Hemen her gün haberlerde, sosyal medyada motosikletlerin bir kavga sebebi olduğuna şahit oluyoruz.
Yanlış anlaşılmasın motosiklete karşı değilim ama yazdıklarımı okuyunca bana hak vereceğinize de inanıyorum.
Hatta Büyük şehirlerde motosikletlerin, hızları ve pratiklikleri sayesinde yoğun trafiğin içinde önemli bir ulaşım aracı haline geldiğini de söylemem gerekir.
Ancak motosiklet kullanıcılarının özellikle trafik sıkışıklığını avantaja çevirmek adına yaptıkları riskli manevralar, şeritler arasında zikzaklar çizerek gitmeleri, kırmızı ışıkta beklemeden ara boşluklardan geçmeleri veya kaldırım ve yaya geçitlerini kullanmaları da kazaların en büyük sebeplerindendir.
Buna bir de özellikle kargo ve yemek teslimat sektöründe çalışan moto kuryeleri eklediğinizde, trafikte ciddi tehlikeler ortaya çıkıyor.
Motorların ve moto kuryelerin, zaman baskısı altında trafik kurallarını ihmal ederek hareket etmesi, hem kendi hayatlarını hem de diğer yol kullanıcılarının güvenliğini tehlikeye atıyor.
Motosiklet sürücüleri, trafikte en savunmasız grup olmalarına rağmen çoğu zaman en riskli hareketleri yapan kesim maalesef.
Kask kullanımı zorunlu olsa da birçok sürücünün kask takmadığı veya koruyucu ekipman kullanmadığını da görüyoruz. Bu durum, olası bir kazada ölüm ve yaralanma riskini katbekat artırmaktadır. Oysaki motosiklet kullanıcılarının bilinçlenmesi ve güvenli sürüş tekniklerine yönlendirilmesi, kazaların büyük ölçüde azalmasını sağlayabilir.
Ne yapacağız peki, motosikletlerin trafiğe çıkmalarını mı engelleyeceğiz?
Elbette hayır!
Motosiklet kullanıcılarının bu tür kural ihlalleri yapmalarındaki en büyük sebeplerden biri, denetim eksikliği. Son günlerde İzmir’de denetimlerin sıklaştığını görmek sevindirici elbette.
Trafik kurallarına uymayan sürücüler için caydırıcı ceza eksikliği bu tür ihlallerin artmasına yol açtığı da diğer bir vaka. Oysa ki Avrupa'nın birçok ülkesinde motosikletlerin şehir içi trafiğinde nasıl hareket etmeleri gerektiği sıkı kurallarla belirlenmiştir.
Örneğin, bazı şehirlerde motosikletlerin belirli şeritlerde gitmesi zorunlu tutulmuş, trafik ışıklarında öncelikli bekleme alanları oluşturulmuş ve kuralları ihlal eden sürücülere ağır cezalar uygulanmaktadır. Türkiye'de de bu tür önlemler artırılmalı ve trafik güvenliği konusunda daha fazla bilinç oluşturulmalıdır.
Trafiğin herkes için daha yaşanabilir bir alan haline gelmesi, ancak karşılıklı saygı, bilinçli hareket ve sistemli yaklaşımlarla mümkün olacaktır.
Sorunu kesin olarak çözecek olanda budur.