanbullu Bey ve Halil Zeki Osma Bey'dir.
Kalesini Menderes korumuştu
Siyah-beyazlı gençler, Rum, Ermeni ve diğer azınlıkların politik, ekonomik, sportif baskılarına karşı ilk bayrağı açtılar. Böylelikle Türk gençliğini, "Gavur İzmir" adını çıkaran Rum ve Ermeni toplumlarıyla, İzmir'deki Rum metropoliti Hiristosmos ve avanesine karşı uyandırdılar. Milliyetçilik bilinçlenmesine önayak olan Necati Bey ile Vasıf Çınar Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nde Celal Bayar ile kol kola omuz omuza mücadele ettiler.
9 Eylül 1922 tarihinde şanlı ordumuz Yunanistan kuvvetlerini püskürtürken sonra, soyadını Altay'dan alan süvari alayı ile İzmir'e giren Fahrettin Altay Paşa, Konak'taki vilayet binasına Türk Bayrağı'nı astıran kumandan olmuştur. Altay'ın kalesini koruyan Başbakan Adnan Menderes, Altaylılar'a İttihat ve Terakki Cemiyeti'nde kucak açan Celal Bayar ile kader birliği yaptı
"BÜYÜK ALTAY" sözü, yalnız spor sahalarındaki başarıdan dolayı değil, hürriyet kıvılcımını ateşleyen, milliyetçilik ruhunu yaşatan, milliyetçilik bilincini yerleştiren, milli mücadelede canını ortaya koyan, Kurtuluş Savaşı'nda destanlar yaratan, Cumhuriyet döneminde hizmetten hizmete koşan, Atatürk Devrimleri'ni koruyan, yaşatan evlatlarının eserinden dolayı söylendi.
Askere çağırılmadılar
İzmir'de kurulan ve halen Yunanistan'da spor faaliyetini devam ettiren Paniainios, Apollon, Garibaldi, Pelops, İskoş ve Evangilidis gibi azınlıkların kurduğu takımlara karşı milliyetçilik hisleri ile yanan gençler, Türkçülük hareketini spor sahasında başlatarak Rum, Ermeni ve İtalyanlar'la mücadeleye giriştiler. İşte spor sahasındaki gençlerimizin mücadelesi, 16 Ocak 1914 yılında kurulan Altay Kulübü'nde başladı.
Bu dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti, Şark İdadisi'ni ve Altay'ın milliyetçilik hareketini dikkatle izlemekteydi. Bu gelişmeler üzerinde İzmir'e gelen Celal Bayar, Altaylı gençleri toplayarak İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin koruması altına aldı. Bayar, gençlere cemiyet binasında da bir yer verdi. İzmir Valisi ise Birici Dünya Savaşı'nın çıktığı günlerde, milliyetçilik ruhunu aşılayan, yabancılara karşı manevi cepheler kuran Altaylılar'ı askere almayarak, onların mücadelelerini sürdürmesini sağladı. Bunlar arasında Şark İdadisi okul müdürü ve öğretmenleri Vasıf Çınar Bey, Necati Bey ve Şükrü Saraçoğlu bulunuyordu. Altay, Birinci Dünya Savaşı'nda azınlık takımları ile çetin bir mücadeleye girdi. 9 Kasım 1914'te İngiliz gençlerinden kurulu PAKSER'i 4-3, Kasım 1914'te ise Amerikan Koleji'ni (3-0) yendi. 6 Aralık 1914'te Paniainios'la ve 13 Aralık 1914'te Karşıyaka Rum Takımıyla 0-0 berabere kaldı. 27 Aralık 1915 yılında Paniainios-Apollon karmasını 2-0 yendi. 1915 yılı bahar ayında Altay; Karşıyaka Rum, Midilli ve Trablusgarb takımlarının katılımıyla yapılan ilk ligde şampiyon oldu. Altay Kulübü'nün ilk Başkanı Vasıf Çınar Bey, o günlerde verdiği demeçte, Rum ve Ermeni takımlarına karşı elde edilen şampiyonluğu överken, "Gençlerin gayret ve hevesinden dolayı memnun ve müteşekkiriz" dedi. Altay, 1917 yılı sezonunda da, tüm yabancı Rum takımlarını mağlup ederek İzmir şampiyonluğuna uzandı ve Türk'ün kuvvetini bir kez daha gösterdi.
1918'de Mütareke döneminde, kulüplerde bir dağılma havası oldu ve faaliyetler dururken Altay, Garibaldi'yi 10-0 yendi. Altay'ın bu zaferi, İzmir'deki İtalya'nın general konsolosunu çileden çıkardı ve Garibaldi Kulübü'nü kapattı. İtalyan konsolosu, milli kahramanlarının isminin İzmir'deki, İtalyan gençleri tarafından kullanılmasına da çok sinirlendi.
Vali bandoyu da getirirdi
Rum metropoliti Hiristosmos, Rum kolonisi İzmir'deki maçların devamlı seyircileriydi. Maçlar, şimdiki Alsancak Stadı'nın bulunduğu o zamanki Panainios Sahası'nda oynanırdı. Rumlar, her maça Rum Evangelidis okulunun bandosunu getirirlerdi. 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı patlak verince Altay'ın maçları, Rum Takımları'na karşı Türk'ün gurur maçları oldu. Metropolit Hiristosmos'un da karşılaşmaları izlemesi, Rum ve diğer yabancı azınlığı kışkırtması bakımından çok önemliydi. Altay'ın her maçını izleyen İzmir Valisi Rahmi Bey ise milliyetçilik ruhu ile hamurlaşmış ve Türkçülük hareketinin en büyük öncülerinden biriydi. Rahmi Bey, beraberinde, Belediye Başkanı Müftü Cevherizade Ahmet Hamdi Bey'i ve askeri bandoyu da getiriyordu.
Atatürk ve Altay
Altay'ın 1923 yılındaki Ankara seyahatinde, 16 Kasım 1923 Cuma gecesi Karpiç Lokantası'nda Altaylılar toplu halde yemek yiyorlardı. Gazi Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa da oraya geldiler. Yemekte Altaylıların giyimi ve nezaketi Ulu Önder'in dikkatini çekti. Bir ara futbolcu Hasan Yanık, Aydın Efesi ve Zeybek oynadı. Atatürk onu yanına çağırttı. Daha sonra takımın kaptanı Hamit Aslan'ı da masasına davet ederek Altay için iltifatkar sözler söyledi. Atatürk ve İsmet Paşa ile Altay'ın ilk tanışması böyle oldu.
14 Ekim 1925 günü Altay için özel bir gündü. Büyük kurtarıcı Atatürk, İzmir'i şereflendirdiler ve Altay kulübünü ziyaret ettiler. Kordon'da bulunan Türk ocağındaki binada Altay'ın kupalarını gören Atatürk: "Aferin, çocuklar kupa da kazanmışlar" dedi. İltifatkar sözleri ile Altay'ın faaliyetini takım kaptanı Hamit Aslan'dan sordu, aldığı cevaplardan çok memnun oldu. Daha sonra Atatürk kulüp defterine şunları yazdı: "Altay Spor Kulübünde tanıdığım gençlik iftihara şayandır. Bu gençlik müvacehesinde istikbalin kuvveti ve saadeti en bariz görülmektedir."
Fahrettin Paşa'ya Altay soyadının verilmesi
Altay Spor Kulübü, Fahrettin Altay Paşa ile unutulmaz bir abide olarak kalacaktır. Yıl 1966... Fahrettin Altay Paşa, Altay kulübü'nü ziyaret etti. Bu tarihi ziyareti sırasında Fahrettin Altay Paşa, Altay soyadını nasıl aldığını şöyle anlattı; "Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Paşa ile mütareke yıllarında İzmir'i ziyaretimizde Altay bir İngiliz donanma karması ile Alsancak'ta oynuyordu. Maçı beraber izledik. Altay çok güzel bir oyundan sonra İngiliz'leri yenince Ulu Önder çok duygulandı, gururlandı ve Altay için takdirlerini belirtti. Aradan epey zaman geçti. Gazi Mustafa Kemal Paşa, İran ile bir sınır anlaşmazlığını halletmek üzere beni görevlendirdi ve Tebriz'e gittim. Tebriz'de bulunduğum sırada; Meclis'te Soyadı Kanunu müzakere edilmiş ve ittifakla Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya Atatürk soyadı verilmişti. Bütün yurt kendisini yeni soyadından dolayı tebrik ediyordu. Ben de hemen bir telgraf çekmiş ve kendilerini kutlamıştım. Atatürk'ten ertesi gün gelen cevab-ı telgraf şöyle idi: 'Sayın Fahrettin Altay Paşa, Ben de seni tebrik eder Altay gibi şanlı şerefli günler dilerim.' Telgrafı aldığım zaman gözlerim dolu idi. Atatürk çok mütehassıs olduğu ve beraberce izlediğimiz Altay maçının hatırasına izafeten bana Altay soyadını layık görmüştü."
İlklerin takımı Altay
- Altay, futbol tarihimizde deplasmanda maç oynayan ilk Türk takımıdır.
- 15 kez İzmir şampiyonluğu yaşayan tek İzmir takımıdır.
- Kendi bünyesinden iki kulüp daha çıkaran (Altınordu-Göztepe) ilk Türk takımıdır.
- Altaylı Hamit Aslan, İzmir'in ilk milli futbolcusudur.
- Altaylı Said Odyak, İzmir'in ilk milli atletidir.
- Eski adı Fuar Şehirleri kupası olan UEFA Kupası'na katılan ilk Türk Takımı Altay'dır.
- Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın ilk üç geleneğini bozan ilk takım Altay'dır.
- Türkiye Kupası'nı, bu üç takım dışında kazanan ilk ekip Altay'dır.
- Türk futboluna yeni sistemleri getiren ilk isim Altaylı Vahap Özaltay'dır.