Diyarbakır'da sekiz yaşında “boğularak” katledildiği ortaya çıkan Narin Güran cinayetine ilişkin dava, ikinci gününde devam ediyor.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile cesedi taşıdığı tespit edilen komşu Nevzat Bahtiyar, davanın ikinci duruşmasının ikinci gününde adliyeye getirildi.
Saat 09.00'da başlayan duruşmada amca Salim Güran’ın savunması alınıyor. Gazeteciler Emrullah Erdinç ve Rojda Altıntaş'ın mahkeme salonundan aktardıklarına göre yaşananlar şöyle:
Mahkeme Başkanı: Son savunmanı alalım Salim, savcının talebine ne diyeceksin?
Salim Güran: Her sabah olduğu gibi tarlaya gittim. Mehmet Selim ve oğlu Ramazan ile birlikte. Ardından Bağlar tarafındaki sağlık ocağına gittim. Hükümet Konağı’nın karşısında bulunan bankadan 4 bin lira para çektim ve çocuklara verdim. Daha sonra iki oğlumla çay ocağında oturdum. Ardından aynı istikametten köye döndüm. Petrolden benzin aldım ve eve geldim. Hava sıcaktı, klimanın önünde eşim ve iki oğlumla oturdum, yemek yedik ve dinlendim.
Daha sonra yukarı tarlaya gittim, işlerime baktım. O sırada elektrikçiler geldi ve Mehmet Şerif’in arızasına bakmak için geldiklerini söylediler. Onların arabasıyla birlikte gittik. Pamukların kurtlandığını gördüm. Elektrikçiler ücret konusunu söyledi, ben de amcamın oğlu ile konuşmalarını istedim. Ramazan aradı, tarla işleriyle uğraşıyordu, yanına gittim. Orada bir süre oturduk. Narin’in kaybolduğu saatlerde kızım beni arayıp durumu söyledi. Mehmet Selim gelmişti, onunla birlikte olay yerine gittik. Kalabalığı görünce herkesin ağladığını fark ettim. Komutanı aradım ve 'Abimin kızı kayıp, ekip gönderin' dedim. Ancak komutan izinde olduğunu söyledi. Bunun üzerine Sabri’ye söyledim, 'Okulun kamerasına bakalım, jandarma gelecek' dedim.
Salim: Neden bundan şüphelenmiyorsunuz?
Salim Güran: Samet Hoca duydu. Sabri anahtarı getirdi, jandarmadan bir arkadaş geldi. Kamerayı inceledik, amcamın çocuklarının Narin ile yürüdüğünü ve patikadan yukarı çıktıklarını gördük. O bölgeye gittik, koyunların olduğu yere baktık, ama bir iz bulamadık. Gün doğmadan önce Barış kardeşimin evine gittik. Barış’ın eşi Yasemin bağırarak, 'Sabahleyin bu vahşiyi gördüm!' dedi. (Nevzat Bahtiyar’ı işaret ediyor.) Bunun üzerine, 'Neden bundan şüphelenmiyorsunuz?' dedim.
Salim: Narin’i bulmak için hocaya gittik
Salim Güran: Nevzat eve geldi, araba meselesini konuştuk. Ona, “Senin aracı aldığın kişi cezaevine girmiş,” dedim. Nevzat, “Param yok,” dedi. Daha sonra cemaat toplandı, aramızda zararı hesapladık. Nevzat’ın parası olmadığı için, “Sen bizim evin sıvasını yaparsın,” dedik. Sonrasında Nevzat bu işi üstlendi ve 200 bin liraya sıva işini para biçti. Ancak bu olaydan sonra Nevzat ile üç ay boyunca konuşmadık. Normalde tarlada beni gördüğünde yanıma gelir, otururdu. Ama üç ay boyunca yanıma hiç gelmedi.
Narin kaybolduktan sonra, jandarma ile konuştuk. Bana, “Dara’daki iki kameraya bakalım,” dediler. Komutan, “Kaç tane yol var?” diye sordu. Bazı yollara beni götürdüler, bazılarına ise götürmediler. Daha sonra JASAT ekibi geldi ve, “Bütün kameraları inceleyeceğiz,” dedi. Ancak şimdi kolluk kuvvetleri aileyi suçluyor, ama kendi eksiklerinden bahsetmiyorlar. İfade almışlar ama Narin’in patikada kaybolduğu saatlerde neden kameraları incelemiyorlar? Bir şey bulamayınca aileyi suçlamaya başladılar. Sonrasında beni merkeze götürdüler. Muhtar dedi ki, “Köyde kaç tane kuyu var?” Bana sordular, “Bilmiyorum,” dedim. Köydeki kuyulara birlikte baktık. En son, “Mehmet Kaya’nın evinin arkasında bir kuyu var,” dediler, oraya baktık.
Terlik olayı
Salim Güran: Gelelim terlik meselesine: Komutan o sırada, “Bir şeyler var,” dedi. “Narin’in terliği bulunmuş,” dedi. Vallahi en son bilen kişi benim. Köye geldik, Melike ile Birsen okulun yanındayken, “Kamerayı açsınlar! “17.30,” diye söyledi. O sırada jandarmanın benden şüphelendiği belliydi.
Devlet geldi artık köye. Sonra baktık jandarma orada. Bir hoca, Muhammet ile konuşuyordu. Hocaya dedim ki Dede, Narin’in yerini bize göster,” dedim. Ne demek istediğini anlamadı. Bende “Narin’in yerini göster,” dedim. “Dede, burayı aydınlat,” dediler. Şok oldum. “Narin makarna yiyor” dedi. Yanında yaşlı bir dede varmış. “Ne yapıyor Narin?” diye sordum. “Telefonla internette” dedi. Bir an umutlandım. Daha sonra Muhammet’i petrole bıraktım.
Dün neler yaşandı?
Cinayet davasının ikinci duruşması dün (26 Aralık 2024) başlamıştı. Salim Güran'ın işçisi 15 yaşından küçük R.A., pedagog eşliğinde adli görüşme odasında Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden dinlendi. Ardından Çoban A.A. ve Narin’in amcası Erhan Güran dinlendi.
Aile toplantısı görüntüleri izletildi
R.A'nın ifadesinin ardından çoban A.A, duruşma salonuna getirildi. İfade öncesi, dava dosyasına da eklenen, cesedin bulunmasından 1 gün önce Narin'in amcası Erhan Güran'ın evinde yaptığı toplantıda çoban A.A'ya sorular sorup, daha sonra gönderdikleri güvenlik kamerası görüntüleri izletildi. Enes Güran'ın avukatı Mustafa Demir, görüntülerin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dosyadan çıkarılması için itiraz etti. Mahkeme başkanı, "Bu delil hukuka aykırı değil, dosyaya alıyoruz" dedi.
Baba Arif Güran duruşmada söz aldı, tutuklu sanıklar ve avukatlar savunma yaptı. Mahkeme başkanı, dün 14 saat süren duruşmayı bugün sabah 09.00’a erteledi.
Savcı mütalaasını okudu
Davada savcının mütalaası okundu, savcı "Tüm sanıklar suç ortağı" dedi.